Yüzbaşı Grange, 1939 yılında yeni görev yeri olan Belçika sınırına komşu Moriarme köyü yakınlarındaki ormanda inşa edilmiş, "Çatı" adı verilen korugana ulaşır.Savaş ancak belli belirsiz bir tehdit şeklinde hissedilirken, günlerini ormanda, koruganda, köyde, bir süre sonra da genç ve güzel Mona'nın evinde geçirmektedir. 1940 ilkbaharında Almanlarbölgeye saldırınca Mona, diğer köy sakinleriyle birlikte uzaklaşır. Emrindeki üç askerle kapalı bir kasayı andıran koruganda kaderiyle baş başa kalan Grange Huzur, korku, vurdumduymazlık arasında gidip gelirken "savaşa benzemeyen savaş" da giderek gerçekliğe yaklaşmaktadır.On iki kilometre... On iki kilometre ötede Meuse vardı!Kendini, gemi direklerini kıracak kadar şiddetli bir sallantıya kapılmış hissetti.İmkansızdı! Hastalıklı bir titizlikle bir gün öncesinin olaylarını zihninden geçirdi. Mutlaka bir yerlerde bir başlık, bir atlama olmalıydı; yanlış anladığı bir emir, kaybettiği bir kağıt... "Üstüne bir de divanı harbe çıkarsak" diyordu çırılçıplakmış gibi titreyerek, "doğrusu tadından yenmez!" İçinden ağlamak ve çekip gitmek geliyordu. Ama işin bu kadar basit olmadığını da hissediyordu. Benliğinin derinliklerinde, kışa girerken yollarda kuru yaprakları dans ettiren yeller gibi küçük, kuru, şen ve küstah bir rüzgarın esişini dinliyordu.
Yüzbaşı Grange, 1939 yılında yeni görev yeri olan Belçika sınırına komşu Moriarme köyü yakınlarındaki ormanda inşa edilmiş, "Çatı" adı verilen korugana ulaşır.Savaş ancak belli belirsiz bir tehdit şeklinde hissedilirken, günlerini ormanda, koruganda, köyde, bir süre sonra da genç ve güzel Mona'nın evinde geçirmektedir. 1940 ilkbaharında Almanlarbölgeye saldırınca Mona, diğer köy sakinleriyle birlikte uzaklaşır. Emrindeki üç askerle kapalı bir kasayı andıran koruganda kaderiyle baş başa kalan Grange Huzur, korku, vurdumduymazlık arasında gidip gelirken "savaşa benzemeyen savaş" da giderek gerçekliğe yaklaşmaktadır.On iki kilometre... On iki kilometre ötede Meuse vardı!Kendini, gemi direklerini kıracak kadar şiddetli bir sallantıya kapılmış hissetti.İmkansızdı! Hastalıklı bir titizlikle bir gün öncesinin olaylarını zihninden geçirdi. Mutlaka bir yerlerde bir başlık, bir atlama olmalıydı; yanlış anladığı bir emir, kaybettiği bir kağıt... "Üstüne bir de divanı harbe çıkarsak" diyordu çırılçıplakmış gibi titreyerek, "doğrusu tadından yenmez!" İçinden ağlamak ve çekip gitmek geliyordu. Ama işin bu kadar basit olmadığını da hissediyordu. Benliğinin derinliklerinde, kışa girerken yollarda kuru yaprakları dans ettiren yeller gibi küçük, kuru, şen ve küstah bir rüzgarın esişini dinliyordu.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 7,22 | 7,22 |