Bu çalışmada Türkiye'nin Avrupa kültürünün ne ölçüde parçası olduğu ve bu noktadan hareketle, Türk toplumunda yaşanılan İslâmının evrensel demokrasi, Avrupa sözleşmesi ve BM İnsan Hakları Beyannamesi'nde belirtilen insan haklarıyla uyumlu olup olmadığı sorusunu yanıtlamaya çalıştık.
Daha önceki çalışmalarımızda medeniyetlerin sınırlarının belirsiz olduğunu ve net biçimde tanımlanmış medeniyet blokları görüşünün iyi işlemediğini açıklamıştık. Aynı zamanda, Türkiye'nin modernleşmesinde aydınlanma ve liberalleşme gibi Avrupa'da da geçerli olan süreçlerin etkili olduğunu ve bunların Türkiye'de kök saldıklarını belirtmiştik. Bu çalışmamızda, Türkiye'de hem resmî devlet İslâmını hem de İslâmdan etkilenen büyük kitlelerin hareketlerini incelediğimizde, sorumuzun yanıtının olumlu olduğunu görürüz. İslâmi anlayışa göre, din ile devleti tamamen birbirinden ayırmak güçtür. Bununla birlikte, Türkiye'de devletin resmi İslâm anlayışını daha 'sivil' bir zemine kaydırmak olanaklı görünmektedir. Hem devletle bağlantılı hem de bağlantısız İslâmın, modern, esnek ve büyük ölçüde hoşgörülü mesajlar vermesi şaşırtıcı değildir. Dinî topluluklar üzerinde yapılan sosyolojik araştırmalar da bu sonucu teyit etmektedir. Seçim sonuçlarını yasa dışı örgütler hakkında hazırlanan raporlardan elde edilen verilerle birleştirirsek, Türk nüfusunun en fazla yüzde onbeşlik bölümünün köktendinci görüşlerden etkilendiği ortaya çıkar. Söz konusu yasa dışı hareketlere destek veren, şiddet kullanımını onaylayan grup ise son derece küçüktür. Şu an iktidarda bulunan AKP programında da söz konusu sözleşmelere ve Avrupa standartlarına atıflar yapılmakta ve Parti, Avrupa'daki uygulamaları mihenk taşı olarak kabul etmektedir. Dinî ve daha geniş biçimde kültürel anlamda, Türkiye, Avrupa'nın bazı bölümlerindekilerle benzerlikler gösterir. Bu, yalnızca Avrupa ile uzun yıllar boyunca temas içinde olmasıyla ya da Türk elitinin Avrupalı olma istekleriyle açıklanamaz, aynı zamanda modern çağdaki Türk toplumunun özellikleriyle, kentli orta sınıfın yapısıyla, siyasî çoğulculuk ve refahın artışıyla da açıklanabilir.
Bu çalışmada Türkiye'nin Avrupa kültürünün ne ölçüde parçası olduğu ve bu noktadan hareketle, Türk toplumunda yaşanılan İslâmının evrensel demokrasi, Avrupa sözleşmesi ve BM İnsan Hakları Beyannamesi'nde belirtilen insan haklarıyla uyumlu olup olmadığı sorusunu yanıtlamaya çalıştık.
Daha önceki çalışmalarımızda medeniyetlerin sınırlarının belirsiz olduğunu ve net biçimde tanımlanmış medeniyet blokları görüşünün iyi işlemediğini açıklamıştık. Aynı zamanda, Türkiye'nin modernleşmesinde aydınlanma ve liberalleşme gibi Avrupa'da da geçerli olan süreçlerin etkili olduğunu ve bunların Türkiye'de kök saldıklarını belirtmiştik. Bu çalışmamızda, Türkiye'de hem resmî devlet İslâmını hem de İslâmdan etkilenen büyük kitlelerin hareketlerini incelediğimizde, sorumuzun yanıtının olumlu olduğunu görürüz. İslâmi anlayışa göre, din ile devleti tamamen birbirinden ayırmak güçtür. Bununla birlikte, Türkiye'de devletin resmi İslâm anlayışını daha 'sivil' bir zemine kaydırmak olanaklı görünmektedir. Hem devletle bağlantılı hem de bağlantısız İslâmın, modern, esnek ve büyük ölçüde hoşgörülü mesajlar vermesi şaşırtıcı değildir. Dinî topluluklar üzerinde yapılan sosyolojik araştırmalar da bu sonucu teyit etmektedir. Seçim sonuçlarını yasa dışı örgütler hakkında hazırlanan raporlardan elde edilen verilerle birleştirirsek, Türk nüfusunun en fazla yüzde onbeşlik bölümünün köktendinci görüşlerden etkilendiği ortaya çıkar. Söz konusu yasa dışı hareketlere destek veren, şiddet kullanımını onaylayan grup ise son derece küçüktür. Şu an iktidarda bulunan AKP programında da söz konusu sözleşmelere ve Avrupa standartlarına atıflar yapılmakta ve Parti, Avrupa'daki uygulamaları mihenk taşı olarak kabul etmektedir. Dinî ve daha geniş biçimde kültürel anlamda, Türkiye, Avrupa'nın bazı bölümlerindekilerle benzerlikler gösterir. Bu, yalnızca Avrupa ile uzun yıllar boyunca temas içinde olmasıyla ya da Türk elitinin Avrupalı olma istekleriyle açıklanamaz, aynı zamanda modern çağdaki Türk toplumunun özellikleriyle, kentli orta sınıfın yapısıyla, siyasî çoğulculuk ve refahın artışıyla da açıklanabilir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 67,20 | 67,20 |