Kimlik ve Öteki Bağlamında Alevi ve Kürtlerin Siyasal Tercihleri (1923-2010) Malatya Örneği

Hamur Tipi:
2. Hamur
Stok Kodu:
9786257993470
Boyut:
16 x 23
Sayfa Sayısı:
192
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020
Kapak Türü:
İnce Kapak
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%38 indirimli
290,00TL
179,80TL
9786257993470
378307
Kimlik ve Öteki Bağlamında Alevi ve Kürtlerin Siyasal Tercihleri
Kimlik ve Öteki Bağlamında Alevi ve Kürtlerin Siyasal Tercihleri (1923-2010) Malatya Örneği
179.80

Alevi toplumunun 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı'da ve daha sonra Osmanlı mirasından farklı bir konuma yerleşmeyi tercih eden Türkiye Cumhuriyeti'nde önemli bir aktör olduğu bilinmektedir. Cumhuriyetin modernleş(tir)me serüveninde Aleviler 'kendileri ile bazı konularda ittifak kurulan halk topluluğu' olarak görülmüşlerdir. Soğuk savaş döneminde küresel 'öteki'nin bir parçası olarak ulusal siyasetin gündeminde yer almışlardır. 1993 yılında Sivas'ta meydana gelen Madımak Oteli saldırısı Alevi kimliğinin mahrem alandan çıkışını tetikleyen en önemli olay olarak kayda geçmiştir.80'li yıllardan itibaren sınıf siyasetinin eski gücünü kaybetmesiyle beraber siyasal eylemlerde kimlik aktörü öne çıkmaya başladı. Temelleri Osmanlı'nın son dönemlerinden beri oluşmaya başlayan Kürt kimliği de bu atmosferin bir parçası olarak Türkiye siyasalına yerleşti. Osmanlı döneminde Kürdistan bölgesinin ilkin özerklikle imparatorluk sınırlarına dahil edildiği görülmektedir. Tanzimat sonrası dönemde ise görece merkeziyetçilik öne çıkmış ve bu da tepkiye neden olmuştur. Cumhuriyet sonrası dönemde bir taraftan merkeziyetçilik güçlenmiş; diğer taraftan milliyetçilik ve laiklik uygulamaları bağlamında Kürtler ile ortaklaşılan zemin bertaraf edilmeye çalışılmıştır. Kürt siyasallaşması bu eylemlere bir reaksiyon olarak gelişmiştir. Kürt siyasallaşması aynı zamanda Alevi kimlik siyasallaşmasını da kolaylaştırmıştır. Bu çalışmada Alevi ve Kürt kimlik siyasetinin arka planı ele alınmakta ve konu ile ilgili Malatya'da yapılan bir anket çalışmasının sonuçları değerlendirilmektedir.



(Tanıtım Bülteninden)


Alevi toplumunun 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı'da ve daha sonra Osmanlı mirasından farklı bir konuma yerleşmeyi tercih eden Türkiye Cumhuriyeti'nde önemli bir aktör olduğu bilinmektedir. Cumhuriyetin modernleş(tir)me serüveninde Aleviler 'kendileri ile bazı konularda ittifak kurulan halk topluluğu' olarak görülmüşlerdir. Soğuk savaş döneminde küresel 'öteki'nin bir parçası olarak ulusal siyasetin gündeminde yer almışlardır. 1993 yılında Sivas'ta meydana gelen Madımak Oteli saldırısı Alevi kimliğinin mahrem alandan çıkışını tetikleyen en önemli olay olarak kayda geçmiştir.80'li yıllardan itibaren sınıf siyasetinin eski gücünü kaybetmesiyle beraber siyasal eylemlerde kimlik aktörü öne çıkmaya başladı. Temelleri Osmanlı'nın son dönemlerinden beri oluşmaya başlayan Kürt kimliği de bu atmosferin bir parçası olarak Türkiye siyasalına yerleşti. Osmanlı döneminde Kürdistan bölgesinin ilkin özerklikle imparatorluk sınırlarına dahil edildiği görülmektedir. Tanzimat sonrası dönemde ise görece merkeziyetçilik öne çıkmış ve bu da tepkiye neden olmuştur. Cumhuriyet sonrası dönemde bir taraftan merkeziyetçilik güçlenmiş; diğer taraftan milliyetçilik ve laiklik uygulamaları bağlamında Kürtler ile ortaklaşılan zemin bertaraf edilmeye çalışılmıştır. Kürt siyasallaşması bu eylemlere bir reaksiyon olarak gelişmiştir. Kürt siyasallaşması aynı zamanda Alevi kimlik siyasallaşmasını da kolaylaştırmıştır. Bu çalışmada Alevi ve Kürt kimlik siyasetinin arka planı ele alınmakta ve konu ile ilgili Malatya'da yapılan bir anket çalışmasının sonuçları değerlendirilmektedir.



(Tanıtım Bülteninden)


Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 179,80    179,80   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat