GİRİŞ
Mali olayların nitelikleri ve boyutları göz önüne alınarak yapılmış olan bu çalışma; maliye biliminin diğer disiplinlerle olan ilişkileri ve geçişmeleri ile, teori-uygulama ve uygulama - teori ilişkilerinin taşıdığı önem dikkate alınarak hazırlanmıştır. İktisat, hukuk, işletme, matematik, istatistik, yönetim bilimi, muhasebe ile maliyenin yakın ilgisi ve birbirlerinin alanlarına geçişmeleri dolayısıyla, maliye ilmi; az çok sosyal bilimlerin diğer dalları için de söz konusu olduğu üzere, disiplinler arası ilişki kesişmeleri ile de yakından ilgilidir. Uzun zaman İktisat Politikası adı altında incelenmeye alışılagelen maliye, gerek teorik ve gerekse uygulama yönüyle; analiz ve değerlendirmeler yapılmasına, sentezlere varılmasına sürekli olarak ihtiyaç duyulan, mali, sosyal ve ekonomik hedefler ve fonksiyonlar bakımından büyük önem taşıyan bağımsız bir bilim dalı olma özelliğine kavuşmuş kabul edilmektedir. Bu durum yalnızca kamu gelirlerinin sağlanması ve bununla ilgili teori ve uygulamalarla ilgili olmayıp, kamusal finansman kaynaklarının belirlenmesi ve değerlendirilmesi kadar, bunların; toplumsal ihtiyaçların karşılanması bakımından alternatif kullanım imkanları arasında optimal faydayı sağlayacak şekilde dağıtılması ve kullanımı da büyük önem taşımaktadır.
Özellikle, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’yla başlayan Keynes devriminden sonra, iktisat ve ona bağlı olarak maliye teorisinde meydana gelen gelişmeler son derece ilgi çekicidir. Vergiler yolu ile milli gelirin yarısına yakın bir kısmını kamu kesimine aktaran, sonra da kamu harcamaları yolu ile bunu yeniden ve fakat değişik bir biçimde ekonomiye aktaran, 20. yüzyıl devlet anlayışına has faaliyetleri izleyip değerlendirebilmek, belli seviyelerdeki bilgilerin öğrenilmesini zorunlu hale getirmektedir.
Toplum refahının maksimize edilmesi, sosyal ve ekonomik kararlar üzerinde etkili olunabilmesi, kıt kaynakların optimal bir kaynak kullanımını sağlayama yönelik bir şekilde kullanılmasının planlanması, bununla ilgili teknik ve yöntemlerden ve gelişmelerden yararlanılması, maliyenin özünde taşıdığı ve dinamiklerinde yer alan önem amaç ve uygulamalardır. Teorinin gelişiminde ve uygulamanın yerleşmesinde, ilke ve tekniklerdeki gelişmelere bağlı olarak, maliye biliminin, bilimsel boyut ve sosyal ve iktisadi önemini sürekli olarak artırmaktadır. Mali olaylar, yalnızca kamu gelirleri ve giderleri ile sınırlı kalmayıp, bu gelirlerin ve harcamaların ekonomiye, sosyal hayata ve politik yaşama yansıyan karar ve etkilerini de inceleyen bir sosyal bilim dalı olarak, iktisat politikasının vazgeçilmez bir dalı olma özelliğini sürdürmektedir. Dolayısıyla, mali olayların çerçevesi tahmin edilenden çok daha geniş ve etkileri de bir o kadar güçlüdür. Bu etkenler dikkate alındığında, maliye, klasik mali fonksiyonların yanında, yüklenilen sosyal ve iktisadi fonksiyon ve amaçların gerçekleştirilmesi bakımından, üzerinde dikkatle durulması gereken bir nitelik taşımaktadır.
GİRİŞ
Mali olayların nitelikleri ve boyutları göz önüne alınarak yapılmış olan bu çalışma; maliye biliminin diğer disiplinlerle olan ilişkileri ve geçişmeleri ile, teori-uygulama ve uygulama - teori ilişkilerinin taşıdığı önem dikkate alınarak hazırlanmıştır. İktisat, hukuk, işletme, matematik, istatistik, yönetim bilimi, muhasebe ile maliyenin yakın ilgisi ve birbirlerinin alanlarına geçişmeleri dolayısıyla, maliye ilmi; az çok sosyal bilimlerin diğer dalları için de söz konusu olduğu üzere, disiplinler arası ilişki kesişmeleri ile de yakından ilgilidir. Uzun zaman İktisat Politikası adı altında incelenmeye alışılagelen maliye, gerek teorik ve gerekse uygulama yönüyle; analiz ve değerlendirmeler yapılmasına, sentezlere varılmasına sürekli olarak ihtiyaç duyulan, mali, sosyal ve ekonomik hedefler ve fonksiyonlar bakımından büyük önem taşıyan bağımsız bir bilim dalı olma özelliğine kavuşmuş kabul edilmektedir. Bu durum yalnızca kamu gelirlerinin sağlanması ve bununla ilgili teori ve uygulamalarla ilgili olmayıp, kamusal finansman kaynaklarının belirlenmesi ve değerlendirilmesi kadar, bunların; toplumsal ihtiyaçların karşılanması bakımından alternatif kullanım imkanları arasında optimal faydayı sağlayacak şekilde dağıtılması ve kullanımı da büyük önem taşımaktadır.
Özellikle, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’yla başlayan Keynes devriminden sonra, iktisat ve ona bağlı olarak maliye teorisinde meydana gelen gelişmeler son derece ilgi çekicidir. Vergiler yolu ile milli gelirin yarısına yakın bir kısmını kamu kesimine aktaran, sonra da kamu harcamaları yolu ile bunu yeniden ve fakat değişik bir biçimde ekonomiye aktaran, 20. yüzyıl devlet anlayışına has faaliyetleri izleyip değerlendirebilmek, belli seviyelerdeki bilgilerin öğrenilmesini zorunlu hale getirmektedir.
Toplum refahının maksimize edilmesi, sosyal ve ekonomik kararlar üzerinde etkili olunabilmesi, kıt kaynakların optimal bir kaynak kullanımını sağlayama yönelik bir şekilde kullanılmasının planlanması, bununla ilgili teknik ve yöntemlerden ve gelişmelerden yararlanılması, maliyenin özünde taşıdığı ve dinamiklerinde yer alan önem amaç ve uygulamalardır. Teorinin gelişiminde ve uygulamanın yerleşmesinde, ilke ve tekniklerdeki gelişmelere bağlı olarak, maliye biliminin, bilimsel boyut ve sosyal ve iktisadi önemini sürekli olarak artırmaktadır. Mali olaylar, yalnızca kamu gelirleri ve giderleri ile sınırlı kalmayıp, bu gelirlerin ve harcamaların ekonomiye, sosyal hayata ve politik yaşama yansıyan karar ve etkilerini de inceleyen bir sosyal bilim dalı olarak, iktisat politikasının vazgeçilmez bir dalı olma özelliğini sürdürmektedir. Dolayısıyla, mali olayların çerçevesi tahmin edilenden çok daha geniş ve etkileri de bir o kadar güçlüdür. Bu etkenler dikkate alındığında, maliye, klasik mali fonksiyonların yanında, yüklenilen sosyal ve iktisadi fonksiyon ve amaçların gerçekleştirilmesi bakımından, üzerinde dikkatle durulması gereken bir nitelik taşımaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 140,00 | 140,00 |