Karstik alanlar sadece kendilerine has yüzey (lapya, dolin, uvala, polye…) ve derinlik şekilleri (mağaralar…) ile önem taşımazlar. Bu sahalar aynı zamanda biyotik-abiyotik unsurları ile özel ekosistemler niteliği taşırlar. Yine karstik sahalar, henüz kirlenmemiş, zengin yeraltı su varlıkları ile hem günümüzde hem de gelecekte büyük nüfus kütlelerinin su ihtiyacını karşılama potansiyeline sahiptirler.
Çalışmaya konu olan Küre Dağları'nın Azdavay ve Pınarbaşı (Kastamonu) ilçeleri arasında kalan bölümü ülkemizin en önemli örtülü karst sahasının bir parçasını oluşturmaktadır. İnceleme alanı özellikle Kuzey Anadolu karstı denince daha az akla gelen büyük karstik depresyonları ve mağaraları ile dikkati çekmektedir. Bu sebeple çalışma yörede karst ortamı ve karstik şekillerin tespiti, özelliklerini belirlenmesi ve karstik potansiyelin değerlendirilmesi için yapılabilecek çalışmaların ortaya onulması amacıyla hazırlanmıştır.
Çalışma başlıca üç bölüm halinde ele alınmıştır. Giriş bölümünde karstlaşma ile ilgili genel bilgilere yer verilmiş, Türkiye'deki ve Kuzey Anadolu'daki karstik alanlar, bu sahalar ile ilgili yapılan başlıca araştırmalar ve karstik şekiller özet olarak verilmiştir.
İkinci bölümde çalışma sahası ile ilgili genel bilgiler verildikten sonra sahadaki karstlaşma ile doğal çevre özellikleri arasındaki ilişkiler açıklanmıştır. Bu şekilde, sahadaki karstlaşma ile litoloji, iklim, jeomorfolojik özellikler, toprak ve bitki örtüsü arasındaki ilişkiler ortaya konulmaya çalışılmış, karstik şekillerin oluşumları, özellikleri ve dağılışları açıklanmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise çalışma bir bütün halinde ele alınarak ortaya konulan veriler birlikte değerlendirilmiş, karst ortamından faydalanma ile ilgili bazı önerilerde bulunulmuştur.
Bu kitabın karst topoğrafyası ile ilgili çalışmalar yapan diğer bilim insanlarına da katkı sağlaması ve Kuzey Anadolu'da karst topoğrafyası çalışmalarının devamına vesile olmasını temenni ederiz.
Karstik alanlar sadece kendilerine has yüzey (lapya, dolin, uvala, polye…) ve derinlik şekilleri (mağaralar…) ile önem taşımazlar. Bu sahalar aynı zamanda biyotik-abiyotik unsurları ile özel ekosistemler niteliği taşırlar. Yine karstik sahalar, henüz kirlenmemiş, zengin yeraltı su varlıkları ile hem günümüzde hem de gelecekte büyük nüfus kütlelerinin su ihtiyacını karşılama potansiyeline sahiptirler.
Çalışmaya konu olan Küre Dağları'nın Azdavay ve Pınarbaşı (Kastamonu) ilçeleri arasında kalan bölümü ülkemizin en önemli örtülü karst sahasının bir parçasını oluşturmaktadır. İnceleme alanı özellikle Kuzey Anadolu karstı denince daha az akla gelen büyük karstik depresyonları ve mağaraları ile dikkati çekmektedir. Bu sebeple çalışma yörede karst ortamı ve karstik şekillerin tespiti, özelliklerini belirlenmesi ve karstik potansiyelin değerlendirilmesi için yapılabilecek çalışmaların ortaya onulması amacıyla hazırlanmıştır.
Çalışma başlıca üç bölüm halinde ele alınmıştır. Giriş bölümünde karstlaşma ile ilgili genel bilgilere yer verilmiş, Türkiye'deki ve Kuzey Anadolu'daki karstik alanlar, bu sahalar ile ilgili yapılan başlıca araştırmalar ve karstik şekiller özet olarak verilmiştir.
İkinci bölümde çalışma sahası ile ilgili genel bilgiler verildikten sonra sahadaki karstlaşma ile doğal çevre özellikleri arasındaki ilişkiler açıklanmıştır. Bu şekilde, sahadaki karstlaşma ile litoloji, iklim, jeomorfolojik özellikler, toprak ve bitki örtüsü arasındaki ilişkiler ortaya konulmaya çalışılmış, karstik şekillerin oluşumları, özellikleri ve dağılışları açıklanmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise çalışma bir bütün halinde ele alınarak ortaya konulan veriler birlikte değerlendirilmiş, karst ortamından faydalanma ile ilgili bazı önerilerde bulunulmuştur.
Bu kitabın karst topoğrafyası ile ilgili çalışmalar yapan diğer bilim insanlarına da katkı sağlaması ve Kuzey Anadolu'da karst topoğrafyası çalışmalarının devamına vesile olmasını temenni ederiz.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 97,50 | 97,50 |