Propaganda, günümüzde uluslararası siyasal ve tecimsel aktörlerin, dayanışma halinde aralıksız başvurdukları bir beyin yıkama yöntemi; kuşkusuz kendine özgü yöntem ve teknikler kullanır ve tarihsel gelişim sürecinde biçim ve içerik değişikliğine uğrar. Lipmann ve Bernays'in içinde bulunduğu Créel Komisyonu'nun, ABD kamuoyu ve iş çevrelerini İngiltere'nin yanında savaşa girme konusunda ikna etme görevini altı ay gibi kısa sürede başarması bu değişikliğin başlangıcıdır. Daha sonraları, ‘propaganda'nın yanı sıra ‘halkla ilişkiler' terimi de yaygın bir kullanım alanı bulur ve kavramsal ayrışmanın yapılması kaçınılmaz hale gelir. Propaganda ve halkla ilişkiler kavramları her ne kadar ‘ikna edici iletişim' çerçevesine alınabilir gibi görünse de kuram ve uygulamada önemli ölçüde farklılaşır. Aralarındaki en önemli ayrım, propagandanın antidemokratik, halkla ilişkilerin ise demokratik bir görünüm sunmasıdır. Demokrasi içinde genellikle meşru görülen propaganda kullandığı yöntemsel tutum bakımından yeterince antidemokratiktir. Buna karşılık, saydamlık, dürüstlük ve doğruluk ilkeleriyle sınırlarını belirleyen halkla ilişkiler, kuşkusuz, daha demokratiktir.
Günümüzde A.B.D.'nin dış politikalarını yaşama geçirirken, propaganda ağırlıklı halkla ilişkiler ile dezenformasyon karmasına sıkça başvurduğu gözlenmektedir. A.B.D. bunu yaparken, kitle iletişim araçları ve sinema sektörünün kontrolünü elinde tutmanın avantajını sonuna kadar kullanır. Elinizdeki kitap, bir yandan propaganda, siyasal reklâm, halkla ilişkiler gibi öne çıkan siyasal iletişim bileşenleriyle ilgili kuramsal bilgi aktarırken, diğer yandan A.B.D.'nin dış politikada uyguladığı yöntemleri de uygulama örnekleriyle irdelemeye çalışmaktadır.
Propaganda, günümüzde uluslararası siyasal ve tecimsel aktörlerin, dayanışma halinde aralıksız başvurdukları bir beyin yıkama yöntemi; kuşkusuz kendine özgü yöntem ve teknikler kullanır ve tarihsel gelişim sürecinde biçim ve içerik değişikliğine uğrar. Lipmann ve Bernays'in içinde bulunduğu Créel Komisyonu'nun, ABD kamuoyu ve iş çevrelerini İngiltere'nin yanında savaşa girme konusunda ikna etme görevini altı ay gibi kısa sürede başarması bu değişikliğin başlangıcıdır. Daha sonraları, ‘propaganda'nın yanı sıra ‘halkla ilişkiler' terimi de yaygın bir kullanım alanı bulur ve kavramsal ayrışmanın yapılması kaçınılmaz hale gelir. Propaganda ve halkla ilişkiler kavramları her ne kadar ‘ikna edici iletişim' çerçevesine alınabilir gibi görünse de kuram ve uygulamada önemli ölçüde farklılaşır. Aralarındaki en önemli ayrım, propagandanın antidemokratik, halkla ilişkilerin ise demokratik bir görünüm sunmasıdır. Demokrasi içinde genellikle meşru görülen propaganda kullandığı yöntemsel tutum bakımından yeterince antidemokratiktir. Buna karşılık, saydamlık, dürüstlük ve doğruluk ilkeleriyle sınırlarını belirleyen halkla ilişkiler, kuşkusuz, daha demokratiktir.
Günümüzde A.B.D.'nin dış politikalarını yaşama geçirirken, propaganda ağırlıklı halkla ilişkiler ile dezenformasyon karmasına sıkça başvurduğu gözlenmektedir. A.B.D. bunu yaparken, kitle iletişim araçları ve sinema sektörünün kontrolünü elinde tutmanın avantajını sonuna kadar kullanır. Elinizdeki kitap, bir yandan propaganda, siyasal reklâm, halkla ilişkiler gibi öne çıkan siyasal iletişim bileşenleriyle ilgili kuramsal bilgi aktarırken, diğer yandan A.B.D.'nin dış politikada uyguladığı yöntemleri de uygulama örnekleriyle irdelemeye çalışmaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 14,58 | 14,58 |