Çok yönlü bir âlim olan Bazîdî dil, folklor, tarih, inanç ve edebiyat alanında pek çok çalışma yapmıştır. Bu da onun çok yönlü özelliğini göstermektedir. Bu nedenle de Bazîdî için “ilk Kürt sosyolog” denilebilir. Çünkü ‘Adat û Rusûmatnameʼê Tewayifê Ekradiye adlı eserinde ele aldığı konular itibariyle bu unvanı hak etmiştir. Bazîdî bu eseri ve diğer nesir çalışmaları ile Kürt edebiyat tarihinde nesrin babası olarak kabul edilir. Zira eserleri şekil bakımından incelediğinde onun Kürt edebiyatı tarihinde ilk nesir yazarı ve hikâyecisi olduğu görülür. Çünkü bir taraftan tarihi olaylardan hareketle hikâyeler yazarken diğer taraftan da halk arasında anlatıla gelen hikâyeleri derlemiştir. Bunların yanı sıra mesnevileri nesir şeklinde yeniden düzenlemiştir. Bu konuda yazdığı Mem û Zîn hikâyesi örnek gösterebilir. Kürtçe yazdığı Tewarîxî Cedîdî Kurdistan adlı eserle Kürtçe yazan ilk tarihçi olmuştur ve aynı zamanda ilk çevirmendir. Zira Tewarîxî Qedîmî Kurdistan adıyla Şerefname’nin Kürtçe çevirisini hazırlamıştır. Kısacası Bazîdî birçok alanda uzmanlaşmış bir âlimdir. Öte yandan bu eserleri birçok disiplin ve alan için kaynak niteliğindedir ve bazıları ise aynı anda birçok farklı araştırma için kaynak mahiyetindedirler. Örneğin Kürt dili, grameri, aşiretler hakkındaki birkaç risale ve 40 hikâyeden meydana gelen Cami‘eyê Risaleyan û Hikayetan çalışması hem edebiyat hem dilbilgisi de Kürt tarih için bir kaynaktır. olmak üzere bölgenin diğer halklarının tarihi ile de ilişkilendirerek ve özellikle Irak’ın kuruluş ve oluşum sürecini vurgulayarak inceleyen bir deneme değil, aynı zamanda da yukarıda zikredilen paradigmaya yönelik bir meydan okumadır.
Rojava’nın, Güney Kürdistan’ın, Kerkük’ün, Cezire’nin, Fırat’ın doğusunun, petrol ve su yataklarının, Kürtlerin özerklik taleplerinin sadece bölgenin değil, dünyanın da gündemini meşgul ettiği ve dört ülkeyi ilgilendiren Kürt Sorunu’nun özellikle dışarıdan gelen müdahalelerin de etkisiyle yeniden bir Kürdistan Sorunu’na evirilmeye başladığı bir dönemde hazırlanan bu çalışma, aynı zamanda Kürt toplumunun ve siyasetinin geçmişten gelen zafiyetlerini tahlil etmek için önemli veriler ve asla göz ardı edilmemesi gereken tarihsel bir deneyim de sunmaktadır. Kuşkusuz en ilginç deneyim ise bugün konuşulanların yüz yıl önce de konuşulduklarına ve diplomasi masalarında yıllarca tartışıldıklarına tanıklık etmek olacaktır.
Çok yönlü bir âlim olan Bazîdî dil, folklor, tarih, inanç ve edebiyat alanında pek çok çalışma yapmıştır. Bu da onun çok yönlü özelliğini göstermektedir. Bu nedenle de Bazîdî için “ilk Kürt sosyolog” denilebilir. Çünkü ‘Adat û Rusûmatnameʼê Tewayifê Ekradiye adlı eserinde ele aldığı konular itibariyle bu unvanı hak etmiştir. Bazîdî bu eseri ve diğer nesir çalışmaları ile Kürt edebiyat tarihinde nesrin babası olarak kabul edilir. Zira eserleri şekil bakımından incelediğinde onun Kürt edebiyatı tarihinde ilk nesir yazarı ve hikâyecisi olduğu görülür. Çünkü bir taraftan tarihi olaylardan hareketle hikâyeler yazarken diğer taraftan da halk arasında anlatıla gelen hikâyeleri derlemiştir. Bunların yanı sıra mesnevileri nesir şeklinde yeniden düzenlemiştir. Bu konuda yazdığı Mem û Zîn hikâyesi örnek gösterebilir. Kürtçe yazdığı Tewarîxî Cedîdî Kurdistan adlı eserle Kürtçe yazan ilk tarihçi olmuştur ve aynı zamanda ilk çevirmendir. Zira Tewarîxî Qedîmî Kurdistan adıyla Şerefname’nin Kürtçe çevirisini hazırlamıştır. Kısacası Bazîdî birçok alanda uzmanlaşmış bir âlimdir. Öte yandan bu eserleri birçok disiplin ve alan için kaynak niteliğindedir ve bazıları ise aynı anda birçok farklı araştırma için kaynak mahiyetindedirler. Örneğin Kürt dili, grameri, aşiretler hakkındaki birkaç risale ve 40 hikâyeden meydana gelen Cami‘eyê Risaleyan û Hikayetan çalışması hem edebiyat hem dilbilgisi de Kürt tarih için bir kaynaktır. olmak üzere bölgenin diğer halklarının tarihi ile de ilişkilendirerek ve özellikle Irak’ın kuruluş ve oluşum sürecini vurgulayarak inceleyen bir deneme değil, aynı zamanda da yukarıda zikredilen paradigmaya yönelik bir meydan okumadır.
Rojava’nın, Güney Kürdistan’ın, Kerkük’ün, Cezire’nin, Fırat’ın doğusunun, petrol ve su yataklarının, Kürtlerin özerklik taleplerinin sadece bölgenin değil, dünyanın da gündemini meşgul ettiği ve dört ülkeyi ilgilendiren Kürt Sorunu’nun özellikle dışarıdan gelen müdahalelerin de etkisiyle yeniden bir Kürdistan Sorunu’na evirilmeye başladığı bir dönemde hazırlanan bu çalışma, aynı zamanda Kürt toplumunun ve siyasetinin geçmişten gelen zafiyetlerini tahlil etmek için önemli veriler ve asla göz ardı edilmemesi gereken tarihsel bir deneyim de sunmaktadır. Kuşkusuz en ilginç deneyim ise bugün konuşulanların yüz yıl önce de konuşulduklarına ve diplomasi masalarında yıllarca tartışıldıklarına tanıklık etmek olacaktır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 80,00 | 80,00 |