Werner Bonefeld ve John Holloway'in bu kitabı, küresel serbest piyasa ekonomisinin kuruluş sürecinin içinde para politikalarını ve uluslararası kurumlar aracılığı ile düzenlenen borçlanma sistemini ele alıyor. Keynezciliğin çöküşünden ve Altın Standartı'nın terk edilmesinden sonra yaşanan yeni sermaye birikim sürecinde borçlanmaya dayalı artı-değer üretme pratiklerini inceliyor. Kitabın temel vurgusu,1970'lerde girdiği krizden serbest para politikaları ve borçlanma yoluyla çıkmaya çalışan sermayenin, aslında bu yolla daha da batağa saplanacağı yönünde. Çünkü yazarlara göre, kriz aslında sermayenin yeniden üretiminin güvence altına alınamaması ile ilgili ve bu da sermayenin emeği kendisine tabi kılmakta yaşadığı güçlükten kaynaklanıyor. Yani sermaye bugünkü krizini çözmek için, serbest para politikaları ve borçlanma yoluyla emeğin gelecekte yaratacağı artı-değere el koymaya çalışıyor. Kitabın yazarları bu perspektiften yola çıkarak, yeni sermaye birikim süreci içindeki sınıflaştırma pratiklerini anlamaya ve emeğin isyanlarının sermayeyi krize sokma olanaklarını araştırmaya yöneliyor. Bu anlamıyla kitap, sermayenin krizlerini sınıf mücadelesi ile ilişkilendirerek, sermayenin nesnel gelişme yasalarının dışına çıkarıp öznellik zemininde ele aldığı için, emek cephesinin özgürleşme pratiğinde sermayeden bağımsız kuruculuğun olanakları üzerine düşünmenin önünü açıyor.
Werner Bonefeld ve John Holloway'in bu kitabı, küresel serbest piyasa ekonomisinin kuruluş sürecinin içinde para politikalarını ve uluslararası kurumlar aracılığı ile düzenlenen borçlanma sistemini ele alıyor. Keynezciliğin çöküşünden ve Altın Standartı'nın terk edilmesinden sonra yaşanan yeni sermaye birikim sürecinde borçlanmaya dayalı artı-değer üretme pratiklerini inceliyor. Kitabın temel vurgusu,1970'lerde girdiği krizden serbest para politikaları ve borçlanma yoluyla çıkmaya çalışan sermayenin, aslında bu yolla daha da batağa saplanacağı yönünde. Çünkü yazarlara göre, kriz aslında sermayenin yeniden üretiminin güvence altına alınamaması ile ilgili ve bu da sermayenin emeği kendisine tabi kılmakta yaşadığı güçlükten kaynaklanıyor. Yani sermaye bugünkü krizini çözmek için, serbest para politikaları ve borçlanma yoluyla emeğin gelecekte yaratacağı artı-değere el koymaya çalışıyor. Kitabın yazarları bu perspektiften yola çıkarak, yeni sermaye birikim süreci içindeki sınıflaştırma pratiklerini anlamaya ve emeğin isyanlarının sermayeyi krize sokma olanaklarını araştırmaya yöneliyor. Bu anlamıyla kitap, sermayenin krizlerini sınıf mücadelesi ile ilişkilendirerek, sermayenin nesnel gelişme yasalarının dışına çıkarıp öznellik zemininde ele aldığı için, emek cephesinin özgürleşme pratiğinde sermayeden bağımsız kuruculuğun olanakları üzerine düşünmenin önünü açıyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 268,80 | 268,80 |