Osmanlı sosyal tarihine ilişkin çalışmalarda son yıllarda dikkat çekici bir ilerleme sağlanırken, din ve düşünce tarihi alanlarında henüz istenen aşamaya ulaşılamadığı görülmektedir. Oysa bu alanlarda, Osmanlı İmparatorluğu ile Cumhuriyet Türkiyesi arasında ilk anda görünenden çok daha kuvvetli ve derin bir ilişki söz konusudur. Osmanlıdan Cumhuriyete Sufî Geleneğin Taşıyıcıları, bu ilişkiyi çarpıcı bir biçimde ortaya koyarken, Osmanlı tarzı sûfî geleneğin Cumhuriyet Türkiyesi'ne nasıl ve hangi şartlarda aktarıldığını inceliyor. Ele alınan temel meseleler; geçiş sürecindeki devamlılık, kırılma ve yeniden yapılanmalar, tarikat mensuplarının laik uygulamaları nasıl algıladıkları ve ne tür tepkiler verdikleridir. Çalışmanın merkezinde bulunan sufîler ise son dönem Melâmileri, Bektaşîler, Mevlevîler ve Nakşibendîler. Osmanlıdan Cumhuriyete Sufî Geleneğin Taşıyıcıları, alanındaki boşluğu doldurmaya katkı sağlayan ve mesele ortaya koyan bir çalışma.
Osmanlı sosyal tarihine ilişkin çalışmalarda son yıllarda dikkat çekici bir ilerleme sağlanırken, din ve düşünce tarihi alanlarında henüz istenen aşamaya ulaşılamadığı görülmektedir. Oysa bu alanlarda, Osmanlı İmparatorluğu ile Cumhuriyet Türkiyesi arasında ilk anda görünenden çok daha kuvvetli ve derin bir ilişki söz konusudur. Osmanlıdan Cumhuriyete Sufî Geleneğin Taşıyıcıları, bu ilişkiyi çarpıcı bir biçimde ortaya koyarken, Osmanlı tarzı sûfî geleneğin Cumhuriyet Türkiyesi'ne nasıl ve hangi şartlarda aktarıldığını inceliyor. Ele alınan temel meseleler; geçiş sürecindeki devamlılık, kırılma ve yeniden yapılanmalar, tarikat mensuplarının laik uygulamaları nasıl algıladıkları ve ne tür tepkiler verdikleridir. Çalışmanın merkezinde bulunan sufîler ise son dönem Melâmileri, Bektaşîler, Mevlevîler ve Nakşibendîler. Osmanlıdan Cumhuriyete Sufî Geleneğin Taşıyıcıları, alanındaki boşluğu doldurmaya katkı sağlayan ve mesele ortaya koyan bir çalışma.