O aslında kaçık bir aşıktı...
“Herhangi bir üçgen pencere gördüğüm zaman, aklıma Ömer ve Nil geliyor. Nil, Ömer'i dipsiz sorularla bunaltırken; Ömer, kendi zihninin ve ruhunun çatışması arasında kalıyor. Pencerenin ardında, birbirinden uzaklaşırken birbirine daha çok bağlanan iki kaçık... Kurgularda yaşıyorum, bazen o kadar çok yaşıyorum ki yaşadığımı unutuyorum. Ben hayali insanlara zihnimde can veriyorum. Artık satırlara süzülen düşüncelerim, kâğıt hışırtılarının ardından insanlara gülümseyecek, belki de ağlayacak. Bilemiyorum...”
Henüz 17 yaşındaki yazar Kübranur Şahin, ilk romanı Manik Yeşili'nde psikolojik sorunlarıyla mücadele edip yaşadıklarına tahammül edemeyen Ömer ile kalabalıkta yalnızlığı seçen, kendi içinde savaşıp yenilen Nil'in aşk ve sanrı arasında sıkışıp kalmış aşkını, akla zarar bir kurguyla kaleme alıyor. Hıçkırarak ağlarken kahkaha atmayı başarabilirsiniz. Beyniniz kaos içinde debelenirken durgun gökyüzüne bakabilirsiniz. Nefret ederken sevebilirsiniz, nefret edilirken de sevilebilme ihtimaliniz var. Kısacası her şeyi yapabilirsiniz. Gülmek ne kadar zorsa, ağlamak da o kadar güç. Hissedebilirsiniz. Acıyı, neşeyi, ağrılarınızı, her şeyi hissedebilirsiniz... Asıl korkunç olan, hissedememek. Kendinizi hissedememek. Ölmek isterken nefes almaya ihtiyaç duymak, büyük bir dehşet... Parmak uçlarınız karıncalanırken, bir başkasının kalbini avuçlarınızın içinde koruyabilmektir felaket olan. Ruhunuz kağıt parçaları gibi savrulurken, savrulduğu rügâra ihtiyaç duyabilmek... Yaralarınız sıcakken, buz parçasını erimekten vazgeçirebilmek..
O aslında kaçık bir aşıktı...
“Herhangi bir üçgen pencere gördüğüm zaman, aklıma Ömer ve Nil geliyor. Nil, Ömer'i dipsiz sorularla bunaltırken; Ömer, kendi zihninin ve ruhunun çatışması arasında kalıyor. Pencerenin ardında, birbirinden uzaklaşırken birbirine daha çok bağlanan iki kaçık... Kurgularda yaşıyorum, bazen o kadar çok yaşıyorum ki yaşadığımı unutuyorum. Ben hayali insanlara zihnimde can veriyorum. Artık satırlara süzülen düşüncelerim, kâğıt hışırtılarının ardından insanlara gülümseyecek, belki de ağlayacak. Bilemiyorum...”
Henüz 17 yaşındaki yazar Kübranur Şahin, ilk romanı Manik Yeşili'nde psikolojik sorunlarıyla mücadele edip yaşadıklarına tahammül edemeyen Ömer ile kalabalıkta yalnızlığı seçen, kendi içinde savaşıp yenilen Nil'in aşk ve sanrı arasında sıkışıp kalmış aşkını, akla zarar bir kurguyla kaleme alıyor. Hıçkırarak ağlarken kahkaha atmayı başarabilirsiniz. Beyniniz kaos içinde debelenirken durgun gökyüzüne bakabilirsiniz. Nefret ederken sevebilirsiniz, nefret edilirken de sevilebilme ihtimaliniz var. Kısacası her şeyi yapabilirsiniz. Gülmek ne kadar zorsa, ağlamak da o kadar güç. Hissedebilirsiniz. Acıyı, neşeyi, ağrılarınızı, her şeyi hissedebilirsiniz... Asıl korkunç olan, hissedememek. Kendinizi hissedememek. Ölmek isterken nefes almaya ihtiyaç duymak, büyük bir dehşet... Parmak uçlarınız karıncalanırken, bir başkasının kalbini avuçlarınızın içinde koruyabilmektir felaket olan. Ruhunuz kağıt parçaları gibi savrulurken, savrulduğu rügâra ihtiyaç duyabilmek... Yaralarınız sıcakken, buz parçasını erimekten vazgeçirebilmek..
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 14,89 | 14,89 |