Son yıllarda Musul ve çevresinde yaşayan birçok topluluk arasında yerleşim yerlerini terk etmek zorunda kalan Bektaşiler ve Aleviler, Türkiye'de fazla bilinmemektedir. Neredeyse Musul ve çevresinde yaşayan Bektaşiler ve Aleviler hakkında çalışma da bulunmamaktadır. Bu çalışma kısa da olsa bir yönüyle Musul Bektaşi ve Alevileri hakkında bilgi verecek bir kaynağı yayınlamaktadır. Bu çalışmaya konu olan eser, Musul Bektaşi ve Alevilerinin hangi erkâna bağlı olduğu hakkında, konunun takipçilerine doğrudan ve birinci elden bilgi sunmaktadır.
Türkiye Bektaşi ve Alevileri, kendilerini Şiilerden ayrıştırmak için yakın dönemde "Anadolu Aleviliği" adıyla yeni bir isimlendirmeye gitmiştir. Bu tanımlama, mekân ve zaman olarak yeni ve sorunlu bir kuşatmayı da beraberinde getirerek Bektaşi ve Alevilerin Türkiye'de bulunduğu ve tek bir erkâna sahip oldukları izlenimi oluşturmuştur. Doğal olarak bu tanım, Türkiye dışında kalan Bektaşi ve Alevileri konu ve alanın dışına itmiştir. Böylece Bektaşi ve Alevi tarihi coğrafyası, kendi menzilinden koparılarak parçalanmış ve topluluklar birbirinden koparılmıştır. Bu kopuş, Türkistan - Horasan - Azerbaycan - Rum ve Rumeli marifetinin de birbiriyle bağlantı ve bütünlüğünü de dağıtmıştır. Hâlbuki Bektaşilik ve Aleviliğin tarihi coğrafyası, Selçuklu ve Osmanlı siyasi sınırlarını aşmıştır.
Türkiye'de yayınlanan Buyruk metinlerinin tamamı Türkiye'de yaşayan Bektaşi ve Aleviler tarafından okunan ve tatbik edilen metindir. Bu çalışma, Türkiye'deki Bektaşi ve Alevilerin bilip okuduğu Buyruğun, Musul Bektaşi ve Alevileri tarafından da okunduğunun görülmesini sağlayacaktır. Çalışmanın ele aldığı metin, Irak'ta Hamid el-Sarraf isimli araştırmacı tarafından eş-Şebek isimli eseri içerisinde bir bölüm olarak yayınlanmıştır. Metni yayınlayan Hamid Sarraf'ın metinde bıraktığı eksiklikler ve okuma hataları, Mevlana Müzesi Abdulbaki Gölpınarlı Yazmaları 198 nolu yazmayla karşılaştırmalı okuma yapılarak düzeltilmiştir.
Son yıllarda Musul ve çevresinde yaşayan birçok topluluk arasında yerleşim yerlerini terk etmek zorunda kalan Bektaşiler ve Aleviler, Türkiye'de fazla bilinmemektedir. Neredeyse Musul ve çevresinde yaşayan Bektaşiler ve Aleviler hakkında çalışma da bulunmamaktadır. Bu çalışma kısa da olsa bir yönüyle Musul Bektaşi ve Alevileri hakkında bilgi verecek bir kaynağı yayınlamaktadır. Bu çalışmaya konu olan eser, Musul Bektaşi ve Alevilerinin hangi erkâna bağlı olduğu hakkında, konunun takipçilerine doğrudan ve birinci elden bilgi sunmaktadır.
Türkiye Bektaşi ve Alevileri, kendilerini Şiilerden ayrıştırmak için yakın dönemde "Anadolu Aleviliği" adıyla yeni bir isimlendirmeye gitmiştir. Bu tanımlama, mekân ve zaman olarak yeni ve sorunlu bir kuşatmayı da beraberinde getirerek Bektaşi ve Alevilerin Türkiye'de bulunduğu ve tek bir erkâna sahip oldukları izlenimi oluşturmuştur. Doğal olarak bu tanım, Türkiye dışında kalan Bektaşi ve Alevileri konu ve alanın dışına itmiştir. Böylece Bektaşi ve Alevi tarihi coğrafyası, kendi menzilinden koparılarak parçalanmış ve topluluklar birbirinden koparılmıştır. Bu kopuş, Türkistan - Horasan - Azerbaycan - Rum ve Rumeli marifetinin de birbiriyle bağlantı ve bütünlüğünü de dağıtmıştır. Hâlbuki Bektaşilik ve Aleviliğin tarihi coğrafyası, Selçuklu ve Osmanlı siyasi sınırlarını aşmıştır.
Türkiye'de yayınlanan Buyruk metinlerinin tamamı Türkiye'de yaşayan Bektaşi ve Aleviler tarafından okunan ve tatbik edilen metindir. Bu çalışma, Türkiye'deki Bektaşi ve Alevilerin bilip okuduğu Buyruğun, Musul Bektaşi ve Alevileri tarafından da okunduğunun görülmesini sağlayacaktır. Çalışmanın ele aldığı metin, Irak'ta Hamid el-Sarraf isimli araştırmacı tarafından eş-Şebek isimli eseri içerisinde bir bölüm olarak yayınlanmıştır. Metni yayınlayan Hamid Sarraf'ın metinde bıraktığı eksiklikler ve okuma hataları, Mevlana Müzesi Abdulbaki Gölpınarlı Yazmaları 198 nolu yazmayla karşılaştırmalı okuma yapılarak düzeltilmiştir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 82,50 | 82,50 |