“Yusuf, kendini de bu muazzam ve yekpare geceye yapışık sandı ve korkuyla ürperdi. Islak ellerini yüzünde dolaştırdı. Kirpiklerinden yanaklarına yağmur suları süzülüyordu. Yaptığı hareketler ona hiçbir yere bağlı olmadığının şuurunu verdi. Hatta yavaş yavaş etrafından ne kadar ayrı olduğunu, ne kadar uzak olduğunu hissetmeye başladı. Bir an, içinde deminkinin tamamıyla aksi olan bir yalnızlık duygusuyla sarsıldı.”
Kuyucaklı Yusuf, benim meskenim dağlardır diyen bir şairin unutulmaz romanı…
“Yusuf, kendini de bu muazzam ve yekpare geceye yapışık sandı ve korkuyla ürperdi. Islak ellerini yüzünde dolaştırdı. Kirpiklerinden yanaklarına yağmur suları süzülüyordu. Yaptığı hareketler ona hiçbir yere bağlı olmadığının şuurunu verdi. Hatta yavaş yavaş etrafından ne kadar ayrı olduğunu, ne kadar uzak olduğunu hissetmeye başladı. Bir an, içinde deminkinin tamamıyla aksi olan bir yalnızlık duygusuyla sarsıldı.”
Kuyucaklı Yusuf, benim meskenim dağlardır diyen bir şairin unutulmaz romanı…