“İnsanlar yaşadıkları kente benzerler” sözünden hareketle, bende yaşadığım ile benzeyenlerden birisi olarak kendimi görmekteyim. Doğup büyüdüğüm kentin başlangıcı sayılan Harput, insanlık tarihinin en parlak ve en eski dönemlerine şahitlik etmiş birkaç İmparatorluğun bir parçası olmuş ve bunların kültür hazinelerini saklayan bir kent olmuştur. Çubuk Beylerin, Belek Gazilerin, Ahi Musa'ların, Fatih Ahmet'lerin, Arap Baba'ların manevi ruhlarının üzerinde dolaştığı, gönül coğrafyamızın içerisinde şahsiyet kazanmış kadim bir şehirdir Harput. Harput'ta sokaklar dar, evler karşılıklı ve birbirine yakın yapılmasına rağmen biri diğerinin güneşini kesmeden, birbirine saygı duyarak sıralanmıştır. Her dil, her din, her ırktan insanlar barış ve hoşgörü içerisinde hayatlarını, saygı ve sevgi içerisinde sürdürmüşlerdir. Harputlular hayatı; halay gibi coşkulu, çayda çıra gibi ateşli, iğne oyası gibi renkli, üzüm taneleri gibi sık ve bir arada yaşamıştır. Belek gazi gibi yiğit, Yakup Şevki gibi kahraman, Yunus gibi çalışkan ve alçakgönüllü, Akif gibi bayrağına sevdalı, Şeyh Edebali gibi ''İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın'' sözüne bağlı, Halil İbrahim gibi cömert ve misafirperver, Davut gibi güzel ve yanık sesli munis insanlar olarak yaşamışlardır. Böyle bir şehirde yaşayıp ta bu kadim tarih ve zengin kültürden, etkilenmemek mümkün mü? Uzun yıllar içerisinde bu kültür dokusunu hem yaşayıp hem de araştırarak öğrendiğim bilgileri, zaman zaman makaleler olarak yayınlamıştım, bu yazıların bir bölümünü bir kitapta toplayarak gelecek nesillere aktarmak ve araştırmacılara kaynak olması benim için, hem bir görev hem de bu kente olan vefa borcumdur.
“İnsanlar yaşadıkları kente benzerler” sözünden hareketle, bende yaşadığım ile benzeyenlerden birisi olarak kendimi görmekteyim. Doğup büyüdüğüm kentin başlangıcı sayılan Harput, insanlık tarihinin en parlak ve en eski dönemlerine şahitlik etmiş birkaç İmparatorluğun bir parçası olmuş ve bunların kültür hazinelerini saklayan bir kent olmuştur. Çubuk Beylerin, Belek Gazilerin, Ahi Musa'ların, Fatih Ahmet'lerin, Arap Baba'ların manevi ruhlarının üzerinde dolaştığı, gönül coğrafyamızın içerisinde şahsiyet kazanmış kadim bir şehirdir Harput. Harput'ta sokaklar dar, evler karşılıklı ve birbirine yakın yapılmasına rağmen biri diğerinin güneşini kesmeden, birbirine saygı duyarak sıralanmıştır. Her dil, her din, her ırktan insanlar barış ve hoşgörü içerisinde hayatlarını, saygı ve sevgi içerisinde sürdürmüşlerdir. Harputlular hayatı; halay gibi coşkulu, çayda çıra gibi ateşli, iğne oyası gibi renkli, üzüm taneleri gibi sık ve bir arada yaşamıştır. Belek gazi gibi yiğit, Yakup Şevki gibi kahraman, Yunus gibi çalışkan ve alçakgönüllü, Akif gibi bayrağına sevdalı, Şeyh Edebali gibi ''İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın'' sözüne bağlı, Halil İbrahim gibi cömert ve misafirperver, Davut gibi güzel ve yanık sesli munis insanlar olarak yaşamışlardır. Böyle bir şehirde yaşayıp ta bu kadim tarih ve zengin kültürden, etkilenmemek mümkün mü? Uzun yıllar içerisinde bu kültür dokusunu hem yaşayıp hem de araştırarak öğrendiğim bilgileri, zaman zaman makaleler olarak yayınlamıştım, bu yazıların bir bölümünü bir kitapta toplayarak gelecek nesillere aktarmak ve araştırmacılara kaynak olması benim için, hem bir görev hem de bu kente olan vefa borcumdur.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 146,00 | 146,00 |