“Kütleçekim Döngüsü’nün keşfi ve gelişimi büyük bir macera oldu. Jim’in hikâyesi, içgörüyü ve heyecanı güzel bir şekilde yansıtıyor.” -Carlo Rovelli
Fiziksel gerçekliğin yapısını açıklığa kavuşturma yolunda bugüne kadar iki olağanüstü teoriyle tanışma fırsatı bulduk. İlki Albert Einstein’ın eğri uzayzamanda maddenin büyük ölçekteki davranışlarını açıklayan Genel Görelilik Teorisi’dir. Bu teori Büyük Patlama kozmolojisinin standart modelinin temelini oluşturur. Kütleçekimsel dalgaların Amerika’daki LIGO gözlemevinde (son olarak da İtalya Virgo’da) keşfedilmesi, bu teorinin son zaferlerinden bir tanesidir.
İkinci teori ise Kuantum Mekaniği’dir. Bu teori ise madde ve ışımanın küçük ölçekteki davranış ve özelliklerini tanımlar. Kuantum Alan Teorisi adı altında, evrenin tüm görünür kuarklar, elektronlar ve fotonlar gibi kuvvet taşıyıcı parçacıkların koleksiyonları vasıtasıyla ete kemiğe büründüren parçacık fiziğinin standart modelinin temelini oluşturmaktadır. Cenevre’de bulunan CERN’deki Higgs bozonunun keşfi bu teorinin en yakın zamanlı zaferlerinden biri olarak tarihe geçmiştir.
Bu iki teori bir hayli başarılı olmasına rağmen, birçok önemli soruyu da cevapsız bırakmıştır. Ayrıca uzay ve zamanın iki farklı yorumuna dayalı oldukları için temelde bağdaşmamaktadırlar. Çelişen iki tanımımız olmasına rağmen, bildiğimiz kadarıyla sadece bir evrenimiz var. Bu durumda ihtiyacımız olan şey ise, bir Kuantum Çekim Teorisi’dir.
Günümüzün en iyi popüler bilim yazarlarından olan Jim Baggott, kuantum çekim döngüsünü teorinin önde gelen iki figürü Lee Smolin ve Carlo Rovelli’nin kariyerleri ve öncü çalışmaları aracılığıyla anlatıyor. Hem Kuantum teorisi hem de Genel Görellik tartışmalarını birleştiren bu kitap, yeni kuantum uzay ve zaman teorisini açıklamaya yönelik ilk çabalardan birini sunuyor.
“Kütleçekim Döngüsü’nün keşfi ve gelişimi büyük bir macera oldu. Jim’in hikâyesi, içgörüyü ve heyecanı güzel bir şekilde yansıtıyor.” -Carlo Rovelli
Fiziksel gerçekliğin yapısını açıklığa kavuşturma yolunda bugüne kadar iki olağanüstü teoriyle tanışma fırsatı bulduk. İlki Albert Einstein’ın eğri uzayzamanda maddenin büyük ölçekteki davranışlarını açıklayan Genel Görelilik Teorisi’dir. Bu teori Büyük Patlama kozmolojisinin standart modelinin temelini oluşturur. Kütleçekimsel dalgaların Amerika’daki LIGO gözlemevinde (son olarak da İtalya Virgo’da) keşfedilmesi, bu teorinin son zaferlerinden bir tanesidir.
İkinci teori ise Kuantum Mekaniği’dir. Bu teori ise madde ve ışımanın küçük ölçekteki davranış ve özelliklerini tanımlar. Kuantum Alan Teorisi adı altında, evrenin tüm görünür kuarklar, elektronlar ve fotonlar gibi kuvvet taşıyıcı parçacıkların koleksiyonları vasıtasıyla ete kemiğe büründüren parçacık fiziğinin standart modelinin temelini oluşturmaktadır. Cenevre’de bulunan CERN’deki Higgs bozonunun keşfi bu teorinin en yakın zamanlı zaferlerinden biri olarak tarihe geçmiştir.
Bu iki teori bir hayli başarılı olmasına rağmen, birçok önemli soruyu da cevapsız bırakmıştır. Ayrıca uzay ve zamanın iki farklı yorumuna dayalı oldukları için temelde bağdaşmamaktadırlar. Çelişen iki tanımımız olmasına rağmen, bildiğimiz kadarıyla sadece bir evrenimiz var. Bu durumda ihtiyacımız olan şey ise, bir Kuantum Çekim Teorisi’dir.
Günümüzün en iyi popüler bilim yazarlarından olan Jim Baggott, kuantum çekim döngüsünü teorinin önde gelen iki figürü Lee Smolin ve Carlo Rovelli’nin kariyerleri ve öncü çalışmaları aracılığıyla anlatıyor. Hem Kuantum teorisi hem de Genel Görellik tartışmalarını birleştiren bu kitap, yeni kuantum uzay ve zaman teorisini açıklamaya yönelik ilk çabalardan birini sunuyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 110,88 | 110,88 |