“...her pazar 24 yıldır her pazar günü dershanecilik yaptığıma pişman olurum. Çünkü insanların hep pazar günü eşleriyle çocuklarıyla kahvaltı masasında kahvaltı yaptıklarını düşünürüm saat 10’da kalktıklarını düşünürüm dışarıda kar yağıyorsa işte eşiyle belki bahçeleri varsa kartopu oynadıklarını hayal ederim. Ben sürekli kartopu oynayarak büyüdüm ama eşim bundan mahrum kaldı. Çünkü onun izin günleri biz çalışıyorduk, onun tatil olduğu günler hiç denk gelmedi zıt çalışmalar sergiledik o yüzden biz bir anda 17 yaşında bir çocuğun annesi babası olduk.”
Dershane öğretmeni
“Okulda bir sınıf var, iki öğretmen. Daha sonra lojmanın bir odasını sınıf yaptık. Ama bir tane yazı tahtamız var portatif. Ben müdür yetkiliyim. Hayatında resmi yazı yazmamış biri olarak mükemmel bir başlangıç. Diğer öğretmen arkadaşla ‘hocam bir ders tahtayı sen kullan bir ders ben kullanayım’ diye espri yaptık. Nerdeyse benimle kavga edecekti. Daha sonra tahtaları yan yana çakarak bir yazı tahtası daha yaptık. Boyayacağız, boyamız yok. İlkokul öğretmenimden gördüğüm bir boyayı yaptık. Müthişti. Bacanın kurumlarıyla yumurta akını karıştırdık, oldu sana yazı tahtası boyası. İki-üç yıl bu tahtayla idare ettik. İlk günler ilk aylar böyle başladı.”
Varoşlarda öğretmen
“Köy öğretmeni olmak misafirliğin biraz daha uzun sürmesi demek. Çünkü, ben önceki çalıştığım yerde de köydeydim. Yeni burada da merkeze yakın olmasına rağmen köydeyim. Çocuklarda daha bir masumiyet var. Size karşı daha samimi davranıyorlar. her sabah geldiğinizde şu bahar ayında elinize o sümbüllerden alıyor olmak veya işte annemin size selamı var, doğum gününüzü kutluyorlar demiş olmaları insan açısından çok büyük bir mutluluk yani dediğim gibi öğretmen olmak bir aileye dahil olmak olabilir.”
Köy öğretmeni
“İlk 6 ay, yakın çevredeki okullarda İstiklal Marşı söylenirken çok etkilenir çok ağlardım hatta okulların önünden geçmemeye çalışırdım. Çok ağladım son mezuniyet töreni yaptık, veliler de çok üzüldü hani... ‘Son’ dedim ‘mesleğe nokta koyuyorum’ demiştim, arkadaşlarım çok etkilenmiş. Okula falan giderken çok hüzünlü oluyordum yani okula ziyarete gidiyordum. Öğrencim yoktu ama arkadaşlarıma mSüdürüme işte hepsini görmeye.”
Emekli Öğretmen
Bir doktora dersi araştırma projesinin çıktısı olan bu kitapta, Türkiye’de öğretmenliğin çeşitli hallerine baktık. Mesleğe başladıkları ilk günden emekliliklerine kadar katılımcı öğretmenlerimizin deneyimleri üzerinden öğretmen olmanın ne anlama geldiğini anlamaya çalıştık. Öğretmenlerimizi dinledikçe kendi öykülerimizi de keşfettik. Kitap bu nedenle pedagojik bir deneyimin de öyküsünü içeriyor.
“...her pazar 24 yıldır her pazar günü dershanecilik yaptığıma pişman olurum. Çünkü insanların hep pazar günü eşleriyle çocuklarıyla kahvaltı masasında kahvaltı yaptıklarını düşünürüm saat 10’da kalktıklarını düşünürüm dışarıda kar yağıyorsa işte eşiyle belki bahçeleri varsa kartopu oynadıklarını hayal ederim. Ben sürekli kartopu oynayarak büyüdüm ama eşim bundan mahrum kaldı. Çünkü onun izin günleri biz çalışıyorduk, onun tatil olduğu günler hiç denk gelmedi zıt çalışmalar sergiledik o yüzden biz bir anda 17 yaşında bir çocuğun annesi babası olduk.”
Dershane öğretmeni
“Okulda bir sınıf var, iki öğretmen. Daha sonra lojmanın bir odasını sınıf yaptık. Ama bir tane yazı tahtamız var portatif. Ben müdür yetkiliyim. Hayatında resmi yazı yazmamış biri olarak mükemmel bir başlangıç. Diğer öğretmen arkadaşla ‘hocam bir ders tahtayı sen kullan bir ders ben kullanayım’ diye espri yaptık. Nerdeyse benimle kavga edecekti. Daha sonra tahtaları yan yana çakarak bir yazı tahtası daha yaptık. Boyayacağız, boyamız yok. İlkokul öğretmenimden gördüğüm bir boyayı yaptık. Müthişti. Bacanın kurumlarıyla yumurta akını karıştırdık, oldu sana yazı tahtası boyası. İki-üç yıl bu tahtayla idare ettik. İlk günler ilk aylar böyle başladı.”
Varoşlarda öğretmen
“Köy öğretmeni olmak misafirliğin biraz daha uzun sürmesi demek. Çünkü, ben önceki çalıştığım yerde de köydeydim. Yeni burada da merkeze yakın olmasına rağmen köydeyim. Çocuklarda daha bir masumiyet var. Size karşı daha samimi davranıyorlar. her sabah geldiğinizde şu bahar ayında elinize o sümbüllerden alıyor olmak veya işte annemin size selamı var, doğum gününüzü kutluyorlar demiş olmaları insan açısından çok büyük bir mutluluk yani dediğim gibi öğretmen olmak bir aileye dahil olmak olabilir.”
Köy öğretmeni
“İlk 6 ay, yakın çevredeki okullarda İstiklal Marşı söylenirken çok etkilenir çok ağlardım hatta okulların önünden geçmemeye çalışırdım. Çok ağladım son mezuniyet töreni yaptık, veliler de çok üzüldü hani... ‘Son’ dedim ‘mesleğe nokta koyuyorum’ demiştim, arkadaşlarım çok etkilenmiş. Okula falan giderken çok hüzünlü oluyordum yani okula ziyarete gidiyordum. Öğrencim yoktu ama arkadaşlarıma mSüdürüme işte hepsini görmeye.”
Emekli Öğretmen
Bir doktora dersi araştırma projesinin çıktısı olan bu kitapta, Türkiye’de öğretmenliğin çeşitli hallerine baktık. Mesleğe başladıkları ilk günden emekliliklerine kadar katılımcı öğretmenlerimizin deneyimleri üzerinden öğretmen olmanın ne anlama geldiğini anlamaya çalıştık. Öğretmenlerimizi dinledikçe kendi öykülerimizi de keşfettik. Kitap bu nedenle pedagojik bir deneyimin de öyküsünü içeriyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 37,38 | 37,38 |