Malta kampında her akşam, tutuklular sıralanarak yoklama yapmak âdeti vardı. Bu yoklama için herkes odasından çıkar, kışlanın avlusunda sıra olur ve bir İngiliz subayı gelir, dizilmiş duranları birer birer sayarak “Tamam” diye tekmil haberini verirdi. Fahreddin Paşa, kampa geldikten sonra yapılan ilk yoklamada bir türlü “tamam” denemiyor, eldeki deftere göre sayılıyor, sayılıyor bir noksan çıkıyordu. Nihayet İngiliz subayı, odaları dolaşıyor bir de bakıyor ki Fahreddin Paşa masasının başında oturmuş kitap okuyor: -Niçin yoklamaya gelmediniz?” -Ne yoklaması? Ben bir Türk kumandanıyım... Fahreddin Paşa, bu cevabı verirken öyle bir vaziyet alıyor ki İngiliz subayının tek söz edecek cesareti kalmıyor ve durumu amirlerine anlattıktan sonra, onlar da Fahreddin Paşa'nın ne biçim bir kumandan olduğunu görerek bundan sonraki yoklamalarda odasından çıkmaya zorlanmayarak sayılmasına karar veriyorlardı
Malta kampında her akşam, tutuklular sıralanarak yoklama yapmak âdeti vardı. Bu yoklama için herkes odasından çıkar, kışlanın avlusunda sıra olur ve bir İngiliz subayı gelir, dizilmiş duranları birer birer sayarak “Tamam” diye tekmil haberini verirdi. Fahreddin Paşa, kampa geldikten sonra yapılan ilk yoklamada bir türlü “tamam” denemiyor, eldeki deftere göre sayılıyor, sayılıyor bir noksan çıkıyordu. Nihayet İngiliz subayı, odaları dolaşıyor bir de bakıyor ki Fahreddin Paşa masasının başında oturmuş kitap okuyor: -Niçin yoklamaya gelmediniz?” -Ne yoklaması? Ben bir Türk kumandanıyım... Fahreddin Paşa, bu cevabı verirken öyle bir vaziyet alıyor ki İngiliz subayının tek söz edecek cesareti kalmıyor ve durumu amirlerine anlattıktan sonra, onlar da Fahreddin Paşa'nın ne biçim bir kumandan olduğunu görerek bundan sonraki yoklamalarda odasından çıkmaya zorlanmayarak sayılmasına karar veriyorlardı