Her yüzyıl, belli kavramlar eşliğinde gelir tarih sahnesine. 19. yüzyılın kavramı, medeniyet idi; 20. yüzyılınki ulus. 21. yüzyıl, kimlikler üzerinden tanımlanıyor: cins kimlikleri, etnik kimlikler, dini kimlikler... Kimlik siyaseti ve kültürel farklılık söylemi, pek çok siyasal ve ekonomik problemin üzerini örtüyor. Göç ve hoşnutsuzlukları, ekonomik temelinden kopuk bir yabancı düşmanlığına evriliyor Avrupa’da.
“İslam, kadınları eziyor” dendiği andan itibaren, göçmenlerin demografik baskısının sebep olduğu bütün yabancı düşmanlıkları görünmez oluyor. Ekonomik ve siyasal bir mesele, kültürel bir görüntünün, bir “peçe”nin ardına gizliyor kendini. Bütün karşılaşmalar ve tartışmalar, “Müslüman kadın” ve Müslümanların cinsiyet ahlakı üzerinde yoğunlaşıyor.
Ne kadar demokratik, ne kadar eşitlikçi olduğumuz, hep cinsler arası ilişki üzerinden sorgulanıyor.
“Kıvame”, erkeğin kadın üzerindeki tahakkümünü meşrulaştıran bir kavramlaştırma mı?
“Müslüman kadın”ların “özgürleşme”si için, kadın bakış açısından bir İslâm yorumuna mı ihtiyacımız var?"
Bu soruları soran kim ve hangi konumdan soruyor? İslamcı feminizm, “içeri”den bir soru sorma girişimi mi? Yoksa yaslandığı paradigma, neo-oryantalist izler mi taşıyor?
Nazife Şişman, bu sorular eşliğinde “peçe”nin örttüklerini görmeye davet ediyor okuyucuyu.
Her yüzyıl, belli kavramlar eşliğinde gelir tarih sahnesine. 19. yüzyılın kavramı, medeniyet idi; 20. yüzyılınki ulus. 21. yüzyıl, kimlikler üzerinden tanımlanıyor: cins kimlikleri, etnik kimlikler, dini kimlikler... Kimlik siyaseti ve kültürel farklılık söylemi, pek çok siyasal ve ekonomik problemin üzerini örtüyor. Göç ve hoşnutsuzlukları, ekonomik temelinden kopuk bir yabancı düşmanlığına evriliyor Avrupa’da.
“İslam, kadınları eziyor” dendiği andan itibaren, göçmenlerin demografik baskısının sebep olduğu bütün yabancı düşmanlıkları görünmez oluyor. Ekonomik ve siyasal bir mesele, kültürel bir görüntünün, bir “peçe”nin ardına gizliyor kendini. Bütün karşılaşmalar ve tartışmalar, “Müslüman kadın” ve Müslümanların cinsiyet ahlakı üzerinde yoğunlaşıyor.
Ne kadar demokratik, ne kadar eşitlikçi olduğumuz, hep cinsler arası ilişki üzerinden sorgulanıyor.
“Kıvame”, erkeğin kadın üzerindeki tahakkümünü meşrulaştıran bir kavramlaştırma mı?
“Müslüman kadın”ların “özgürleşme”si için, kadın bakış açısından bir İslâm yorumuna mı ihtiyacımız var?"
Bu soruları soran kim ve hangi konumdan soruyor? İslamcı feminizm, “içeri”den bir soru sorma girişimi mi? Yoksa yaslandığı paradigma, neo-oryantalist izler mi taşıyor?
Nazife Şişman, bu sorular eşliğinde “peçe”nin örttüklerini görmeye davet ediyor okuyucuyu.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 17,00 | 17,00 |