“Manzum dini hikayeler”, Anadolu sahasında gelişme gösteren Türk yazı dilinin ilk örnekleri arasındadır. 14 ve 15. yüzyıllarda mesnevi nazım şekliyle yazılan bu hikâyeler, Müslüman olup İslam hakkında geniş ve derin bir bilgisi olmayan halka İslam'ı ve İslami yaşam tarzını anlatmak ve telkin etmek için yazılmış didaktik nitelikteki eserlerdir. Kuran kıssaları, İslam tarihi, kısas-ı enbiya, evliya menkıbeleri, tefsir, hadis, siyer gibi kaynaklardan beslenen manzum dini hikayeler, meddah, kıssahan, fakih, şeyyad gibi kimseler tarafından çeviri ve uyarlama yoluyla ya da telif edilerek dil ve edebiyatımıza kazandırılmıştır.
Halkın kullandığı sade bir dille yazılan ve çeşitli toplantılarda halka okunan bu eserlerde genellikle Eski Anadolu Türkçesinin dil özellikleri görülmektedir. Hazret-i İsa, Hazret-i İbrahim gibi peygamberlerin kıssaları, Hazret-i Muhammet'in mucizeleri ile İslam ulularının ve velilerin başlarından geçen olayları içeren bu eserlere Kesikbaş, Ejderha, Güvercin, Hatun, Geyik, İbrahim Edhem, Veysel Karani gibi hikâyeler ile cenkname tarzındaki hikâyeler (Hazret-i Ali cenknameleri, Muhammet Hanefi cenknameleri vb.) örnek verilebilir.
Manzum dini hikâyeler genellikle çeşitli mecmualar içerisinde toplanarak bir araya getirilmişlerdir. Bu durum bu kısa dini hikâyelerin okunmak için yazıldıklarını göstermektedir. Ayrıca bazı manzum dini hikayelerin “Mevlit” metinlerinin arasında yazılması, bu metinlerin dini toplantılarda son zamanlara kadar okunduğunu göstermektedir. Bu açıdan özellikle 14. yüzyıldan sonra “Türk edebiyatında bir manzum dini hikâye yazma ve okuma geleneği”nin oluştuğundan ve bu geleneğin Anadolu ve Balkanların İslamlaşması ve Türkleşmesi konusunda yapılan faaliyetlerin bir parçası olduğundan bahsetmek yanlış olmaz.
“Manzum dini hikayeler”, Anadolu sahasında gelişme gösteren Türk yazı dilinin ilk örnekleri arasındadır. 14 ve 15. yüzyıllarda mesnevi nazım şekliyle yazılan bu hikâyeler, Müslüman olup İslam hakkında geniş ve derin bir bilgisi olmayan halka İslam'ı ve İslami yaşam tarzını anlatmak ve telkin etmek için yazılmış didaktik nitelikteki eserlerdir. Kuran kıssaları, İslam tarihi, kısas-ı enbiya, evliya menkıbeleri, tefsir, hadis, siyer gibi kaynaklardan beslenen manzum dini hikayeler, meddah, kıssahan, fakih, şeyyad gibi kimseler tarafından çeviri ve uyarlama yoluyla ya da telif edilerek dil ve edebiyatımıza kazandırılmıştır.
Halkın kullandığı sade bir dille yazılan ve çeşitli toplantılarda halka okunan bu eserlerde genellikle Eski Anadolu Türkçesinin dil özellikleri görülmektedir. Hazret-i İsa, Hazret-i İbrahim gibi peygamberlerin kıssaları, Hazret-i Muhammet'in mucizeleri ile İslam ulularının ve velilerin başlarından geçen olayları içeren bu eserlere Kesikbaş, Ejderha, Güvercin, Hatun, Geyik, İbrahim Edhem, Veysel Karani gibi hikâyeler ile cenkname tarzındaki hikâyeler (Hazret-i Ali cenknameleri, Muhammet Hanefi cenknameleri vb.) örnek verilebilir.
Manzum dini hikâyeler genellikle çeşitli mecmualar içerisinde toplanarak bir araya getirilmişlerdir. Bu durum bu kısa dini hikâyelerin okunmak için yazıldıklarını göstermektedir. Ayrıca bazı manzum dini hikayelerin “Mevlit” metinlerinin arasında yazılması, bu metinlerin dini toplantılarda son zamanlara kadar okunduğunu göstermektedir. Bu açıdan özellikle 14. yüzyıldan sonra “Türk edebiyatında bir manzum dini hikâye yazma ve okuma geleneği”nin oluştuğundan ve bu geleneğin Anadolu ve Balkanların İslamlaşması ve Türkleşmesi konusunda yapılan faaliyetlerin bir parçası olduğundan bahsetmek yanlış olmaz.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 126,00 | 126,00 |