Bazen sadece bir kitap değildir elinizdeki…
Bazı kitaplar, hayatınızı ikiye böler. O kitabı okumadan önceki kişi değilsinizdir artık; bir tarafınız ele geçirilmiş, bilinmedik dehlizlerden geçerek sonu belirsiz yolculuklara sürüklenip götürülmüştür.
Bazı kitaplar aslında yazılmamış, yaşanmıştır. Bu yüzden okumaya değil, yaşamaya davet ederler.Tanıklık kabul etmez, içine girmeye, anlatılanı yaşamaya zorlarlar okuru. Kıyısında duramayacağınız gibi, başkası olarak da giremezsiniz içeri. Kendiniz olmadıkça, o kitabın aynasında kendinize bakmadıkça kabul etmezler sizi.
Bazen sadece bir kitap değildir elinizdeki. Tüm insanlık bir kitabın sayfaları arasına sıkışmış, kırk kapının ardından size bakmaktadır. Kırk kapı, kırkı da kilitli… Kilitleri kırıp kapıları açmak demektir bazen ‘okumak'. O kapılar ardındaki insanlığa katılmak… Elleriniz yanar, yüreğiniz sıkışır, sofranızdaki bir dilim ekmeği yiyemez olursunuz; kafanızı kaldırıp göğe bakmayı hatırlamanın bedeli bunlardır.
Korkma Kimse Yok, böyle bir kitap. Okuru eğlenmeye, iyi vakit geçirmeye ve ferahlamaya değil, çıplak ayak gerçeklerin çölünde yürümeye, bir dağın eteğinde açlığa yatmaya, göçlerin, kıyımların ve ölümlerin peşinden tek başına gitmeye çağırıyor.Korkma Kimse Yok, siyasi nedenlerle müebbet hapse mahkûmedilmiş insanların tek kişilik hücrelerde yazdıkları metinlerden oluşuyor. 23 saat kapalı kalan, günün sadece bir saati ‘havalandırma' denilen yüksek duvarlar arasındaki beton aralığa çıkarılan insanlar, tek başlarına kalabalık bir dünyayı nasıl kurduklarını, içeriyi ve dışarıyı nasıl kurguladıklarını anlatıyorlar. Acının kadim dili şiirle, edebiyatın yaramaz çocuğu öyküyle ve mizahın sivri uçlu mızrağıyla… Kendi dilleri ve sözcükleriyle. Müebbet ‘ceza'yı müebbet edebiyata dönüştürerek. Zamanı yaşadıklarının tek tanığı kılarak ve okursuz yazarak…
Dışarda biz… Dışarda mıyız?
Müebbete hükümlü 16 yazarın “Çöl, Taş, Zaman, Özlem, İnsan ve Sesler” başlıkları altında toplanmış metinlerinden oluşan bu kitap, 2008 yılında kurulan Dışarıda Deli Dalgalar inisiyatifinin çabaları sonucu ortaya çıktı. Bir çölün kıyısından başka kıyılara içeridekilerin yazdıklarını taşımaya çalışan Deli Dalgalar, bu kez, tek arkadaşı belleği olanları, rögar kapağında yetiştirilen sonsuz yeşillikteki otları, hapishanelerin olağanüstü gerçeği olan beton çiçeklerini, “son durak” olarak belletilen hücreleri Göğe Bakma Durağı'na dönüştürenleri, gökyüzüne tutulan aynaları, ekmekten sözcükleri,“Sahi özgür olan kim?”sorusunu çarpıyor zihninize.
Tam 6 yıldır kitapların, dergilerin sayfalarının arasına gökyüzü koyup içeridekilere gönderen Deli Dalgalar inisiyatifi,Korkma Kimse Yok'la içeridekilerin umutlarını, yalnızlıklarını, rüyalarını ve müebbet sözcüğünün en can yakan anlamını dışarıya taşıyor.
Demiştik ya… Bazen sadece bir kitap değildir elinizdeki…
Sibel Öz - Ayşegül Tözeren
Bazen sadece bir kitap değildir elinizdeki…
Bazı kitaplar, hayatınızı ikiye böler. O kitabı okumadan önceki kişi değilsinizdir artık; bir tarafınız ele geçirilmiş, bilinmedik dehlizlerden geçerek sonu belirsiz yolculuklara sürüklenip götürülmüştür.
Bazı kitaplar aslında yazılmamış, yaşanmıştır. Bu yüzden okumaya değil, yaşamaya davet ederler.Tanıklık kabul etmez, içine girmeye, anlatılanı yaşamaya zorlarlar okuru. Kıyısında duramayacağınız gibi, başkası olarak da giremezsiniz içeri. Kendiniz olmadıkça, o kitabın aynasında kendinize bakmadıkça kabul etmezler sizi.
Bazen sadece bir kitap değildir elinizdeki. Tüm insanlık bir kitabın sayfaları arasına sıkışmış, kırk kapının ardından size bakmaktadır. Kırk kapı, kırkı da kilitli… Kilitleri kırıp kapıları açmak demektir bazen ‘okumak'. O kapılar ardındaki insanlığa katılmak… Elleriniz yanar, yüreğiniz sıkışır, sofranızdaki bir dilim ekmeği yiyemez olursunuz; kafanızı kaldırıp göğe bakmayı hatırlamanın bedeli bunlardır.
Korkma Kimse Yok, böyle bir kitap. Okuru eğlenmeye, iyi vakit geçirmeye ve ferahlamaya değil, çıplak ayak gerçeklerin çölünde yürümeye, bir dağın eteğinde açlığa yatmaya, göçlerin, kıyımların ve ölümlerin peşinden tek başına gitmeye çağırıyor.Korkma Kimse Yok, siyasi nedenlerle müebbet hapse mahkûmedilmiş insanların tek kişilik hücrelerde yazdıkları metinlerden oluşuyor. 23 saat kapalı kalan, günün sadece bir saati ‘havalandırma' denilen yüksek duvarlar arasındaki beton aralığa çıkarılan insanlar, tek başlarına kalabalık bir dünyayı nasıl kurduklarını, içeriyi ve dışarıyı nasıl kurguladıklarını anlatıyorlar. Acının kadim dili şiirle, edebiyatın yaramaz çocuğu öyküyle ve mizahın sivri uçlu mızrağıyla… Kendi dilleri ve sözcükleriyle. Müebbet ‘ceza'yı müebbet edebiyata dönüştürerek. Zamanı yaşadıklarının tek tanığı kılarak ve okursuz yazarak…
Dışarda biz… Dışarda mıyız?
Müebbete hükümlü 16 yazarın “Çöl, Taş, Zaman, Özlem, İnsan ve Sesler” başlıkları altında toplanmış metinlerinden oluşan bu kitap, 2008 yılında kurulan Dışarıda Deli Dalgalar inisiyatifinin çabaları sonucu ortaya çıktı. Bir çölün kıyısından başka kıyılara içeridekilerin yazdıklarını taşımaya çalışan Deli Dalgalar, bu kez, tek arkadaşı belleği olanları, rögar kapağında yetiştirilen sonsuz yeşillikteki otları, hapishanelerin olağanüstü gerçeği olan beton çiçeklerini, “son durak” olarak belletilen hücreleri Göğe Bakma Durağı'na dönüştürenleri, gökyüzüne tutulan aynaları, ekmekten sözcükleri,“Sahi özgür olan kim?”sorusunu çarpıyor zihninize.
Tam 6 yıldır kitapların, dergilerin sayfalarının arasına gökyüzü koyup içeridekilere gönderen Deli Dalgalar inisiyatifi,Korkma Kimse Yok'la içeridekilerin umutlarını, yalnızlıklarını, rüyalarını ve müebbet sözcüğünün en can yakan anlamını dışarıya taşıyor.
Demiştik ya… Bazen sadece bir kitap değildir elinizdeki…
Sibel Öz - Ayşegül Tözeren
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 140,00 | 140,00 |