Elinizdeki kitabın Pridon Khalvaşi'nin hatıralarından oluşmasına rağmen içerdiği konular nedeniyle özel olmaktan öte, geçtiği coğrafya ve dönemi itibarıyla Gürcistan ve Gürcistan'ın en eski bölgelerinden Açara ile ilgili merak uyandıran ve bilinmeyen bir dönemin kapılarını aralaması, kitabı olduğundan daha da çekici hâle getirmektedir. Bunun yanında yazarın Türkiye'ye yaptığı seyahatlerde karşılaştığı Türkiye'de yerleşik Gürcüler ve özellikle de “en tanınmış” Gürcü ve önemli bir isim olan Ahmet Özkan Melaşvili ile olan diyaloğu ile bize aktardıkları, birçok kişinin birtakım meraklarını giderecek niteliktedir.
Pridon hatıratında; kimi zaman çocukluğu, kimi zaman delikanlılığı, kimi zaman gençliği, kimi zaman orta yaşlılığı, kimi zaman da yaşlılığı arasında geçişler yaparken okuyucuyu da peşinden sürükleyerek zaman, ideolojiler ve sınırlar arasında seyahate çıkarıyor. 1925 yılında Sosyalist Gürcistan'da doğan ancak Demokratik Gürcistan'ı ve işgal altındaki Gürcistan'ın son zamanlarını da gören kişilerle beraber yaşamış şair, II. Dünya Savaşı'nın sonu olan 1945 yılından Soğuk Savaş'ın sonu olan 1991 yılına kadar Avrupa'yı iki kısma bölen fikirsel çatışma alanlarını ve fiziksel sınırları tanımlayan ve artık unutulmaya yüz tutmuş bir kavram olan Demir Perde'yi karşımıza getiriyor. Doğu Bloku da denen yeryüzünün bu kısmında olup bitenler, diğer kısımdakiler tarafından döneminde her zaman merak edilmiştir. Şair, hatıratıyla okuyucunun Demir Perde'yi aralayıp geç de olsa içeriye bakmasını ve hatırlamasını sağlayıp sonrasına da ışık tutuyor. “Omri” yazarı Pridon Khalvaşi, sahip olduğu enerji ve ruh hâli nedeniyle koskoca Sovyetler Birliği sınırlarına sığamıyor. Bir bakmışsınız Orta Asya'ya gidip II. Dünya Savaşı yıllarında Gürcistan'ın Meskheti Bölgesi'nden Orta Asya bozkırlarına sürülen Ahıskalılarla görüşüp onlarla ilgili bilinmeyenleri aktarıyor, bir bakmışsınız yazar heyetiyle gittiği dönemin Amerika'sıyla ilgili yazıyor. Kitapta ilerledikçe Amerika-Vietnam Savaşı döneminde Çin üzerinden Vietnam'a giderek gösterdiği faaliyetten etkileniyor. Daha sonra kalkıp gemiyle dünyayı dolaşması, Japonya'dan Avustralya'ya kadar yaşadığı maceralar ve o dönemde bile uzak diyarlarda karşılaştığı kendi insanlarının ona anlattıkları karşısında hissettiklerinizi dile getirecek kelime bulamıyorsunuz.
Elinizdeki kitabın Pridon Khalvaşi'nin hatıralarından oluşmasına rağmen içerdiği konular nedeniyle özel olmaktan öte, geçtiği coğrafya ve dönemi itibarıyla Gürcistan ve Gürcistan'ın en eski bölgelerinden Açara ile ilgili merak uyandıran ve bilinmeyen bir dönemin kapılarını aralaması, kitabı olduğundan daha da çekici hâle getirmektedir. Bunun yanında yazarın Türkiye'ye yaptığı seyahatlerde karşılaştığı Türkiye'de yerleşik Gürcüler ve özellikle de “en tanınmış” Gürcü ve önemli bir isim olan Ahmet Özkan Melaşvili ile olan diyaloğu ile bize aktardıkları, birçok kişinin birtakım meraklarını giderecek niteliktedir.
Pridon hatıratında; kimi zaman çocukluğu, kimi zaman delikanlılığı, kimi zaman gençliği, kimi zaman orta yaşlılığı, kimi zaman da yaşlılığı arasında geçişler yaparken okuyucuyu da peşinden sürükleyerek zaman, ideolojiler ve sınırlar arasında seyahate çıkarıyor. 1925 yılında Sosyalist Gürcistan'da doğan ancak Demokratik Gürcistan'ı ve işgal altındaki Gürcistan'ın son zamanlarını da gören kişilerle beraber yaşamış şair, II. Dünya Savaşı'nın sonu olan 1945 yılından Soğuk Savaş'ın sonu olan 1991 yılına kadar Avrupa'yı iki kısma bölen fikirsel çatışma alanlarını ve fiziksel sınırları tanımlayan ve artık unutulmaya yüz tutmuş bir kavram olan Demir Perde'yi karşımıza getiriyor. Doğu Bloku da denen yeryüzünün bu kısmında olup bitenler, diğer kısımdakiler tarafından döneminde her zaman merak edilmiştir. Şair, hatıratıyla okuyucunun Demir Perde'yi aralayıp geç de olsa içeriye bakmasını ve hatırlamasını sağlayıp sonrasına da ışık tutuyor. “Omri” yazarı Pridon Khalvaşi, sahip olduğu enerji ve ruh hâli nedeniyle koskoca Sovyetler Birliği sınırlarına sığamıyor. Bir bakmışsınız Orta Asya'ya gidip II. Dünya Savaşı yıllarında Gürcistan'ın Meskheti Bölgesi'nden Orta Asya bozkırlarına sürülen Ahıskalılarla görüşüp onlarla ilgili bilinmeyenleri aktarıyor, bir bakmışsınız yazar heyetiyle gittiği dönemin Amerika'sıyla ilgili yazıyor. Kitapta ilerledikçe Amerika-Vietnam Savaşı döneminde Çin üzerinden Vietnam'a giderek gösterdiği faaliyetten etkileniyor. Daha sonra kalkıp gemiyle dünyayı dolaşması, Japonya'dan Avustralya'ya kadar yaşadığı maceralar ve o dönemde bile uzak diyarlarda karşılaştığı kendi insanlarının ona anlattıkları karşısında hissettiklerinizi dile getirecek kelime bulamıyorsunuz.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 156,18 | 156,18 |