İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinden itibaren din, insan hayatını bütün yönleriyle etkileyen temel unsurlardan birisi olarak değerlendirilir. Bununla birlikte diğer insanları ve ona ait olanları tanıma ve anlamlandırma meselesi bu gerçekliğe eşlik eder. Tanıma ve anlamlandırma ise esasında zorlu bir süreci ve ciddi bir emeği gerektirir. Bu nedenle diğer insanları ve inançlarını anlama faaliyetleri çok eskilere götürülürken buna bağlı olarak tam bir anlamanın nasıl gerçekleşeceği tartışmaları süregelen bir durumdur. Son dönemlerde, özellikle farklı insanların bir arada yaşadığı toplumsal hayatın hâkim olduğu ortamlar ve kitle iletişim araçları gibi unsurların katkısıyla giderek daha fazla küreselleşen bir dünyada inananların bakış açısına odaklanan ve onların gözüyle inançlarını anlamaya çalışan yaklaşımlar önem arz eder. Böylelikle inananları, inançları ve pratikleri bakımından anlamaya çalışırken fenomenolojik yaklaşımın önemi ortaya çıkar. Kristensen’in “İnanan daima haklıdır.” İlkesini benimseyen ve yerlilere ait “Bir insanı ayakkabısıyla bir mil yürümeden yargılama!” sözü doğrultusunda ön yargılara karşı bir duruş sergileyen Din Fenomenolojisi insanların inançlarını tanımaya ve anlamlandırmaya dikkate değer katkılar sunar. Buna karşılık Din Felsefesi, Din Psikolojisi veya Din Sosyolojisi gibi alanlar hakkında insanlar öyle veya böyle bilgi sahibi olmasına karşılık Din Fenomenolojisi hakkında pek fazla bilgiye sahip değildir. Bu kitapta farklı kitap ve dergilerde yayınlanan çeşitli çalışmalarımızı belli bir sistem içerisinde ve yeni isimlendirmelerle düzenleyerek Din Fenomenolojisinin ne olduğu, temel amaçları, çeşitleri ve uygulama örnekleri gösterilmeye çalışılmaktadır. Böylelikle lisans, lisansüstü öğrencilerin ve alana ilgi duyanların Din Fenomenolojisi Nedir? sorusu karşısında belli bir ölçüde farkındalığa ve bilgiye ulaşmalarına katkı sunabilmek ümit edilmektedir.
İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinden itibaren din, insan hayatını bütün yönleriyle etkileyen temel unsurlardan birisi olarak değerlendirilir. Bununla birlikte diğer insanları ve ona ait olanları tanıma ve anlamlandırma meselesi bu gerçekliğe eşlik eder. Tanıma ve anlamlandırma ise esasında zorlu bir süreci ve ciddi bir emeği gerektirir. Bu nedenle diğer insanları ve inançlarını anlama faaliyetleri çok eskilere götürülürken buna bağlı olarak tam bir anlamanın nasıl gerçekleşeceği tartışmaları süregelen bir durumdur. Son dönemlerde, özellikle farklı insanların bir arada yaşadığı toplumsal hayatın hâkim olduğu ortamlar ve kitle iletişim araçları gibi unsurların katkısıyla giderek daha fazla küreselleşen bir dünyada inananların bakış açısına odaklanan ve onların gözüyle inançlarını anlamaya çalışan yaklaşımlar önem arz eder. Böylelikle inananları, inançları ve pratikleri bakımından anlamaya çalışırken fenomenolojik yaklaşımın önemi ortaya çıkar. Kristensen’in “İnanan daima haklıdır.” İlkesini benimseyen ve yerlilere ait “Bir insanı ayakkabısıyla bir mil yürümeden yargılama!” sözü doğrultusunda ön yargılara karşı bir duruş sergileyen Din Fenomenolojisi insanların inançlarını tanımaya ve anlamlandırmaya dikkate değer katkılar sunar. Buna karşılık Din Felsefesi, Din Psikolojisi veya Din Sosyolojisi gibi alanlar hakkında insanlar öyle veya böyle bilgi sahibi olmasına karşılık Din Fenomenolojisi hakkında pek fazla bilgiye sahip değildir. Bu kitapta farklı kitap ve dergilerde yayınlanan çeşitli çalışmalarımızı belli bir sistem içerisinde ve yeni isimlendirmelerle düzenleyerek Din Fenomenolojisinin ne olduğu, temel amaçları, çeşitleri ve uygulama örnekleri gösterilmeye çalışılmaktadır. Böylelikle lisans, lisansüstü öğrencilerin ve alana ilgi duyanların Din Fenomenolojisi Nedir? sorusu karşısında belli bir ölçüde farkındalığa ve bilgiye ulaşmalarına katkı sunabilmek ümit edilmektedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 175,20 | 175,20 |