Mısır Apartmanı ve Mehmet Akif Ersoy

Stok Kodu:
9786059502047
Boyut:
13x20
Sayfa Sayısı:
286
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2017
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%32 indirimli
80,00TL
54,40TL
9786059502047
642877
Mısır Apartmanı ve Mehmet Akif Ersoy
Mısır Apartmanı ve Mehmet Akif Ersoy
54.40

Aşk-ı istiklal ile dalgalanmış bayrak

Hilal kanda görülmüş

Söz yakılmış hakikat uğruna

Serenat-ı sükûnete bürünmüş

Ak kefen bu milletin borcu olsun! Mehmet Akif

İnsanoğlu yaratılmış ve kalbine atılmıştı telaşı. Her ne yaşamış ise orada dolup taşmış. Kalp önce mekân, sonra hicran, sonra mezar olurmuş insana. Son çarpışmaya varana dek duyulur, en ağır darbeden sonra yorulurmuş.

O, kendi hikâyesini unutmuştu bir başkasının hikâyesini yaşarken. Kendi derdinden, tasasından utanmış, artık onun hikâyesinde, onunla birlikte dertlenir olmuştu. Onun derdi de kendisiydi; herkesin derdi sanki onun olduğu gibi. Okudukça hayranlık, daldıkça şükran duyuyordu bu ülke için yaptıklarına. Ve geride bıraktıklarına canı gönülden sahip çıkıyordu. Zira onun emanet ettiği her şey bu neslin emanetiydi artık ve hiç susmayacaktı sesi; ülkenin semalarında al bayrak dalgalandıkça!

Sofi, Mehmet Akif’i bu kadar yakından ilk defa tanıyacak ve artık onu çok iyi anlayacaktı! Şair’in hayal edip savunduğu Asım’ın Nesli’ne bir adım yaklaşabilseydi, bir adım derken yolu tamamlayabilseydi keşke. Diline pelesenk ettiği birkaç mekâna giderse şayet, gidebilirse, dünyanın en bahtiyar adamı olacaktı. Hiç amaçsızlıktan sonra tek amacı, onun geçtiği yerleri bir bir ezberine almaktı; kendi yalnızlığından ona doğru koşarak ve kendiyle bütünleşen hallerde onu yaşayarak…

Bütün bunlar için birazdan bir hikâye başlayacaktı: Kendi değerlerini arayan bir karakterin değerine hayran olduğu o büyük Üstad’ı gönülden takip etmesiyle…

Aşk-ı istiklal ile dalgalanmış bayrak

Hilal kanda görülmüş

Söz yakılmış hakikat uğruna

Serenat-ı sükûnete bürünmüş

Ak kefen bu milletin borcu olsun! Mehmet Akif

İnsanoğlu yaratılmış ve kalbine atılmıştı telaşı. Her ne yaşamış ise orada dolup taşmış. Kalp önce mekân, sonra hicran, sonra mezar olurmuş insana. Son çarpışmaya varana dek duyulur, en ağır darbeden sonra yorulurmuş.

O, kendi hikâyesini unutmuştu bir başkasının hikâyesini yaşarken. Kendi derdinden, tasasından utanmış, artık onun hikâyesinde, onunla birlikte dertlenir olmuştu. Onun derdi de kendisiydi; herkesin derdi sanki onun olduğu gibi. Okudukça hayranlık, daldıkça şükran duyuyordu bu ülke için yaptıklarına. Ve geride bıraktıklarına canı gönülden sahip çıkıyordu. Zira onun emanet ettiği her şey bu neslin emanetiydi artık ve hiç susmayacaktı sesi; ülkenin semalarında al bayrak dalgalandıkça!

Sofi, Mehmet Akif’i bu kadar yakından ilk defa tanıyacak ve artık onu çok iyi anlayacaktı! Şair’in hayal edip savunduğu Asım’ın Nesli’ne bir adım yaklaşabilseydi, bir adım derken yolu tamamlayabilseydi keşke. Diline pelesenk ettiği birkaç mekâna giderse şayet, gidebilirse, dünyanın en bahtiyar adamı olacaktı. Hiç amaçsızlıktan sonra tek amacı, onun geçtiği yerleri bir bir ezberine almaktı; kendi yalnızlığından ona doğru koşarak ve kendiyle bütünleşen hallerde onu yaşayarak…

Bütün bunlar için birazdan bir hikâye başlayacaktı: Kendi değerlerini arayan bir karakterin değerine hayran olduğu o büyük Üstad’ı gönülden takip etmesiyle…

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 54,40    54,40   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat