Bu eser, tarihçi Ahmed Refik'in başlı başına Sinan hakkında kaleme aldığı yazıları bir araya getirmektedir. İlk bölüm, Mimar Sinan’ın hayatı ve eserlerine dair kaleme alınan Yeni Mecmua (1917), Yedigün Mecmuası (1934-1935)’ındaki yazıları dışında 1924’de yayımladığı Âlimler ve Sanatkârlar isimli eserindeki Mimar Sinan bölümü ile 1931’de yayımladığı Mimar Sinan kitabının karşılaştırılarak bir bütünlüğe kavuşturulmasıdır.
İkinci Bölümde Mimar Sinan’ın eserlerinin listesini veren Tezkiretü'l Ebniye-Binalar Kitabı metni yer almakta.
Son bölüm müellifin Türk Tarih Encümeni Mecmuası (1930-1931)’nda yayımladığı Hazine-i Evrak Vesikalarına Nazaran Mimar Sinan başlığını taşımakta. Bu bölüm Mimar Sinan'ın Hassa Mimarbaşı bulunduğu devirlerde su yollarına, inşaata, Sinan'ın şaheseri olan Edirne'deki Sultan Selim Camii'nin inşasına, hususi hayatı ile ilgili işlere dair Divan-ı Hümâyun'dan kendisine hitaben yazılıp Hazine-i Evrak'ta mahfuz olan 53 vesikadan meydana gelmektedir. İlk belge 973/1566, son yani 53. belge de Mimar Sinan’ın vefatından iki buçuk ay evveli olan 996/1588 tarihine kadardır. Sinan’ın Divan’a yazdığı mektuplar tamamen zayi olduğu için, kendisine hitaben yazılan ve şahsına dair meseleler hakkında sadır olan hükümler Hazine-i Evrak’ta tamamıyla mahfuz olarak kalmıştır. 98 yıllık ömründe erken yaşlardan başlayarak Osmanlı Devleti’nin bütün imar işlerini yöneten medeniyet dünyamızın bu eşsiz hazinesine dair bilgilerin çoğu kendisine hitaben yazılan bu vesikalara dayanmaktadır. Müellif de bu vesikaları, Mimar Sinan hakkında tetkikatta bulunacaklara medar olmak için hazırladığını belirtmektedir.
Tezkiretü'l Ebniye’nin girişinde Sinan hepimize seslenmektedir:
“Âlemin yaratıcısı olan Yüce Allah’a şükürler olsun ki; şimdi aklıma getirdi. Resmedip (tasarlayıp) inşa ettiğim camiler ile mescidleri ve diğer önemli yapıları on iki bölüm halinde yazıp benzeri bugüne kadar yapılmamış olan bir risalede topladım ve adına Tezkiretü'l Ebniye dedim. Umulan odur ki zamanın geçip gitmesiyle, devran değişip bir halden bir hale geçtiğinde, eserlerime nazar eden gönlü huzurlu dostlara ciddi çabam malum olduğunda insaf ile nazar edip hayır duasıyla yâd edeler. Şanı yüce olan Allah’ın nasip etmesiyle.”
Bu eser, tarihçi Ahmed Refik'in başlı başına Sinan hakkında kaleme aldığı yazıları bir araya getirmektedir. İlk bölüm, Mimar Sinan’ın hayatı ve eserlerine dair kaleme alınan Yeni Mecmua (1917), Yedigün Mecmuası (1934-1935)’ındaki yazıları dışında 1924’de yayımladığı Âlimler ve Sanatkârlar isimli eserindeki Mimar Sinan bölümü ile 1931’de yayımladığı Mimar Sinan kitabının karşılaştırılarak bir bütünlüğe kavuşturulmasıdır.
İkinci Bölümde Mimar Sinan’ın eserlerinin listesini veren Tezkiretü'l Ebniye-Binalar Kitabı metni yer almakta.
Son bölüm müellifin Türk Tarih Encümeni Mecmuası (1930-1931)’nda yayımladığı Hazine-i Evrak Vesikalarına Nazaran Mimar Sinan başlığını taşımakta. Bu bölüm Mimar Sinan'ın Hassa Mimarbaşı bulunduğu devirlerde su yollarına, inşaata, Sinan'ın şaheseri olan Edirne'deki Sultan Selim Camii'nin inşasına, hususi hayatı ile ilgili işlere dair Divan-ı Hümâyun'dan kendisine hitaben yazılıp Hazine-i Evrak'ta mahfuz olan 53 vesikadan meydana gelmektedir. İlk belge 973/1566, son yani 53. belge de Mimar Sinan’ın vefatından iki buçuk ay evveli olan 996/1588 tarihine kadardır. Sinan’ın Divan’a yazdığı mektuplar tamamen zayi olduğu için, kendisine hitaben yazılan ve şahsına dair meseleler hakkında sadır olan hükümler Hazine-i Evrak’ta tamamıyla mahfuz olarak kalmıştır. 98 yıllık ömründe erken yaşlardan başlayarak Osmanlı Devleti’nin bütün imar işlerini yöneten medeniyet dünyamızın bu eşsiz hazinesine dair bilgilerin çoğu kendisine hitaben yazılan bu vesikalara dayanmaktadır. Müellif de bu vesikaları, Mimar Sinan hakkında tetkikatta bulunacaklara medar olmak için hazırladığını belirtmektedir.
Tezkiretü'l Ebniye’nin girişinde Sinan hepimize seslenmektedir:
“Âlemin yaratıcısı olan Yüce Allah’a şükürler olsun ki; şimdi aklıma getirdi. Resmedip (tasarlayıp) inşa ettiğim camiler ile mescidleri ve diğer önemli yapıları on iki bölüm halinde yazıp benzeri bugüne kadar yapılmamış olan bir risalede topladım ve adına Tezkiretü'l Ebniye dedim. Umulan odur ki zamanın geçip gitmesiyle, devran değişip bir halden bir hale geçtiğinde, eserlerime nazar eden gönlü huzurlu dostlara ciddi çabam malum olduğunda insaf ile nazar edip hayır duasıyla yâd edeler. Şanı yüce olan Allah’ın nasip etmesiyle.”
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 168,00 | 168,00 |