Şurası inkar edilemez bir gerçek ki, bugünlerde milletçe yaşadığımız bütün üzücü olaylar, Tayyip Bey'in Osmanlıyı ihya etme, Başkan olma hayalinin ürünleridir.Tayyip Bey Amerika'daki gibi bir Başkan olmak istiyor..
O halde, ünlü yazar Dale Cargie'nin Söz Söyleme Sanatı kitabından satırlar alarak Amerikan Başkanlarının bazı özelliklerine kendisine okuyalım.. Başkan Wilson: “Konuşmalarını önce steno eder, tekrar tekrar okur düzeltir, son şeklini verirdi..” Başkan Lincoln çalışırken, yemek yerken, çiftliğinde inek sağarken, kolunda sepeti ve yanında sürekli sorular soran oğlu olduğu halde pazara alışverişe giderken hep nutkunu düşünürdü. Başkanlık nutkunu da karanlık bir mahzene kapanıp orada hazırlamıştı. İngiliz Devlet adamı Lloyd George de nutkunu ağaçlarla konuşarak hazırlardı.Tayyip Bey, gerçi oğlunu ve sepetini koluna takıp alışverişe gitmez ama, onlar gibi bir Başkan olmak istediğine göre, her halde nutuklarını o da önce stenoya çeker ve yazıp okur diye düşünenlere cevap: Tayyip Bey böyle şeylerle kendini yormaz, önündeki prompterden okur.. Tabii bazan prompter bozulunca güç anlar yaşar, orası başka..
Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ı Lügat'it Türk kitabından satırlar: “Kaşgarlı devlet idaresinde fiili hakimiyet Türk kabile reisleri, yâni Beğlerin elinde idi. Hakanın görevi hükmetmekten ziyade, hakemlik ve kabileler arasında dengeyi sağlamaktı, Hakanlık bir semboldü.. Hakan bütün malvarlığını Devlete bırakarak göreve başlardı.. ” Şimdi bizde de bir federal yapı oluştuğunda, Tayyip Bey, AKSarayın merdivenlerine bayraklarını sıraladığı 16 Türk Devletinden biri olan Karahanlının Hakanı gibi bir Sembol Başkan olmayı kabul edebililir mi acaba?
Osmanlı Tarihi'nden satırlar: “II. Abdülhamit, Beylerbeyi Sarayında 6 yıl hapis hayatı yaşadı ve orada öldü.. Vahdettin yaptırdığı köşkte sadece 6 ay oturabildi.. Son yıllarını, yurt dışına kaçtığı Maltada, Palermo'da, açlık ve sefalet içinde geçirdi. San Remo'da öldü. Mezarı da Şam'dadır.” Vahdettin sarayında saklanan Derviş Vahdetinin sonu ise Atatürk'e suikast girişimi yüzünden idam edilmek olmuştu.. Peki Tayyip Bey, şimdi o iki sarayı kendisi için donattığına göre acaba bunlar hiç aklına geliyor mu?
Şurası inkar edilemez bir gerçek ki, bugünlerde milletçe yaşadığımız bütün üzücü olaylar, Tayyip Bey'in Osmanlıyı ihya etme, Başkan olma hayalinin ürünleridir.Tayyip Bey Amerika'daki gibi bir Başkan olmak istiyor..
O halde, ünlü yazar Dale Cargie'nin Söz Söyleme Sanatı kitabından satırlar alarak Amerikan Başkanlarının bazı özelliklerine kendisine okuyalım.. Başkan Wilson: “Konuşmalarını önce steno eder, tekrar tekrar okur düzeltir, son şeklini verirdi..” Başkan Lincoln çalışırken, yemek yerken, çiftliğinde inek sağarken, kolunda sepeti ve yanında sürekli sorular soran oğlu olduğu halde pazara alışverişe giderken hep nutkunu düşünürdü. Başkanlık nutkunu da karanlık bir mahzene kapanıp orada hazırlamıştı. İngiliz Devlet adamı Lloyd George de nutkunu ağaçlarla konuşarak hazırlardı.Tayyip Bey, gerçi oğlunu ve sepetini koluna takıp alışverişe gitmez ama, onlar gibi bir Başkan olmak istediğine göre, her halde nutuklarını o da önce stenoya çeker ve yazıp okur diye düşünenlere cevap: Tayyip Bey böyle şeylerle kendini yormaz, önündeki prompterden okur.. Tabii bazan prompter bozulunca güç anlar yaşar, orası başka..
Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ı Lügat'it Türk kitabından satırlar: “Kaşgarlı devlet idaresinde fiili hakimiyet Türk kabile reisleri, yâni Beğlerin elinde idi. Hakanın görevi hükmetmekten ziyade, hakemlik ve kabileler arasında dengeyi sağlamaktı, Hakanlık bir semboldü.. Hakan bütün malvarlığını Devlete bırakarak göreve başlardı.. ” Şimdi bizde de bir federal yapı oluştuğunda, Tayyip Bey, AKSarayın merdivenlerine bayraklarını sıraladığı 16 Türk Devletinden biri olan Karahanlının Hakanı gibi bir Sembol Başkan olmayı kabul edebililir mi acaba?
Osmanlı Tarihi'nden satırlar: “II. Abdülhamit, Beylerbeyi Sarayında 6 yıl hapis hayatı yaşadı ve orada öldü.. Vahdettin yaptırdığı köşkte sadece 6 ay oturabildi.. Son yıllarını, yurt dışına kaçtığı Maltada, Palermo'da, açlık ve sefalet içinde geçirdi. San Remo'da öldü. Mezarı da Şam'dadır.” Vahdettin sarayında saklanan Derviş Vahdetinin sonu ise Atatürk'e suikast girişimi yüzünden idam edilmek olmuştu.. Peki Tayyip Bey, şimdi o iki sarayı kendisi için donattığına göre acaba bunlar hiç aklına geliyor mu?
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 143,00 | 143,00 |