Mu‘tezili Düşüncede Mucize

Stok Kodu:
9789755485966
Boyut:
13.5x21.5
Sayfa Sayısı:
344
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%37 indirimli
280,00TL
176,40TL
9789755485966
672874
Mu‘tezili Düşüncede Mucize
Mu‘tezili Düşüncede Mucize
176.40

Mûcize, Allah’ın kendilerini tasdik etmek amacıyla peygamberlerinin elinde yarattığı, insanların gücünü aşan ve hiçbir şekilde benzerini yapamadıkları olaylardır. Peygamberin nübüvvetinin bilinmesinde mûcizenin zorunlu olduğunu kabul eden Mu‘tezilî âlimler, yaratılmışların faydasına olması nedeniyle peygamber göndermeyi Allah’a vâcip kabul etmişlerdir. Onlar, Allah’ın elçisini diğer insanlardan ayrışması maksadıyla elinde olağanüstü bir olay ızhar etmek suretiyle doğrulaması gerektiğini ve bunun Allah’a vâcip olduğunu savunurlar. Mu‘tezilî kelâmcılar, mûcize konusuna “Adalet” prensibi ile bağlantılı olarak nübüvvet bahislerinde, harikulade oluşu açısından da fizik teorilerinde yer verme gereği duymuşlardır. Onlar, Ehl-i Sünnet kelâmcılarından peygamberliğin ispatının tek delilinin mûcize olduğunu, bu nedenle peygamber olmayan kimseden olağanüstü bir durumun meydana gelmeyeceğini öne sürerek ve kendilerine has mûcize sınıflaması ile farklılaşmışlardır. Mu‘tezilî kelâmcılar, mûcizeyi yalnızca Allah’ın kudretinde olan ve insanların yapabildiği türden şeklinde ikiye ayırmış, bu ayrımın sonucunda ilâhî müdahalenin nesneye ve insana olmak üzere iki türlü gerçekleştiğini savunmuşlardır. Onlar, nesneye ilâhî müdahaleyi fizik teorilerine dayalı olarak açıklarken insana müdahaleyi insan fiilleri ve güdüleri bağlamında değerlendirmişlerdir. Evrenin oluşum ve değişimini farklı tabiat teorileri ile açıklasalar da Mu‘tezilî düşünürlerin tamamı, mûcizenin “Allah’ın doğrudan yarattığı fiili” olduğunu ve peygamberi tasdik amacıyla gerçekleştiğini kabul ederler. Bu nedenle öne sürdükleri tabiat teorilerinden yola çıkarak mûcizeyi kabul etmediklerini iddia etmek isabetli bir görüş değildir.

Mûcize, Allah’ın kendilerini tasdik etmek amacıyla peygamberlerinin elinde yarattığı, insanların gücünü aşan ve hiçbir şekilde benzerini yapamadıkları olaylardır. Peygamberin nübüvvetinin bilinmesinde mûcizenin zorunlu olduğunu kabul eden Mu‘tezilî âlimler, yaratılmışların faydasına olması nedeniyle peygamber göndermeyi Allah’a vâcip kabul etmişlerdir. Onlar, Allah’ın elçisini diğer insanlardan ayrışması maksadıyla elinde olağanüstü bir olay ızhar etmek suretiyle doğrulaması gerektiğini ve bunun Allah’a vâcip olduğunu savunurlar. Mu‘tezilî kelâmcılar, mûcize konusuna “Adalet” prensibi ile bağlantılı olarak nübüvvet bahislerinde, harikulade oluşu açısından da fizik teorilerinde yer verme gereği duymuşlardır. Onlar, Ehl-i Sünnet kelâmcılarından peygamberliğin ispatının tek delilinin mûcize olduğunu, bu nedenle peygamber olmayan kimseden olağanüstü bir durumun meydana gelmeyeceğini öne sürerek ve kendilerine has mûcize sınıflaması ile farklılaşmışlardır. Mu‘tezilî kelâmcılar, mûcizeyi yalnızca Allah’ın kudretinde olan ve insanların yapabildiği türden şeklinde ikiye ayırmış, bu ayrımın sonucunda ilâhî müdahalenin nesneye ve insana olmak üzere iki türlü gerçekleştiğini savunmuşlardır. Onlar, nesneye ilâhî müdahaleyi fizik teorilerine dayalı olarak açıklarken insana müdahaleyi insan fiilleri ve güdüleri bağlamında değerlendirmişlerdir. Evrenin oluşum ve değişimini farklı tabiat teorileri ile açıklasalar da Mu‘tezilî düşünürlerin tamamı, mûcizenin “Allah’ın doğrudan yarattığı fiili” olduğunu ve peygamberi tasdik amacıyla gerçekleştiğini kabul ederler. Bu nedenle öne sürdükleri tabiat teorilerinden yola çıkarak mûcizeyi kabul etmediklerini iddia etmek isabetli bir görüş değildir.

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 176,40    176,40   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat