Elinizdeki bu çalışma, birçok alanda eser vermekle birlikte özellikle ahlak felsefesinde öne çıkan İbn Miskeveyh’in el-Makâle fi’n-nefs ve’l-akl (Nefs ve Akıl Risalesi) isimli risalesinin hem yeni bir edisyonunu hem de Türkçe tercümesini sunmaktadır. Söz konusu risale, İbn Miskeveyh’in açıkça adını zikretmeği bir şahsın, nefs ve aklın varlığı ve mahiyetiyle ilgili ona yönelttiği toplamda on soru/itiraz ve onlara dair kendisinin verdiği cevapları ihtiva eder. Soruların/itirazların içeriğinden, materyalist bir deneyci olduğu anlaşılan bu kişi, nefs ve aklı devamlı olarak sıcaklık, ışık ve nura indirgeme çabası içindedir ve duyu idraklerini aşacak şekilde cisim veya cisimsel olmayan bir nefs ve akıl düşüncesine karşıdır. Zira ona göre duyu idrakine dayanmayan her türlü düşünce/fikir, kuruntu/ham hayal (melancholy) olmaktan kurtulamaz. Bu durum karşısında İbn Miskeveyh bilgi kaynaklarının sadece duyu idrakleriyle sınırlı olmadığını, bilakis onların da üzerinde hükümde bulunan bir akıl ve nefsin bulunduğunu, dahası bunların maddi de olmadığını temellendirerek itiraz sahibinin şüphelerine cevap üretmeye çalışır. Dolayısıyla bu çalışma, nefs ve aklın ontolojisiyle ilgili kıymetli değerlendirmeler içermekle birlikte, özellikle epistemolojik açıdan materyalist ve deneyci bir gelenek ile Yeni Platoncu geleneğin iki önemli mensubunun karşı karşıya geldiği bir diyalektiği serimlemesi açısından son derece önemlidir.
Elinizdeki bu çalışma, birçok alanda eser vermekle birlikte özellikle ahlak felsefesinde öne çıkan İbn Miskeveyh’in el-Makâle fi’n-nefs ve’l-akl (Nefs ve Akıl Risalesi) isimli risalesinin hem yeni bir edisyonunu hem de Türkçe tercümesini sunmaktadır. Söz konusu risale, İbn Miskeveyh’in açıkça adını zikretmeği bir şahsın, nefs ve aklın varlığı ve mahiyetiyle ilgili ona yönelttiği toplamda on soru/itiraz ve onlara dair kendisinin verdiği cevapları ihtiva eder. Soruların/itirazların içeriğinden, materyalist bir deneyci olduğu anlaşılan bu kişi, nefs ve aklı devamlı olarak sıcaklık, ışık ve nura indirgeme çabası içindedir ve duyu idraklerini aşacak şekilde cisim veya cisimsel olmayan bir nefs ve akıl düşüncesine karşıdır. Zira ona göre duyu idrakine dayanmayan her türlü düşünce/fikir, kuruntu/ham hayal (melancholy) olmaktan kurtulamaz. Bu durum karşısında İbn Miskeveyh bilgi kaynaklarının sadece duyu idrakleriyle sınırlı olmadığını, bilakis onların da üzerinde hükümde bulunan bir akıl ve nefsin bulunduğunu, dahası bunların maddi de olmadığını temellendirerek itiraz sahibinin şüphelerine cevap üretmeye çalışır. Dolayısıyla bu çalışma, nefs ve aklın ontolojisiyle ilgili kıymetli değerlendirmeler içermekle birlikte, özellikle epistemolojik açıdan materyalist ve deneyci bir gelenek ile Yeni Platoncu geleneğin iki önemli mensubunun karşı karşıya geldiği bir diyalektiği serimlemesi açısından son derece önemlidir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 86,80 | 86,80 |