Korku Kültürü Risk Almamanın Riskleri Risk Almamanın Riskleri

Stok Kodu:
9789755393506
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
243
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2014-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Orijinal Adı:
Culture of Fear Risk-Taking and the Morality of Low Expectation
%30 indirimli
204,00TL
142,80TL
Taksitli fiyat: 1 x 142,80TL
Tedarikçi Stoğu 2 Adet
9789755393506
414271
Korku Kültürü Risk Almamanın Riskleri
Korku Kültürü Risk Almamanın Riskleri Risk Almamanın Riskleri
142.80

Batılı toplumlarda hayat standardı yükseldikçe, insanlar kendini daha fazla risk altında hissediyor. Öyle bir noktaya varılmış durumda ki, âşık olmaktan el sıkışmaya, asansöre binmekten uçak yolculuğuna, duygusal/ toplumsal yaşamın ve teknolojik gelişmenin en sıradan unsurları önemli risk faktörleri olarak görülüyor artık.

Sovyetler Birliği’nin yıkılması ve Çin’deki değişmelerden sonra yükselen “tek kutuplu” neoliberal dalga ve sendikaların, ailelerin ve çeşitli cemaatlerin çözülmesiyle insanlar bireyleşti belki; ancak yeni dayanışma biçimlerinin yokluğunda bu bireyleşme, kişiyi özgürleştirecek yerde iyice çaresiz hale düşürdü.

Kendi başına kalan birey, eleştirel bir düşünüş geliştirecek cesareti toplamak yerine, güvensizlik duygusunun altında eziliyor. Giderek iş arkadaşları, komşular, hatta ailenin diğer üyeleri potansiyel birer düşman olarak görülüyor. Toplumun işleyişine dair güvensizlik bütün katmanlarda hâkim hale geliyor.

Bu gelişmelerin sonucu olarak güvenlik 1990’lı yılların temel değeri haline geldi ve insanları hayatın risklerinden uzak tutmayı amaçlayan büyük bir sektör gelişti; risk yönetimi ve risk analizi konusunda raflar dolusu kitap yazıldı. Özellikle de 11 Eylül sonrasında, toplumu ve doğayı değiştirmek üzere yapılan müdahalelerin kapanmaz yaralar açtığı ve kıyamet gününün yaklaştığına iyice inanır oldu Batılı insan.

Bizde de birçok insan kendini çevresel ve teknolojik felaketlerin tehdidi altında görüyor. Toplum olarak deli dana paniği, kapkaççı paniği, tacizci paniği gibi korkulara kapılmak için hazır bekliyoruz. “İyi beslenmezsen verem olursun” günlerinden, “kırmızı et zehirdir” noktasına geldik. Anneler çocuklarını okula götürüp dönüşüne kadar başında beklemezse annelik görevini ihmalle suçlanıyor; çünkü artık okul servisleri de birer tehlike kaynağı. Üniversite öğrencilerine hiçbir toplumsal faaliyete katılmamayı hem aileleri hem de okul yönetimleri öğütlüyor.

Elinizdeki kitap bize risk almanın son derece yapıcı ve üretken bir süreç olduğunu hatırlatıyor; ve insanın gerçekleştirdiği tüm ilerlemelerin temelinde, doğaya ve topluma bilinçli biçimde yapılan müdahalelerin olduğunu. Furedi, korkunun korkuyu doğurduğu çözülen toplulukların yerine, risk alarak özne olma cesaretini gösteren insanların oluşturduğu yeni yapılar ve farklı bir dünya öneriyor.

 

Batılı toplumlarda hayat standardı yükseldikçe, insanlar kendini daha fazla risk altında hissediyor. Öyle bir noktaya varılmış durumda ki, âşık olmaktan el sıkışmaya, asansöre binmekten uçak yolculuğuna, duygusal/ toplumsal yaşamın ve teknolojik gelişmenin en sıradan unsurları önemli risk faktörleri olarak görülüyor artık.

Sovyetler Birliği’nin yıkılması ve Çin’deki değişmelerden sonra yükselen “tek kutuplu” neoliberal dalga ve sendikaların, ailelerin ve çeşitli cemaatlerin çözülmesiyle insanlar bireyleşti belki; ancak yeni dayanışma biçimlerinin yokluğunda bu bireyleşme, kişiyi özgürleştirecek yerde iyice çaresiz hale düşürdü.

Kendi başına kalan birey, eleştirel bir düşünüş geliştirecek cesareti toplamak yerine, güvensizlik duygusunun altında eziliyor. Giderek iş arkadaşları, komşular, hatta ailenin diğer üyeleri potansiyel birer düşman olarak görülüyor. Toplumun işleyişine dair güvensizlik bütün katmanlarda hâkim hale geliyor.

Bu gelişmelerin sonucu olarak güvenlik 1990’lı yılların temel değeri haline geldi ve insanları hayatın risklerinden uzak tutmayı amaçlayan büyük bir sektör gelişti; risk yönetimi ve risk analizi konusunda raflar dolusu kitap yazıldı. Özellikle de 11 Eylül sonrasında, toplumu ve doğayı değiştirmek üzere yapılan müdahalelerin kapanmaz yaralar açtığı ve kıyamet gününün yaklaştığına iyice inanır oldu Batılı insan.

Bizde de birçok insan kendini çevresel ve teknolojik felaketlerin tehdidi altında görüyor. Toplum olarak deli dana paniği, kapkaççı paniği, tacizci paniği gibi korkulara kapılmak için hazır bekliyoruz. “İyi beslenmezsen verem olursun” günlerinden, “kırmızı et zehirdir” noktasına geldik. Anneler çocuklarını okula götürüp dönüşüne kadar başında beklemezse annelik görevini ihmalle suçlanıyor; çünkü artık okul servisleri de birer tehlike kaynağı. Üniversite öğrencilerine hiçbir toplumsal faaliyete katılmamayı hem aileleri hem de okul yönetimleri öğütlüyor.

Elinizdeki kitap bize risk almanın son derece yapıcı ve üretken bir süreç olduğunu hatırlatıyor; ve insanın gerçekleştirdiği tüm ilerlemelerin temelinde, doğaya ve topluma bilinçli biçimde yapılan müdahalelerin olduğunu. Furedi, korkunun korkuyu doğurduğu çözülen toplulukların yerine, risk alarak özne olma cesaretini gösteren insanların oluşturduğu yeni yapılar ve farklı bir dünya öneriyor.

 

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 142,80    142,80   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat