Bir badanacı, 1911 yılında, belki kendisine gülümsediğini düşündüğü, belki de sevgilisine benzediği için Leydi Mona Lisa’yı Louvre’dan kaçırdı. Yaşanan, büyük bir kız kaçırma olayıydı. Ardından, Mona Lisa’nın kaçırılmadan önce sergilendiği boş duvarı görmek için kalabalıklar müzeye akın etmeye başladı. Peki, bunca insanı Mona Lisa’dan kalan boşluğa bakmaya getiren neydi? Üstelik çoğu daha önce Mona Lisa’yı görmemişti bile. Ya Mona Lisa? Gerçekten de duvar kağıtlarından reklamlara, sinema filmlerinden gazete manşetlerine uzanan şöhret uğruna mı çerçevesini terk etmişti? Yoksa erkeğine isteyerek mi kaçmıştı? Acaba bu olay sanat eserlerine ilgi gösterme gerekçelerimizi, bir sanatçının eser üretme isteğini ve hatta neden sanat eserlerinin çok pahalı olduğunu bizlere açıklayabilir mi? Kitabına çıkış noktası olarak Mona Lisa’nın kaçırılışını alan Darian Leader, bu soruların peşine düşerken aslında görsel sanatlara bakmanın psikolojisini anlatıyor. Tablolarda neyi görmeyi umduğumuzu, onların bizden neleri sakladığını Leonardo, Picasso, Duchamp ve Bacon gibi birçok sanatçıya başvurarak gösteriyor. Uygarlığın, saf arzuya bağlı kalanlara "sanatçı" veya "suçlu" adını verdiğini belirten Leader, aynı zamanda bir bütün olarak toplumsalı ve toplumsalın yanıltıcı ve kör edici niteliklerini ele alıyor. Tablonun çalınış gerekçesinden, olayın kitle iletişim araçlarında yer alış biçimine, insanların gösterdiği kitlesel tepkiye kadar uzanan toplumsal bir analiz yapıyor. Mona Lisa üzerinden yaratılan "gerçeküstü" öyküye de vurgu yapan Leader, "paha biçilemeyen sanat eseri" deyişinde ifadesini bulan para ile nesne arasındaki uçuruma dikkat çekerek, popüler sanatseverin ancak her şeye sahip zengin biri olarak düşünülebileceğinin altını çiziyor. Leader’e göre, Gianni Versace, Prenses Diana gibi simge statüsünde olan kişilerin ortadan kayboluşu sıradan olamaz! Simgenin bıraktığı boşluğu mutlaka devlet / gizli servis / mafya gibi başka bir simge doldurur. Bu yüzden büyük eylemler, büyük organizasyonlara yakıştırılır. Sanatçılardan büyük aşklar, sıradan olmayan insanlardan da büyük suçlar beklenir. Mona Lisa Kaçırıldı, sanat ve sanatçı, kadınlar ve erkekler hakkında daha önce fark etmediğimiz psikanalitik saptama ve çıkarsamalarla dolu şaşırtıcı bir kitap.
Bir badanacı, 1911 yılında, belki kendisine gülümsediğini düşündüğü, belki de sevgilisine benzediği için Leydi Mona Lisa’yı Louvre’dan kaçırdı. Yaşanan, büyük bir kız kaçırma olayıydı. Ardından, Mona Lisa’nın kaçırılmadan önce sergilendiği boş duvarı görmek için kalabalıklar müzeye akın etmeye başladı. Peki, bunca insanı Mona Lisa’dan kalan boşluğa bakmaya getiren neydi? Üstelik çoğu daha önce Mona Lisa’yı görmemişti bile. Ya Mona Lisa? Gerçekten de duvar kağıtlarından reklamlara, sinema filmlerinden gazete manşetlerine uzanan şöhret uğruna mı çerçevesini terk etmişti? Yoksa erkeğine isteyerek mi kaçmıştı? Acaba bu olay sanat eserlerine ilgi gösterme gerekçelerimizi, bir sanatçının eser üretme isteğini ve hatta neden sanat eserlerinin çok pahalı olduğunu bizlere açıklayabilir mi? Kitabına çıkış noktası olarak Mona Lisa’nın kaçırılışını alan Darian Leader, bu soruların peşine düşerken aslında görsel sanatlara bakmanın psikolojisini anlatıyor. Tablolarda neyi görmeyi umduğumuzu, onların bizden neleri sakladığını Leonardo, Picasso, Duchamp ve Bacon gibi birçok sanatçıya başvurarak gösteriyor. Uygarlığın, saf arzuya bağlı kalanlara "sanatçı" veya "suçlu" adını verdiğini belirten Leader, aynı zamanda bir bütün olarak toplumsalı ve toplumsalın yanıltıcı ve kör edici niteliklerini ele alıyor. Tablonun çalınış gerekçesinden, olayın kitle iletişim araçlarında yer alış biçimine, insanların gösterdiği kitlesel tepkiye kadar uzanan toplumsal bir analiz yapıyor. Mona Lisa üzerinden yaratılan "gerçeküstü" öyküye de vurgu yapan Leader, "paha biçilemeyen sanat eseri" deyişinde ifadesini bulan para ile nesne arasındaki uçuruma dikkat çekerek, popüler sanatseverin ancak her şeye sahip zengin biri olarak düşünülebileceğinin altını çiziyor. Leader’e göre, Gianni Versace, Prenses Diana gibi simge statüsünde olan kişilerin ortadan kayboluşu sıradan olamaz! Simgenin bıraktığı boşluğu mutlaka devlet / gizli servis / mafya gibi başka bir simge doldurur. Bu yüzden büyük eylemler, büyük organizasyonlara yakıştırılır. Sanatçılardan büyük aşklar, sıradan olmayan insanlardan da büyük suçlar beklenir. Mona Lisa Kaçırıldı, sanat ve sanatçı, kadınlar ve erkekler hakkında daha önce fark etmediğimiz psikanalitik saptama ve çıkarsamalarla dolu şaşırtıcı bir kitap.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 100,80 | 100,80 |