Namusum ve Şerefim Üzerine And İçerim 1-2

Stok Kodu:
9786058361331
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
378
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%32 indirimli
300,00TL
204,00TL
9786058361331
384660
Namusum ve Şerefim Üzerine And İçerim 1-2
Namusum ve Şerefim Üzerine And İçerim 1-2
204.00

Ağlıyordu o mis kokulu toprak. Üzerinde bin bir çeşit nimetin yeşerdiği, rüzgarla oynaştığı o huzurlu günler neredeydi? Oynayan çocukların neşeli seslerini bıçak gibi kesen, o tazecik fidanları ezen bu merhametsiz çizmeler kimlere aitti? Bereketli bedenini parçalayan o bombaları kimler atıyordu? Feryat-ı figanını duyan yok muydu?

Toprak içli içli ağlarken, sakin bir mırıltı duydu yanı başında… Sanki birisi sarılıyordu kanlı bedenine. Kimdi bu? “Korkma”, dedi o ses. “Benim, ben. Mehmet. O Mehmet… Bedir’deki, Gelibolu’daki, Sakarya’daki Mehmet… Bak, yine koştum sana. Gözyaşlarını silmek, yaralarını sarmak için. Yolunda ölmek için koştum sana… Haydi, sil gözyaşlarını artık.”

Aşık ile maşuk vuslata ererken, toprak onu sevgiyle bağrına basıyor, Mehmetçik de bütün bedeni ile örtüyordu toprağı. Biliyordu ki aşk, “benim” diyebilmek, yar yoluna baş koyabilmektir. Korumadığı, sarmalamadığı, siper olamadığı sevgiliye “yar” diyebilir miydi hiç?

Ey, Şehr-i İstanbul. Ey, kainatın en güzel diyarı… Sen değil misin dünyayı cazibedarına sürükleyen… Sen değil misin uğruna nice kanlar dökülen… Ne var ki; sen, Sultanahmed-i Ayasofya’ya sevdalısın ezelinden. Süleymaniye’yi şahit tutmuşsun bu sonsuz aşkına, Mihrimah’ın sırrına ererken. Bak, uykusuz gecelere mahkum ettiğin Fatih selam veriyor, sen şiirlerini okurken…

Ağlıyordu o mis kokulu toprak. Üzerinde bin bir çeşit nimetin yeşerdiği, rüzgarla oynaştığı o huzurlu günler neredeydi? Oynayan çocukların neşeli seslerini bıçak gibi kesen, o tazecik fidanları ezen bu merhametsiz çizmeler kimlere aitti? Bereketli bedenini parçalayan o bombaları kimler atıyordu? Feryat-ı figanını duyan yok muydu?

Toprak içli içli ağlarken, sakin bir mırıltı duydu yanı başında… Sanki birisi sarılıyordu kanlı bedenine. Kimdi bu? “Korkma”, dedi o ses. “Benim, ben. Mehmet. O Mehmet… Bedir’deki, Gelibolu’daki, Sakarya’daki Mehmet… Bak, yine koştum sana. Gözyaşlarını silmek, yaralarını sarmak için. Yolunda ölmek için koştum sana… Haydi, sil gözyaşlarını artık.”

Aşık ile maşuk vuslata ererken, toprak onu sevgiyle bağrına basıyor, Mehmetçik de bütün bedeni ile örtüyordu toprağı. Biliyordu ki aşk, “benim” diyebilmek, yar yoluna baş koyabilmektir. Korumadığı, sarmalamadığı, siper olamadığı sevgiliye “yar” diyebilir miydi hiç?

Ey, Şehr-i İstanbul. Ey, kainatın en güzel diyarı… Sen değil misin dünyayı cazibedarına sürükleyen… Sen değil misin uğruna nice kanlar dökülen… Ne var ki; sen, Sultanahmed-i Ayasofya’ya sevdalısın ezelinden. Süleymaniye’yi şahit tutmuşsun bu sonsuz aşkına, Mihrimah’ın sırrına ererken. Bak, uykusuz gecelere mahkum ettiğin Fatih selam veriyor, sen şiirlerini okurken…

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 204,00    204,00   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat