Kılam’ların Kanatlarında Geçmişe Yolculuk

Stok Kodu:
9786059366380
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
188
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%38 indirimli
88,00TL
54,56TL
9786059366380
470629
Kılam’ların Kanatlarında Geçmişe Yolculuk
Kılam’ların Kanatlarında Geçmişe Yolculuk
54.56

Kürtlerle ilgili olarak sıkça sorulan sorulardan biri de “Kürtlerin bu bitmeyen, tüm engellere rağmen duraksamadan, olağanüstü bir çabayla sürdürülen direniş gücü nereden geliyor?” sorusudur. Bu konu gerçekten merak edilecek bir konu olmaktadır. Gerçekten, yüzyıllardan beri ulusal bir devlet kuramamış, sürekli baskı ve zulüm altında kalmış, parçalanmış Kürtler, nasıl oluyor da hâlâ etnik, sosyal, kültürel bir yaşam sürdürebiliyor, kimliklerini koruyabiliyorlar? Hemen herkesin onlara, onların da birbirlerine düşman olduğu Kürtler, nasıl oluyor da hâlâ bir dile, kültüre, gelenek ve göreneklere sahip olabiliyorlar? Evet, bunu hangi güçle yapabiliyorlar?
Ben bu sorulara, “Bunu müziklerinin yardımıyla başarıyorlar,” diye cevap vermek isterim.
Mezopotamya’nın en kadim halklarından biri olan Kürtler, olağanüstü zorluklara rağmen günümüze kadar yaşayabilmişlerse, bu, bildiğimiz tüm müzik kavram ve pratiklerinin çok ötesinde bir yerde bulunan öz müzikleri sayesindedir.
Müzik; Kürdün ruhu, ruh iklimi, kimlik ve tarihinin dili, geçmişinin olağanüstü anlatıcısı ve geleceğinin umududur.
Okur-yazar olması engellenen Kürt, kendini, duygularını, yaşadıklarını müzik yoluyla dile getirir, ruhsal sıkışmışlıklarını müziğin verdiği güçle aşar; üretkenliğini, yaratıcılığını ve insani değerlerini gösterebilmenin en uygun kanalıdır müzik.
Kürt için müzik, yaşananların, görülenlerin, duygulanmaların dilidir, öyküsüdür; anlatır, anlatılanları ortak bir bellek haline getirir. Ortak belleği de ortak bir ruh haline dönüştürür. Kürt, yok edilmek, bastırılmak, gizlenmek, kirletilmek istenen benliğini, özgün varlığını müzikte bulur. Müzikle özgün varlığına ilişkin varlığına ilişkin geleneği devralır, müzikle bunu sürdürür.
Müzik, Kürdün gözündeki hüznü, içindeki ruhsal fırtınayı, yaşamındaki sıkışmışlığı, duygularındaki daralmayı, ruhundaki çaresizliği ve umutsuzluğu, sesindeki kırgınlığı, bakışındaki tedirginliği, ruhunun derinliğinde oluşan coşkuyu, yüreğindeki aşk dalgalanmalarını, ruhundaki kırgınlığı ve alınganlığı, öfkesini, hayata bakışındaki derinliği dile getirir.
Bu müzik, Kürdün yaşamındaki o canlı, çekici renkleri, o farklı, özgün tatları, giyim-kuşamı, yaşam biçimini, toplumsal ve siyasal olayları, kini, nefreti, kavgayı, dövüşü, başa çıkılması zor özlemi, kıskançlığı, aldatılmışlığı, ihaneti, ölümü, en önemlisi de Kürdün içinde kabaran öfkesini anlatır.

 

Kürtlerle ilgili olarak sıkça sorulan sorulardan biri de “Kürtlerin bu bitmeyen, tüm engellere rağmen duraksamadan, olağanüstü bir çabayla sürdürülen direniş gücü nereden geliyor?” sorusudur. Bu konu gerçekten merak edilecek bir konu olmaktadır. Gerçekten, yüzyıllardan beri ulusal bir devlet kuramamış, sürekli baskı ve zulüm altında kalmış, parçalanmış Kürtler, nasıl oluyor da hâlâ etnik, sosyal, kültürel bir yaşam sürdürebiliyor, kimliklerini koruyabiliyorlar? Hemen herkesin onlara, onların da birbirlerine düşman olduğu Kürtler, nasıl oluyor da hâlâ bir dile, kültüre, gelenek ve göreneklere sahip olabiliyorlar? Evet, bunu hangi güçle yapabiliyorlar?
Ben bu sorulara, “Bunu müziklerinin yardımıyla başarıyorlar,” diye cevap vermek isterim.
Mezopotamya’nın en kadim halklarından biri olan Kürtler, olağanüstü zorluklara rağmen günümüze kadar yaşayabilmişlerse, bu, bildiğimiz tüm müzik kavram ve pratiklerinin çok ötesinde bir yerde bulunan öz müzikleri sayesindedir.
Müzik; Kürdün ruhu, ruh iklimi, kimlik ve tarihinin dili, geçmişinin olağanüstü anlatıcısı ve geleceğinin umududur.
Okur-yazar olması engellenen Kürt, kendini, duygularını, yaşadıklarını müzik yoluyla dile getirir, ruhsal sıkışmışlıklarını müziğin verdiği güçle aşar; üretkenliğini, yaratıcılığını ve insani değerlerini gösterebilmenin en uygun kanalıdır müzik.
Kürt için müzik, yaşananların, görülenlerin, duygulanmaların dilidir, öyküsüdür; anlatır, anlatılanları ortak bir bellek haline getirir. Ortak belleği de ortak bir ruh haline dönüştürür. Kürt, yok edilmek, bastırılmak, gizlenmek, kirletilmek istenen benliğini, özgün varlığını müzikte bulur. Müzikle özgün varlığına ilişkin varlığına ilişkin geleneği devralır, müzikle bunu sürdürür.
Müzik, Kürdün gözündeki hüznü, içindeki ruhsal fırtınayı, yaşamındaki sıkışmışlığı, duygularındaki daralmayı, ruhundaki çaresizliği ve umutsuzluğu, sesindeki kırgınlığı, bakışındaki tedirginliği, ruhunun derinliğinde oluşan coşkuyu, yüreğindeki aşk dalgalanmalarını, ruhundaki kırgınlığı ve alınganlığı, öfkesini, hayata bakışındaki derinliği dile getirir.
Bu müzik, Kürdün yaşamındaki o canlı, çekici renkleri, o farklı, özgün tatları, giyim-kuşamı, yaşam biçimini, toplumsal ve siyasal olayları, kini, nefreti, kavgayı, dövüşü, başa çıkılması zor özlemi, kıskançlığı, aldatılmışlığı, ihaneti, ölümü, en önemlisi de Kürdün içinde kabaran öfkesini anlatır.

 

Tüm kartlar
Taksit Sayısı Taksit tutarı Genel Toplam
Tek Çekim 54,56    54,56   
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat