Onca Çileden Sonra

Stok Kodu:
9789755096964
Boyut:
14x22
Sayfa Sayısı:
232
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%32 indirimli
140,00TL
95,20TL
9789755096964
463336
Onca Çileden Sonra
Onca Çileden Sonra
95.20

Bir daha yaşanmaması için yaşanılanların unutulmaması ve toplumsal bellekte hep canlı kalması gerekir.

Anı kitabı yazmak, kişinin yaşadıklarını okuyucuya aktarmasından başka bir şey değildir. Anılar, kişinin belleğinden süzülen, onun denetiminden geçen öznel anlatılardır. Bu nedenle tarihsel bir metin olmaktan ziyade tarihçi için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı niteliği taşırlar. Oysa bazı anı kitapları, bireysel yaşanmışlıkların anlatısı olmanın ötesine geçer ve tarihsel metinlere dönüşür. Perihan Akçam'ın Onca Çileden Sonra isimli anı kitabı, ikinci tür anlatıya örnek oluşturuyor. Peki ama neden?

Perihan Akçam'ın anlattıkları kendi yaşamının on dokuz yılından ibaret değil. Onca Çileden Sonra kitabında 1970-1990 arasında yaşanan iki askeri darbeyi ve bu darbeler esnasında toplumun önemli bir kesiminin yaşadıklarını anlatıyor. Elbette deneyimleri bireyseldir. Elbette çektiği acıları, gördüğü baskı ve işkenceleri, yüz yüze geldiği zulümleri birey olarak yaşamıştır. Fakat Akçam'ın bizzat tecrübe ettiği bu olaylar öyle geniş kitlelerin ortak geçmişinde yer alıyor ki, anılarını artık o dönemin tarihi olarak da okumak mümkün. Üstelik Akçam'ın o karanlık dönemleri bir tanık değil taraflardan biri olarak yaşamış oluşu, bu anı kitabını bir sözlü tarih anlatısına dönüştürmekte. Elinizde tuttuğunuz kitapta, dönemin canlı tanıkları ile birlikte, toplumun büyük çoğunluğunun yaşadıkları belgeleniyor ve toplumsal bellek yeniden canlanıyor.

Mustafa Ekmekçi, "Dileğim, o günler bir daha yaşanmasın," diyor yazdığı önsözün satırlarında. O günlerin bir daha yaşanmaması için yaşanılanların unutulmaması ve toplumsal bellekte hep canlı kalması gerekiyor.

Bir daha yaşanmaması için yaşanılanların unutulmaması ve toplumsal bellekte hep canlı kalması gerekir.

Anı kitabı yazmak, kişinin yaşadıklarını okuyucuya aktarmasından başka bir şey değildir. Anılar, kişinin belleğinden süzülen, onun denetiminden geçen öznel anlatılardır. Bu nedenle tarihsel bir metin olmaktan ziyade tarihçi için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı niteliği taşırlar. Oysa bazı anı kitapları, bireysel yaşanmışlıkların anlatısı olmanın ötesine geçer ve tarihsel metinlere dönüşür. Perihan Akçam'ın Onca Çileden Sonra isimli anı kitabı, ikinci tür anlatıya örnek oluşturuyor. Peki ama neden?

Perihan Akçam'ın anlattıkları kendi yaşamının on dokuz yılından ibaret değil. Onca Çileden Sonra kitabında 1970-1990 arasında yaşanan iki askeri darbeyi ve bu darbeler esnasında toplumun önemli bir kesiminin yaşadıklarını anlatıyor. Elbette deneyimleri bireyseldir. Elbette çektiği acıları, gördüğü baskı ve işkenceleri, yüz yüze geldiği zulümleri birey olarak yaşamıştır. Fakat Akçam'ın bizzat tecrübe ettiği bu olaylar öyle geniş kitlelerin ortak geçmişinde yer alıyor ki, anılarını artık o dönemin tarihi olarak da okumak mümkün. Üstelik Akçam'ın o karanlık dönemleri bir tanık değil taraflardan biri olarak yaşamış oluşu, bu anı kitabını bir sözlü tarih anlatısına dönüştürmekte. Elinizde tuttuğunuz kitapta, dönemin canlı tanıkları ile birlikte, toplumun büyük çoğunluğunun yaşadıkları belgeleniyor ve toplumsal bellek yeniden canlanıyor.

Mustafa Ekmekçi, "Dileğim, o günler bir daha yaşanmasın," diyor yazdığı önsözün satırlarında. O günlerin bir daha yaşanmaması için yaşanılanların unutulmaması ve toplumsal bellekte hep canlı kalması gerekiyor.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 95,20    95,20   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat