Tarihî metinlerin en belirgin görevi dün, bugün ve yarın arasında köprü olmaları, böylece yaşanmış ve yaşanmakta olan insanî tecrübeyi anlamaya katkı sağlamalarıdır. Gelecek ancak geçmişe ve bugüne ilişkin sağlıklı bir anlama faaliyeti ile inşa edilebilir. Bu itibarla Türk İslam Edebiyatı dairesinde ortaya çıkmış tarihî verimlerin her biri, Türk milletinin geçmişini bugününe taşıyan ve bugünün insanına geleceği inşa etmenin imkânlarını sunan önemli kültürel miraslardandır.
Nihâî amacı geçmiş ve gelecek arasında kurulacak köprüye mütevazı bir katkı sağlamak olan bu çalışma, Osmanlı'nın son döneminde kaleme alınmış Maksûd-ı Nasîhat isimli manzum bir nasihatnâmeyi konu edinir. Hz. Âdem'den beri nasihat etme, öğüt verme yoluyla nesilden nesile aktarılan insanî tecrübe hemen her millette yazılı bir gelenek haline gelmiş, iyi insan olmak ve daha iyi yaşamak için gerekli olan tecrübeyi sonraki nesillere aktarmak maksadıyla her toplumda öğüt veren eserler ortaya çıkmıştır. Maksûd-ı Nasîhat de, nihâî hedefleri ahlakî hasletleri gelişmiş, dürüst ve vicdanlı fertlerin yetişmesine katkı sağlayarak ideal bir yaşamı inşa etmek olan bu eserlerin klasik şiir geleneğine uygun bir biçimde telif edilen son örneklerinden biridir.
20. yüzyılın hemen başında manzum olarak telif edilen eserle, İslâm dininin temel öğretilerinin başta çocuklar olmak üzere bütün inananlara ulaşması amaçlanır. Eserin tertibinde Cibrîl Hadisi olarak bilinen rivâyet esas alınmıştır. Söz konusu rivâyette yer alan İslâm, iman, ihsân ve kıyâmet bahisleri eserin ana bölümlerini oluşturur. Bu itibarla Maksûd-ı Nasîhat'in, Cibrîl Hadisi'nin manzum bir şerhi olduğunu söylemek de mümkündür.
Tarihî metinlerin en belirgin görevi dün, bugün ve yarın arasında köprü olmaları, böylece yaşanmış ve yaşanmakta olan insanî tecrübeyi anlamaya katkı sağlamalarıdır. Gelecek ancak geçmişe ve bugüne ilişkin sağlıklı bir anlama faaliyeti ile inşa edilebilir. Bu itibarla Türk İslam Edebiyatı dairesinde ortaya çıkmış tarihî verimlerin her biri, Türk milletinin geçmişini bugününe taşıyan ve bugünün insanına geleceği inşa etmenin imkânlarını sunan önemli kültürel miraslardandır.
Nihâî amacı geçmiş ve gelecek arasında kurulacak köprüye mütevazı bir katkı sağlamak olan bu çalışma, Osmanlı'nın son döneminde kaleme alınmış Maksûd-ı Nasîhat isimli manzum bir nasihatnâmeyi konu edinir. Hz. Âdem'den beri nasihat etme, öğüt verme yoluyla nesilden nesile aktarılan insanî tecrübe hemen her millette yazılı bir gelenek haline gelmiş, iyi insan olmak ve daha iyi yaşamak için gerekli olan tecrübeyi sonraki nesillere aktarmak maksadıyla her toplumda öğüt veren eserler ortaya çıkmıştır. Maksûd-ı Nasîhat de, nihâî hedefleri ahlakî hasletleri gelişmiş, dürüst ve vicdanlı fertlerin yetişmesine katkı sağlayarak ideal bir yaşamı inşa etmek olan bu eserlerin klasik şiir geleneğine uygun bir biçimde telif edilen son örneklerinden biridir.
20. yüzyılın hemen başında manzum olarak telif edilen eserle, İslâm dininin temel öğretilerinin başta çocuklar olmak üzere bütün inananlara ulaşması amaçlanır. Eserin tertibinde Cibrîl Hadisi olarak bilinen rivâyet esas alınmıştır. Söz konusu rivâyette yer alan İslâm, iman, ihsân ve kıyâmet bahisleri eserin ana bölümlerini oluşturur. Bu itibarla Maksûd-ı Nasîhat'in, Cibrîl Hadisi'nin manzum bir şerhi olduğunu söylemek de mümkündür.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 300,00 | 300,00 |