İslâm’ın, insanlara, Allah’ı tanıtmak için başvurduğu yollardan birisi de; Allah’ın en güzel isimlerini (yani el-Esmâu’l-Hüsnâ’yı) ve yüce sıfatlarını öğretme yoludur.
Bu isimler, Allah’ın birliğini, merhametini ve üstünlüğünü gösteren, aynı zamanda kalplere ve kulaklara hoş gelen isimlerdir. Hatta bu isimler, bütün hayır ve iyiliklere eksiksiz olarak işaret eden isimlerdir. En önemli konusunu ulûhiyyetin oluşturduğu ilahî dinler içinde İslâm, Allah’ın isim ve sıfatlarına ayrı bir önem vermiş, tevhid inancının açık bir şekilde anlaşılabilmesi için yaratan ile yaratılmışların niteliklerinin açığa kavuşturulmasını fevkalâde gerekli görmüştür.
Zât-ı ilâhiyyenin bilinmesi, isimleri ve sıfatlarıyla mümkün olacağından Kur’ân-ı Kerîm’de Allah’ın güzel isimlerinin bulunduğu, O’na bu isimlerle dua, niyaz ve ibadette bulunulması gerektiği, bu konuda doğru yoldan ayrılanlara itibar edilmemesi lâzım geldiği, ayrıca Esmâ-i Hüsnânın hangisiyle olursa olsun dua edilebileceği1 belirtilmiş ve son nâzil olan sûrelerden birinde de on altı kadar isim bir arada zikredilmiştir.
Hiç kuşkusuz yüce Allah, her istek ve arzunun gerçekleşmesini bir sebebe bağlamış ve gayelere götüren yolu göstermiştir. İman ise gaye ve arzuların en büyüğü ve en önemlisidir. Allah, imanı zayıflatan ve ortadan kaldıran sebepler var ettiği gibi, elde edilmesini ve güçlenmesini sağlayan sebepleri de var etmiştir. İman konusunda ilk mesele Allah’a imandır. İmanın elde edilmesini ve kuvvetlenmesini sağlayan en önemli hususlardan birisi de; yüce Allah’ın Kur’an ve Sünnet’te geçen güzel isimlerini bilmek, onların manalarını anlamaya çalışmak ve onlarla Allah’a kulluk etmektir. Çünkü yüce Allah, bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“En güzel isimler (el-Esmâu’l-Hüsnâ), Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin.”
İslâm’ın, insanlara, Allah’ı tanıtmak için başvurduğu yollardan birisi de; Allah’ın en güzel isimlerini (yani el-Esmâu’l-Hüsnâ’yı) ve yüce sıfatlarını öğretme yoludur.
Bu isimler, Allah’ın birliğini, merhametini ve üstünlüğünü gösteren, aynı zamanda kalplere ve kulaklara hoş gelen isimlerdir. Hatta bu isimler, bütün hayır ve iyiliklere eksiksiz olarak işaret eden isimlerdir. En önemli konusunu ulûhiyyetin oluşturduğu ilahî dinler içinde İslâm, Allah’ın isim ve sıfatlarına ayrı bir önem vermiş, tevhid inancının açık bir şekilde anlaşılabilmesi için yaratan ile yaratılmışların niteliklerinin açığa kavuşturulmasını fevkalâde gerekli görmüştür.
Zât-ı ilâhiyyenin bilinmesi, isimleri ve sıfatlarıyla mümkün olacağından Kur’ân-ı Kerîm’de Allah’ın güzel isimlerinin bulunduğu, O’na bu isimlerle dua, niyaz ve ibadette bulunulması gerektiği, bu konuda doğru yoldan ayrılanlara itibar edilmemesi lâzım geldiği, ayrıca Esmâ-i Hüsnânın hangisiyle olursa olsun dua edilebileceği1 belirtilmiş ve son nâzil olan sûrelerden birinde de on altı kadar isim bir arada zikredilmiştir.
Hiç kuşkusuz yüce Allah, her istek ve arzunun gerçekleşmesini bir sebebe bağlamış ve gayelere götüren yolu göstermiştir. İman ise gaye ve arzuların en büyüğü ve en önemlisidir. Allah, imanı zayıflatan ve ortadan kaldıran sebepler var ettiği gibi, elde edilmesini ve güçlenmesini sağlayan sebepleri de var etmiştir. İman konusunda ilk mesele Allah’a imandır. İmanın elde edilmesini ve kuvvetlenmesini sağlayan en önemli hususlardan birisi de; yüce Allah’ın Kur’an ve Sünnet’te geçen güzel isimlerini bilmek, onların manalarını anlamaya çalışmak ve onlarla Allah’a kulluk etmektir. Çünkü yüce Allah, bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“En güzel isimler (el-Esmâu’l-Hüsnâ), Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin.”
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 195,00 | 195,00 |