"Uzun yıllardan beri, okuduğum iki üç kitap arasına kesinlikle bir polisiye roman sokarım. Polisiye roman okuyunca günlük koşuşturmadan kaçma olanağı bulur, kitabın sonunda da ya neşelenir ya da kahrolurum ama her seferinde büyük bir keyif alırım. Bence kitap eziyet çekmek için değil, keyif almak için okunmalıdır. Okuyucunun bir kitabı okuduğunda ondan alacağı keyif, bütün diğer öğelerden önemlidir. Bu durum, yine bana göre, bütün kitaplar hatta "ciddi" denilen bilimsel yapıtlar için bile geçerlidir. Yazarlar okuyucunun bu tartışılmaz hakkını kabul etmek zorundadır. İyi bir polisiye roman kadar da bu okuma keyfini veren yapıt türü pek azdır. Okumaya meraklı olduğunu söyleyip de polisiye roman okumadığını belirtenlere hep şaşarım. Örneğin hiç Simenon okumamış, değil bir edebiyat tutkununu, sıradan bir okuru anlamak sizce olası mı? Evet, onun ünlü kahramanı Komiser Maigret’nin uğraştığı sorunlar çoğu zaman kendisi kadar sıradandır. Ama bu sıradan olaylar etrafında, Paris’in eski sokakları, kahveleri, Kuzey Fransa’nın dinmek bilmeyen yağmurları, yağlı toprağı, limanları, siste uzaklaşan gemileri, yaşlı orospuları, sessiz balıkçıları, alkolik memurları, zengin burjuva aileleri, hırsızı, doktoru, okul çocuğu, kapıcısı, şoförü, özetle Fransız toplumunun her sınıfı ve bireyi kusurları, nitelikleri, günlük yaşamlarıyla, bazen şiirleşen bazen bayağılığa kadar düşen bir dille karşımızda canlanmaz mı? Bu güzellik, polisiye roman "ciddi edebiyat" sayılmaz diye yadsınabilir mi? Çalışmamızda söz konusu ettiğimiz eserler hakkında yaptığımız yorumlar doğal olarak kişisel yorumlarımızdır ama şunu belirtelim ki yorumlarımız özellikle telif polisiye romancılarımız için olumlu bir yaklaşımla yapılmış, gedikli bir edebiyat eleştirmeninin soğuk ve bilgiç uzmanlığından uzak bir biçimde kaleme alınmıştır. Çalışmamızın telif ve çeviri bütün eserleri kapsadığı gibi bir iddianın hiçbir zaman arkasında olmayacağız ama şunu söyleyebiliriz ki yapılabileceğin en iyisi yapılmaya çalışılmıştır. Meraklı okuyucunun katkısıyla eksiklerin giderilmesi ihtimali her zaman vardır."
"Uzun yıllardan beri, okuduğum iki üç kitap arasına kesinlikle bir polisiye roman sokarım. Polisiye roman okuyunca günlük koşuşturmadan kaçma olanağı bulur, kitabın sonunda da ya neşelenir ya da kahrolurum ama her seferinde büyük bir keyif alırım. Bence kitap eziyet çekmek için değil, keyif almak için okunmalıdır. Okuyucunun bir kitabı okuduğunda ondan alacağı keyif, bütün diğer öğelerden önemlidir. Bu durum, yine bana göre, bütün kitaplar hatta "ciddi" denilen bilimsel yapıtlar için bile geçerlidir. Yazarlar okuyucunun bu tartışılmaz hakkını kabul etmek zorundadır. İyi bir polisiye roman kadar da bu okuma keyfini veren yapıt türü pek azdır. Okumaya meraklı olduğunu söyleyip de polisiye roman okumadığını belirtenlere hep şaşarım. Örneğin hiç Simenon okumamış, değil bir edebiyat tutkununu, sıradan bir okuru anlamak sizce olası mı? Evet, onun ünlü kahramanı Komiser Maigret’nin uğraştığı sorunlar çoğu zaman kendisi kadar sıradandır. Ama bu sıradan olaylar etrafında, Paris’in eski sokakları, kahveleri, Kuzey Fransa’nın dinmek bilmeyen yağmurları, yağlı toprağı, limanları, siste uzaklaşan gemileri, yaşlı orospuları, sessiz balıkçıları, alkolik memurları, zengin burjuva aileleri, hırsızı, doktoru, okul çocuğu, kapıcısı, şoförü, özetle Fransız toplumunun her sınıfı ve bireyi kusurları, nitelikleri, günlük yaşamlarıyla, bazen şiirleşen bazen bayağılığa kadar düşen bir dille karşımızda canlanmaz mı? Bu güzellik, polisiye roman "ciddi edebiyat" sayılmaz diye yadsınabilir mi? Çalışmamızda söz konusu ettiğimiz eserler hakkında yaptığımız yorumlar doğal olarak kişisel yorumlarımızdır ama şunu belirtelim ki yorumlarımız özellikle telif polisiye romancılarımız için olumlu bir yaklaşımla yapılmış, gedikli bir edebiyat eleştirmeninin soğuk ve bilgiç uzmanlığından uzak bir biçimde kaleme alınmıştır. Çalışmamızın telif ve çeviri bütün eserleri kapsadığı gibi bir iddianın hiçbir zaman arkasında olmayacağız ama şunu söyleyebiliriz ki yapılabileceğin en iyisi yapılmaya çalışılmıştır. Meraklı okuyucunun katkısıyla eksiklerin giderilmesi ihtimali her zaman vardır."