İnsan yeryüzünde görüldüğü andan itibaren büyük bir yaşam mücadelesi içinde olmuştur. Çünkü insan, yeryüzüne Paleolitik Çağ'dan itibaren yayılmaya başlamasıyla gittiği her çevrenin koşullarına uyabildiği ve çevresini tanıyabildiği oranda daha rahat ve daha kolay yaşayabilmiştir. Ancak Paleolitik Çağ'ın başlangıcından Neolitik Çağ'ın başlangıcına kadar tamamen doğa koşullarında avcı-toplayıcı bir kültüre sahip olarak yaşamıştır. Neolitik Çağ'da yerleşik düzene geçmeye başlamasıyla, bazı bitki ve hayvanları evcilleştirerek ilk kez besin üreticisi olmuştur. Bu durum uygun olmayan gün, hafta ve aylarda ürettiği besinlerle yaşamını garanti altına almasına neden olduğundan doğayı gözlemeye, düşünmeye, anlamaya, doğa problemlerini çözüm yolları aramaya zaman bulabilmiştir. Bu süreçte bilgisi, yeteneği, deneyimi ve bunların sonucu sahip olduğu teknolojik düzeyi oranında da yeni aletler, makinalar, donanım ve yapılar üreterek yaşamı giderek kolaylaşmaya başlamıştır. Bu nedenle Neolitik Çağ'a, günümüzün her türlü olumlu ve olumsuz gelişmelerin tetikleyicisidir diyebiliriz.
Yukarıda açıklanan çerçevede, insan başlangıçta mağara ve kaya altı sığınaklarını belirli süreli barınma yeri olarak kullanmıştır. Bu Neolitik'e kadar devam etmiştir. Neolitik'ten itibaren yerleşik düzene geçmeye başlayınca, barınma yerleri, çevresel koşullara göre çeşitlenmeye başlamıştır. Öyle ki tek odalı yuvarlak kulübelerden başlayarak, taş temelli yanları ağaç ve kamışlarla örülüp, bunların üzeri çamurla sıvanarak oluşturulan kulübeler giderek daha düzenli yapılar haline gelmeye başlamıştır. Özellikle çamur ve kilden kerpiç ve tuğla yapımının başarılması, giderek sürekli kalınan ve gün boyu kullanılan tek odalı, daha sonra iki ve çok odalı evlere, bunların da bir araya gelmesiyle küçük yerleşim birimleri (köyler) ortaya çıkmıştır. Kalkolitik Çağ'da kentler oluşmaya başlamış burada saraylar, tapınaklar, konaklar, kamu binaları ve evler yapılarak kent devletleri kurulmuştur. Bütün bunlar günümüze kadar gelişerek gökdelenlerin, akıllı evlerin, devasa bina ve yapıların oluşmasına kadar devam etmiştir.
Bu eserde ilk barınak şeklindeki belirli süreli sığınma yerlerinden başlayarak Kalkolitik Çağ sonuna kadar yapılarda ortaya çıkan gelişmeler birçok eserden yararlanılarak elle çizilen örnekler oluşturularak açıklanmaya çalışılmıştır.
İnsan yeryüzünde görüldüğü andan itibaren büyük bir yaşam mücadelesi içinde olmuştur. Çünkü insan, yeryüzüne Paleolitik Çağ'dan itibaren yayılmaya başlamasıyla gittiği her çevrenin koşullarına uyabildiği ve çevresini tanıyabildiği oranda daha rahat ve daha kolay yaşayabilmiştir. Ancak Paleolitik Çağ'ın başlangıcından Neolitik Çağ'ın başlangıcına kadar tamamen doğa koşullarında avcı-toplayıcı bir kültüre sahip olarak yaşamıştır. Neolitik Çağ'da yerleşik düzene geçmeye başlamasıyla, bazı bitki ve hayvanları evcilleştirerek ilk kez besin üreticisi olmuştur. Bu durum uygun olmayan gün, hafta ve aylarda ürettiği besinlerle yaşamını garanti altına almasına neden olduğundan doğayı gözlemeye, düşünmeye, anlamaya, doğa problemlerini çözüm yolları aramaya zaman bulabilmiştir. Bu süreçte bilgisi, yeteneği, deneyimi ve bunların sonucu sahip olduğu teknolojik düzeyi oranında da yeni aletler, makinalar, donanım ve yapılar üreterek yaşamı giderek kolaylaşmaya başlamıştır. Bu nedenle Neolitik Çağ'a, günümüzün her türlü olumlu ve olumsuz gelişmelerin tetikleyicisidir diyebiliriz.
Yukarıda açıklanan çerçevede, insan başlangıçta mağara ve kaya altı sığınaklarını belirli süreli barınma yeri olarak kullanmıştır. Bu Neolitik'e kadar devam etmiştir. Neolitik'ten itibaren yerleşik düzene geçmeye başlayınca, barınma yerleri, çevresel koşullara göre çeşitlenmeye başlamıştır. Öyle ki tek odalı yuvarlak kulübelerden başlayarak, taş temelli yanları ağaç ve kamışlarla örülüp, bunların üzeri çamurla sıvanarak oluşturulan kulübeler giderek daha düzenli yapılar haline gelmeye başlamıştır. Özellikle çamur ve kilden kerpiç ve tuğla yapımının başarılması, giderek sürekli kalınan ve gün boyu kullanılan tek odalı, daha sonra iki ve çok odalı evlere, bunların da bir araya gelmesiyle küçük yerleşim birimleri (köyler) ortaya çıkmıştır. Kalkolitik Çağ'da kentler oluşmaya başlamış burada saraylar, tapınaklar, konaklar, kamu binaları ve evler yapılarak kent devletleri kurulmuştur. Bütün bunlar günümüze kadar gelişerek gökdelenlerin, akıllı evlerin, devasa bina ve yapıların oluşmasına kadar devam etmiştir.
Bu eserde ilk barınak şeklindeki belirli süreli sığınma yerlerinden başlayarak Kalkolitik Çağ sonuna kadar yapılarda ortaya çıkan gelişmeler birçok eserden yararlanılarak elle çizilen örnekler oluşturularak açıklanmaya çalışılmıştır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225,00 | 225,00 |