Mutlu Mu Son? 2 - Aden

Stok Kodu:
9786258195354
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
144
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%37 indirimli
145,00TL
91,35TL
9786258195354
713018
Mutlu Mu Son? 2 - Aden
Mutlu Mu Son? 2 - Aden
91.35

Yazmak; tıpkı bir hastalık ya da bağımlılık gibi, damarlarında dolaşan kan gibi her zerrene fütursuzca işlenir. Tıpkı duygusallık ve hissizliğin zıtlığı gibi ölene kadar yazmak isterken tek bir cümle yazmak istemezsin. Yazarlık doğuştan gelen bir yetenek diyenleri şimdi daha iyi anlıyorum. Fakat bence sadece yetenek değil, aynı zamanda kanını emen bir canavar gibidir. Yazmadığın her saniye kanın çekiliyor, ruhun bedenini terk ediyor gibi hissedersin. Kâğıt ve kalemin her daim hazır olduğu masa başında geçen saatlerin, masaya sürtmekten yara olan dirseklerin ya da yarattığın tüm karakterlerinin kafanın içinde yaşadığı dünyaya hapsolduğunda bile ne yaptığını sorgulamazsın. Aksine masa başında geçmeyen saatleri ve yazdıklarını ya da karakterlerini düşünmediğin zamanlarda ne yaptığını sorgulamaya başlarsın. Art arda kaç fincan kahve ya da çay içtiğinin, art arda yaktığın sigaraların ve yazmaya ara verdiğinde burnunun direğini sızlatan ağzına kadar dolmuş küllükteki izmaritlerin hiçbir önemi yoktur. Bazen bu hayatta tek yapabildiğim şeyin yazmak olduğunu düşünüyorum. Geriye kalan tüm hayatım uçurumdan aşağıya doğru yuvarlanırken, onları toparlamak yerine yazdığım zamanlar bu gerçeğe daha çok inanıyorum. Yazarken tüm hayal kırıklıklarım, tuz buz olmuş kalbimin acısını bir kenara bırakabiliyorum. Aslında bir nevi benim için, tüm zorluklardan kaçıp saklanabileceğim güvenli bir sığınak gibidir yazmak. Belki de ruhumdan kopuk sizinle buluşacak bir- çok hikâyeden biri olan Adem ve etrafındaki birkaç kişinin hikâyesini burada noktalıyorum. Umarım sevmişsinizdir. Elimden geldiğince tüm yaşananları gerçeklerine yakın anlatmaya çalıştım. Bunu ne kadar başardım bilmiyorum, ama onların gerçeklerini size aktarmaktan çok büyük keyif aldım. Bir sonraki hikâyede buluşmak dileğiyle... Hoşça kalın, sevgiyle kalın...

 

Yazmak; tıpkı bir hastalık ya da bağımlılık gibi, damarlarında dolaşan kan gibi her zerrene fütursuzca işlenir. Tıpkı duygusallık ve hissizliğin zıtlığı gibi ölene kadar yazmak isterken tek bir cümle yazmak istemezsin. Yazarlık doğuştan gelen bir yetenek diyenleri şimdi daha iyi anlıyorum. Fakat bence sadece yetenek değil, aynı zamanda kanını emen bir canavar gibidir. Yazmadığın her saniye kanın çekiliyor, ruhun bedenini terk ediyor gibi hissedersin. Kâğıt ve kalemin her daim hazır olduğu masa başında geçen saatlerin, masaya sürtmekten yara olan dirseklerin ya da yarattığın tüm karakterlerinin kafanın içinde yaşadığı dünyaya hapsolduğunda bile ne yaptığını sorgulamazsın. Aksine masa başında geçmeyen saatleri ve yazdıklarını ya da karakterlerini düşünmediğin zamanlarda ne yaptığını sorgulamaya başlarsın. Art arda kaç fincan kahve ya da çay içtiğinin, art arda yaktığın sigaraların ve yazmaya ara verdiğinde burnunun direğini sızlatan ağzına kadar dolmuş küllükteki izmaritlerin hiçbir önemi yoktur. Bazen bu hayatta tek yapabildiğim şeyin yazmak olduğunu düşünüyorum. Geriye kalan tüm hayatım uçurumdan aşağıya doğru yuvarlanırken, onları toparlamak yerine yazdığım zamanlar bu gerçeğe daha çok inanıyorum. Yazarken tüm hayal kırıklıklarım, tuz buz olmuş kalbimin acısını bir kenara bırakabiliyorum. Aslında bir nevi benim için, tüm zorluklardan kaçıp saklanabileceğim güvenli bir sığınak gibidir yazmak. Belki de ruhumdan kopuk sizinle buluşacak bir- çok hikâyeden biri olan Adem ve etrafındaki birkaç kişinin hikâyesini burada noktalıyorum. Umarım sevmişsinizdir. Elimden geldiğince tüm yaşananları gerçeklerine yakın anlatmaya çalıştım. Bunu ne kadar başardım bilmiyorum, ama onların gerçeklerini size aktarmaktan çok büyük keyif aldım. Bir sonraki hikâyede buluşmak dileğiyle... Hoşça kalın, sevgiyle kalın...

 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat