Bölgeye dört asır hükmetmiş bir millet olarak, Kudüs merkezli Filistin Meslesi aynı zamanda Türkiye’nin de meselesidir. Esasında bölgede Filistin Meselesi’nden ziyade bilinçli oluşturulmuş bir Siyonizm meselesi söz konusu olandır. Siyonizm, Batılı adamın çıban olarak gördüğü Yahudileri kendi bünyesinden sökerek, İslam dünyasının kalbine bir hançer olarak saplama politikasıdır. Tarihi ve dini arka planı da buna alet ederek, bölgeye yapılan Yahudi göçleri ve nihayet bölgede bir İsrail Devleti’nin kurulması, arkası gelmeyen sorunların başlangıcı olmuştur. Osmanlının zayıf döneminin fırsat olarak kullanılması ve yeni Cumhuriyet’in kendi kabuğuna çekilmesi, aynı zamanda İslam dünyasının dağınıklığı bölgede Yahudi nüfusun lehine bir durum oluşturmuştur. Bundan yüz sene önce binlerle ölçülen nüfusun, bugün milyonlara ulaştığını görünce bölgedeki huzur ve istikrarın gelecek yıllarda da sağlanamayacağı hakkında bizlere bir fikir vermektedir.
Oluşan bu tablonun bugün önüne geçebilecek en önemli güçlerden biri yine Türkiye’dir. Arz-ı Mev’ud düşüncesine hâkim olan İsrail Devleti, bugün Gazze ve Filistin topraklarını topyekün ele geçirecek bir çaba içerisindedir. Arz-ı Mev’ud sınırlarının bugün ki İsrail sınırlarından çok daha büyük olması ise bölgedeki çatışmaların temel nedenlerinden biridir ve İsrail bu amacına ulaşana dek bölgedeki çatışmaları bitirmemekte kararlıdır. Siyonizmin göç politikası, nihai amacı, bölgedeki acının sebepleri ve meselenin Türkiye ile alakasını siyasal tarihle birlikte ele alan bu çalışma, okuyucusuna meselenenin kaynağı ve çözümü hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Zira Filistin’in acısı ve Siyonizm meselesi bütün dünyanın meselesidir. Burada huzur, barış ve adalet yoksa, dünyanın büyük çoğunluğu emniyette değildir.
Bölgeye dört asır hükmetmiş bir millet olarak, Kudüs merkezli Filistin Meslesi aynı zamanda Türkiye’nin de meselesidir. Esasında bölgede Filistin Meselesi’nden ziyade bilinçli oluşturulmuş bir Siyonizm meselesi söz konusu olandır. Siyonizm, Batılı adamın çıban olarak gördüğü Yahudileri kendi bünyesinden sökerek, İslam dünyasının kalbine bir hançer olarak saplama politikasıdır. Tarihi ve dini arka planı da buna alet ederek, bölgeye yapılan Yahudi göçleri ve nihayet bölgede bir İsrail Devleti’nin kurulması, arkası gelmeyen sorunların başlangıcı olmuştur. Osmanlının zayıf döneminin fırsat olarak kullanılması ve yeni Cumhuriyet’in kendi kabuğuna çekilmesi, aynı zamanda İslam dünyasının dağınıklığı bölgede Yahudi nüfusun lehine bir durum oluşturmuştur. Bundan yüz sene önce binlerle ölçülen nüfusun, bugün milyonlara ulaştığını görünce bölgedeki huzur ve istikrarın gelecek yıllarda da sağlanamayacağı hakkında bizlere bir fikir vermektedir.
Oluşan bu tablonun bugün önüne geçebilecek en önemli güçlerden biri yine Türkiye’dir. Arz-ı Mev’ud düşüncesine hâkim olan İsrail Devleti, bugün Gazze ve Filistin topraklarını topyekün ele geçirecek bir çaba içerisindedir. Arz-ı Mev’ud sınırlarının bugün ki İsrail sınırlarından çok daha büyük olması ise bölgedeki çatışmaların temel nedenlerinden biridir ve İsrail bu amacına ulaşana dek bölgedeki çatışmaları bitirmemekte kararlıdır. Siyonizmin göç politikası, nihai amacı, bölgedeki acının sebepleri ve meselenin Türkiye ile alakasını siyasal tarihle birlikte ele alan bu çalışma, okuyucusuna meselenenin kaynağı ve çözümü hakkında değerli bilgiler sunmaktadır. Zira Filistin’in acısı ve Siyonizm meselesi bütün dünyanın meselesidir. Burada huzur, barış ve adalet yoksa, dünyanın büyük çoğunluğu emniyette değildir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 97,50 | 97,50 |