Ruhum Kıyama Kalktı

Stok Kodu:
9786258010091
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
192
Baskı:
3
Basım Tarihi:
2021-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%35 indirimli
170,00TL
110,50TL
Taksitli fiyat: 1 x 110,50TL
Tedarikçi Stoğu 10 Adet
9786258010091
737045
Ruhum Kıyama Kalktı
Ruhum Kıyama Kalktı
110.50

Şu sıralar düşünmek ve kendimi dinlemek için oldukça fazla vakit buluyorum. Kimi zaman Mevlana’nın yaklaşan ölümünü bir düğün gecesine benzettiği geliyor hatırıma. Dudaklarımda acıyla yoğrulmuş bir tebessüm beliriveriyor. Ölüm ve düğünün bir ahenk içinde yan yana bulunabilmesinin sıradan bir yaşama muvaffak olanlar için ne denli tuhaf olduğunun farkındayım. Ancak ölümü kurtuluş olarak görenlerin benimseyebileceği türden tuhaflıklardan…Öyle ya da böylekendi “Şeb-i Arûs’um” geliyor işte! Mevlâna’nınkinden farkı; beni heyecanlandıran kısmının sonsuz hayata atılan ilk adımdan çok şu anki hayatımın, çektiğim ıstırabımın ve kâbuslarımın son bulacak olması. Ama o gün gelmeden önce kendime vazife edindiğim son bir şey daha var. Orada olanları anlatmalıyım... Evet, ulaşabildiğim, uzanabildiğim herkese, hatta belki de tüm cihana anlatmalıyım. Üzerinde hayat bulduğucihana neredeyse dilsiz kalan o topraklarda,bahtsız gözlerimin şahit olduğu her kareyi, her anı, kelimesi kelimesine aktarmalıyım. Güle’nin, Abuş’un, Elif’in, Nazo’nun, Hati Ana’nın ya da Molla Mehmed’in hikâyesini, ana babaların çaresizliklerini, evlâtların sahipsizliklerini, açlığın ve Ermeni zulmünün pençesinde can veren insanların hikâyesini anlatmalıyım.

Ben Hariciye yüksek memuru Abdullah Halid Efendi’nin oğlu Ahmet Ziya. İşte bu yüzden sıvası dökülmeye yüz tutmuş odamda, titrek gaz lambasının ışığında bu satırları kaleme alıyorum. Kendi sonuma; yaşanan acıları, yapılan zulümlerianlatabilmenin verdiği vicdani hazla varabilmek ümidiyle yazıyorum…

 

Şu sıralar düşünmek ve kendimi dinlemek için oldukça fazla vakit buluyorum. Kimi zaman Mevlana’nın yaklaşan ölümünü bir düğün gecesine benzettiği geliyor hatırıma. Dudaklarımda acıyla yoğrulmuş bir tebessüm beliriveriyor. Ölüm ve düğünün bir ahenk içinde yan yana bulunabilmesinin sıradan bir yaşama muvaffak olanlar için ne denli tuhaf olduğunun farkındayım. Ancak ölümü kurtuluş olarak görenlerin benimseyebileceği türden tuhaflıklardan…Öyle ya da böylekendi “Şeb-i Arûs’um” geliyor işte! Mevlâna’nınkinden farkı; beni heyecanlandıran kısmının sonsuz hayata atılan ilk adımdan çok şu anki hayatımın, çektiğim ıstırabımın ve kâbuslarımın son bulacak olması. Ama o gün gelmeden önce kendime vazife edindiğim son bir şey daha var. Orada olanları anlatmalıyım... Evet, ulaşabildiğim, uzanabildiğim herkese, hatta belki de tüm cihana anlatmalıyım. Üzerinde hayat bulduğucihana neredeyse dilsiz kalan o topraklarda,bahtsız gözlerimin şahit olduğu her kareyi, her anı, kelimesi kelimesine aktarmalıyım. Güle’nin, Abuş’un, Elif’in, Nazo’nun, Hati Ana’nın ya da Molla Mehmed’in hikâyesini, ana babaların çaresizliklerini, evlâtların sahipsizliklerini, açlığın ve Ermeni zulmünün pençesinde can veren insanların hikâyesini anlatmalıyım.

Ben Hariciye yüksek memuru Abdullah Halid Efendi’nin oğlu Ahmet Ziya. İşte bu yüzden sıvası dökülmeye yüz tutmuş odamda, titrek gaz lambasının ışığında bu satırları kaleme alıyorum. Kendi sonuma; yaşanan acıları, yapılan zulümlerianlatabilmenin verdiği vicdani hazla varabilmek ümidiyle yazıyorum…

 

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 110,50    110,50   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat