Şiirde de türler ve biçimler donuk değillerdir. Türk şiirinde de lirik şiir sözkonusu olduğunda koşuklardan koşmalara, türkülere, gazellere, sonra da yeni şekillere uzanan çizgide Türkçeye özgü anlatım kalıpları, söyleyişler bir devamlılıkla beraber, gelişir ve değişirler. Bu kitap gazel nazım şekli özelinde bir nazım şeklinin Türkler tarafından kullanılmaya başladığı zamanlardan itibaren geçirdiği değişikliklere değil, Türkçedeki kullanımına, yani sonuca odaklanarak bu devamlılığı, Türk- Osmanlı gazeli için anlama ve anlatma derdindedir.
Kitapta Türkçe gazel, Türk gazeli ya da Osmanlı gazeli tanımları değil Türk – Osmanlı gazeli tabiri tercih edilmiştir. Türkçe gazel tabiri yanlış olmasa da Türk edebiyatında bir başka coğrafyaya, bir başka dile ait gazellerin yaygınlığına gönderme yapar. Zaten literatürde de Arapça gazel, Farsça gazel ya da Urduca gazel diye bir kullanım yoktur. Batılı kaynaklar, klâsik Türk edebiyatı şiir metinleri için Osmanlı şiiri tanımlaması tercih etmişlerdir. Türk ve Osmanlı kelimelerini ayırmak için değil, birleştirirken gazelin farklılaşan sürecine işaret etmek için kitapta, Türk-Osmanlı gazeli kullanılmıştır.
Gazel Türk elinde, Horasan’da Türkler tarafından temellük edilmiş, geçmişte farklı Türk coğrafyalarında, farklı Türk idarelerinde şâirlerin kullandığı bir şekil olmuştur. Türk gazelinin Selçuklular’da ya da Timurîler’deki kullanımları, Batı Türkçesi ve Doğu Türkçesi örneklerindeki şekilleri, türleri, modaları elbette Osmanlı gazeliyle büyük oranda kesişir ama bu sahaların edebiyatları için ayrı bilgilere ihtiyaç vardır ve genelleme yapmamız için henüz erkendir. Üstelik Türk gazeli dünyaya Osmanlı eliyle taşınmıştır.
Bu kitap bazı sorulara cevap arar: Türkler Arap ve Fars edebiyatlarında da lirik şiirin tahtına oturan gazele neler eklemişlerdir, sorusu kitabın ana sorularından biridir. Gazel Arap kasidesinin tegazülü (kaside içi gazeli ) iken Farslara ve oradan Türklere mi geçmiştir? Gazelin konuları aşk, şarap ve kadın mıdır? Gazelin en güzel beytine kim neye göre karar verir, şâirler buna işaret etmişler midir? Gazelde türlerden bahsedilebilir mi? Adı olan gazeller olduğuna göre gazellerin tiplerinden söz edebilir miyiz? Gazelde büyük oranda nazire yazılan zemin şiirlerin yarattığı modalardan, tarzlardan söz edebilir miyiz? Gazel parça bohçası mıdır? Kâinâtı tevhîd yani birlikle algılayan bir kültürün lirik şiiri kesrette olabilir mi? Son olarak da önemli bir soru: Gazeli bütüncül okuyabilir miyiz?
Şiirde de türler ve biçimler donuk değillerdir. Türk şiirinde de lirik şiir sözkonusu olduğunda koşuklardan koşmalara, türkülere, gazellere, sonra da yeni şekillere uzanan çizgide Türkçeye özgü anlatım kalıpları, söyleyişler bir devamlılıkla beraber, gelişir ve değişirler. Bu kitap gazel nazım şekli özelinde bir nazım şeklinin Türkler tarafından kullanılmaya başladığı zamanlardan itibaren geçirdiği değişikliklere değil, Türkçedeki kullanımına, yani sonuca odaklanarak bu devamlılığı, Türk- Osmanlı gazeli için anlama ve anlatma derdindedir.
Kitapta Türkçe gazel, Türk gazeli ya da Osmanlı gazeli tanımları değil Türk – Osmanlı gazeli tabiri tercih edilmiştir. Türkçe gazel tabiri yanlış olmasa da Türk edebiyatında bir başka coğrafyaya, bir başka dile ait gazellerin yaygınlığına gönderme yapar. Zaten literatürde de Arapça gazel, Farsça gazel ya da Urduca gazel diye bir kullanım yoktur. Batılı kaynaklar, klâsik Türk edebiyatı şiir metinleri için Osmanlı şiiri tanımlaması tercih etmişlerdir. Türk ve Osmanlı kelimelerini ayırmak için değil, birleştirirken gazelin farklılaşan sürecine işaret etmek için kitapta, Türk-Osmanlı gazeli kullanılmıştır.
Gazel Türk elinde, Horasan’da Türkler tarafından temellük edilmiş, geçmişte farklı Türk coğrafyalarında, farklı Türk idarelerinde şâirlerin kullandığı bir şekil olmuştur. Türk gazelinin Selçuklular’da ya da Timurîler’deki kullanımları, Batı Türkçesi ve Doğu Türkçesi örneklerindeki şekilleri, türleri, modaları elbette Osmanlı gazeliyle büyük oranda kesişir ama bu sahaların edebiyatları için ayrı bilgilere ihtiyaç vardır ve genelleme yapmamız için henüz erkendir. Üstelik Türk gazeli dünyaya Osmanlı eliyle taşınmıştır.
Bu kitap bazı sorulara cevap arar: Türkler Arap ve Fars edebiyatlarında da lirik şiirin tahtına oturan gazele neler eklemişlerdir, sorusu kitabın ana sorularından biridir. Gazel Arap kasidesinin tegazülü (kaside içi gazeli ) iken Farslara ve oradan Türklere mi geçmiştir? Gazelin konuları aşk, şarap ve kadın mıdır? Gazelin en güzel beytine kim neye göre karar verir, şâirler buna işaret etmişler midir? Gazelde türlerden bahsedilebilir mi? Adı olan gazeller olduğuna göre gazellerin tiplerinden söz edebilir miyiz? Gazelde büyük oranda nazire yazılan zemin şiirlerin yarattığı modalardan, tarzlardan söz edebilir miyiz? Gazel parça bohçası mıdır? Kâinâtı tevhîd yani birlikle algılayan bir kültürün lirik şiiri kesrette olabilir mi? Son olarak da önemli bir soru: Gazeli bütüncül okuyabilir miyiz?
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 216,00 | 216,00 |