Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin dokuzuncu kitabı, yazarın 1934'te La Lacataire adıyla kaleme aldığı ve Nurullah Ataç'ın 1953'te Türkçeleştirdiği Kiralık Oda. Romanda, Portekiz asıllı bir Türk Yahudisi olan, Büyükada'da ve Istanbul sokaklarında büyümüş Eli Nagear'ın öyküsü anlatılmaktadır. Bir halı satışı için Istanbul'dan Brüksel'e giden, ancak hiç aklında yokken bir cinayet işleyen Eli Nagear, gittikçe artan “yakalanma korkusu”yla her şeyden vazgeçip, saklanarak hayatta kalmaya çalışır. Sevgilisi Silvi'nin yardımıyla pansiyoner olarak girdiği eve gelen gazetelerden, soruşturmayı takip etmektedir. Bir süre sonra, “aranan katil”in evlerinde kaldığını fark eden ailenin ve evin diğer sakinlerinin içine düştüğü durum; Eli'nin gün geçtikçe bozulan ruh ve beden sağlığı; ailenin onu korumak ve onu teslim etmek arasında sıkışması, gittikçe derinleşen bir psikolojik örgü içinde sunulur. Çember daralırken Simenon, okurunu da adeta Eli'yle birlikte o kiralık odaya hapseder. Gördüğü büyük ilgi nedeniyle beyazperdeye de aktarılan roman, Nurullah Ataç'ın özenli çevirisiyle Türk okurlarıyla buluşmuştur.
Ataç'ın en çok çevirdiği Fransız yazarlarından biri Simenon'dur. Dil konusundaki titizliği ve Türkçeye kazandırdıkları düşünülürse, Ataç'ın çevirisi romana apayrı bir değer katmaktadır.
Türk edebiyatının büyük ustalarının çevirdiği Simenon romanlarından oluşan dizinin dokuzuncu kitabı, yazarın 1934'te La Lacataire adıyla kaleme aldığı ve Nurullah Ataç'ın 1953'te Türkçeleştirdiği Kiralık Oda. Romanda, Portekiz asıllı bir Türk Yahudisi olan, Büyükada'da ve Istanbul sokaklarında büyümüş Eli Nagear'ın öyküsü anlatılmaktadır. Bir halı satışı için Istanbul'dan Brüksel'e giden, ancak hiç aklında yokken bir cinayet işleyen Eli Nagear, gittikçe artan “yakalanma korkusu”yla her şeyden vazgeçip, saklanarak hayatta kalmaya çalışır. Sevgilisi Silvi'nin yardımıyla pansiyoner olarak girdiği eve gelen gazetelerden, soruşturmayı takip etmektedir. Bir süre sonra, “aranan katil”in evlerinde kaldığını fark eden ailenin ve evin diğer sakinlerinin içine düştüğü durum; Eli'nin gün geçtikçe bozulan ruh ve beden sağlığı; ailenin onu korumak ve onu teslim etmek arasında sıkışması, gittikçe derinleşen bir psikolojik örgü içinde sunulur. Çember daralırken Simenon, okurunu da adeta Eli'yle birlikte o kiralık odaya hapseder. Gördüğü büyük ilgi nedeniyle beyazperdeye de aktarılan roman, Nurullah Ataç'ın özenli çevirisiyle Türk okurlarıyla buluşmuştur.
Ataç'ın en çok çevirdiği Fransız yazarlarından biri Simenon'dur. Dil konusundaki titizliği ve Türkçeye kazandırdıkları düşünülürse, Ataç'ın çevirisi romana apayrı bir değer katmaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 76,65 | 76,65 |