Neron Claudius, sevinçleri, acıları, öfkeleri, korkuları, tutkularıyla birlikte gizemli geçmişte kaybolan, milyarlarca insandan sadece biri. Elinizdeki kitap, hakkında uydurulan pek çok tevatüre rağmen, üzerine çöken yılların karanlığıyla silikleşmiş bir yaşamı, günümüz insanının da görebilmesi amacıyla, sağduyu sahibi tarihçilerin insanlığa armağan ettikleri değerli çalışmaların ışığında, titizlikle hazırlanmıştır.
Akıcı bir dille kaleme alınan bu ilginç yaşam öyküsünü okurken, Neron’un çok sevdiği aulosa, siz de onunla birlikte üfleyecek, aşklarını duyumsayacak, öfkelerine şahit olup, nefretinden irkileceksiniz. Roma’nın karmaşık inanç sistemine bir filozofun, bir İmparator’un ve aşkıyla, inançları arasına sıkışıp kalmış bir kadının gözünden bakabileceksiniz. Bunu yaparken de, Roma sokaklarına dalıp, yemeklerini tadıp, saraylarına girecek, hatta senato binasında birkaç davaya iştirak edeceksiniz. Ellili, altmışlı yılların Roma’sına yapacağınız seyahatte, aradan geçen iki bin yıla rağmen, hâlâ rafineleştiremediğimiz insan egolarının benzerlerine rastlayıp, o hırsların yaptırdıklarına birazda ürpererek şahit olacaksınız. Bütün bunların sonundaysa, 64 yılının 4 Temmuz günü, Roma’yı soluksuz bırakarak ikinci kez yok eden alevlerin karanlık yüzlü sahiplerine, sizin de söyleyecek birkaç sözünüz olacak. Ve bir kez daha göreceksiniz ki tarih, aynı totaliter duygularla kendi kendini tüketen insan ırkı yüzünden, büyük bir serzeniş içinde...
Şimdi eğer dilerseniz, sadece bir sayfa çevirip, anlatılmak istenene kulak verin. Bunu yaparak, iki bin yıllık bir mahkûmu, en azından insan olduğu için, beraat ettirebilirsiniz. Zira, o size hiç böyle anlatılmadı...
Neron Claudius, sevinçleri, acıları, öfkeleri, korkuları, tutkularıyla birlikte gizemli geçmişte kaybolan, milyarlarca insandan sadece biri. Elinizdeki kitap, hakkında uydurulan pek çok tevatüre rağmen, üzerine çöken yılların karanlığıyla silikleşmiş bir yaşamı, günümüz insanının da görebilmesi amacıyla, sağduyu sahibi tarihçilerin insanlığa armağan ettikleri değerli çalışmaların ışığında, titizlikle hazırlanmıştır.
Akıcı bir dille kaleme alınan bu ilginç yaşam öyküsünü okurken, Neron’un çok sevdiği aulosa, siz de onunla birlikte üfleyecek, aşklarını duyumsayacak, öfkelerine şahit olup, nefretinden irkileceksiniz. Roma’nın karmaşık inanç sistemine bir filozofun, bir İmparator’un ve aşkıyla, inançları arasına sıkışıp kalmış bir kadının gözünden bakabileceksiniz. Bunu yaparken de, Roma sokaklarına dalıp, yemeklerini tadıp, saraylarına girecek, hatta senato binasında birkaç davaya iştirak edeceksiniz. Ellili, altmışlı yılların Roma’sına yapacağınız seyahatte, aradan geçen iki bin yıla rağmen, hâlâ rafineleştiremediğimiz insan egolarının benzerlerine rastlayıp, o hırsların yaptırdıklarına birazda ürpererek şahit olacaksınız. Bütün bunların sonundaysa, 64 yılının 4 Temmuz günü, Roma’yı soluksuz bırakarak ikinci kez yok eden alevlerin karanlık yüzlü sahiplerine, sizin de söyleyecek birkaç sözünüz olacak. Ve bir kez daha göreceksiniz ki tarih, aynı totaliter duygularla kendi kendini tüketen insan ırkı yüzünden, büyük bir serzeniş içinde...
Şimdi eğer dilerseniz, sadece bir sayfa çevirip, anlatılmak istenene kulak verin. Bunu yaparak, iki bin yıllık bir mahkûmu, en azından insan olduğu için, beraat ettirebilirsiniz. Zira, o size hiç böyle anlatılmadı...
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 171,50 | 171,50 |