Elinizdeki kitap, Alan Duben’in son otuz yılda yazdığı makalelerin bir kısmını biraraya getiriyor. Kitabın ilk bölümünü oluşturan makalelerde, yazarın Türkiye’nin çeşitli kentlerinin (İstanbul ile Adana ve Mersin) gecekondu mahallerinde yürüttüğü araştırmaların sonuçları, konuyla ilgili teorik meseleler bağlamına yerleştirilerek ortaya konuyor: Mahalledeki sınıflaşma olgusunun farklı cemaatlerle (özellikle Sünni ve Alevi cemaatleriyle) ve hemşehrilik bağlarıyla ilişkisi; gecekondu sahibi olma sürecinin enformel ekonomideki toplumsal rasyonalitesi; Türkiye kentlerinde aile ve akrabalığın önemi ve kentleşmeyle bağlantısı... Bütün bu yazıların belki de en çarpıcı yönü, hızla değiştiği söylenen Türkiye toplumunda etkisini koruyan süreklilikleri de gözler önüne sermesi. İkinci bölümdeki yazılar ise, çok az nicel araştırma yapılmış bir konuyu, tarihsel perspektifle Osmanlı ve Türk hane ve ailelerini ele alıyor. Duben, Türkiye’de hanelerin geçmişte ve kırsal kesimde çok kalabalık olduğu iddiasının mitostan başka bir şey olmadığını gösterirken, aile tarihi araştırmalarında karşılaşılan epistemolojik ve metodolojik güçlükleri de irdeliyor, bunlara getirilebilecek çözüm yollarını değerlendiriyor. Kent, Aile, Tarih, ele aldığı çok çeşitli konuları aydınlatmasının yanı sıra, kariyerine antropolog olarak başlayan, ama antropoloji, toplumsal tarih ve demografinin "arayüzünde" kendini daha rahat hisseden bir sosyal bilimcinin zengin akademik serüvenine ışık tuttuğu için de dikkat çekiyor.
Elinizdeki kitap, Alan Duben’in son otuz yılda yazdığı makalelerin bir kısmını biraraya getiriyor. Kitabın ilk bölümünü oluşturan makalelerde, yazarın Türkiye’nin çeşitli kentlerinin (İstanbul ile Adana ve Mersin) gecekondu mahallerinde yürüttüğü araştırmaların sonuçları, konuyla ilgili teorik meseleler bağlamına yerleştirilerek ortaya konuyor: Mahalledeki sınıflaşma olgusunun farklı cemaatlerle (özellikle Sünni ve Alevi cemaatleriyle) ve hemşehrilik bağlarıyla ilişkisi; gecekondu sahibi olma sürecinin enformel ekonomideki toplumsal rasyonalitesi; Türkiye kentlerinde aile ve akrabalığın önemi ve kentleşmeyle bağlantısı... Bütün bu yazıların belki de en çarpıcı yönü, hızla değiştiği söylenen Türkiye toplumunda etkisini koruyan süreklilikleri de gözler önüne sermesi. İkinci bölümdeki yazılar ise, çok az nicel araştırma yapılmış bir konuyu, tarihsel perspektifle Osmanlı ve Türk hane ve ailelerini ele alıyor. Duben, Türkiye’de hanelerin geçmişte ve kırsal kesimde çok kalabalık olduğu iddiasının mitostan başka bir şey olmadığını gösterirken, aile tarihi araştırmalarında karşılaşılan epistemolojik ve metodolojik güçlükleri de irdeliyor, bunlara getirilebilecek çözüm yollarını değerlendiriyor. Kent, Aile, Tarih, ele aldığı çok çeşitli konuları aydınlatmasının yanı sıra, kariyerine antropolog olarak başlayan, ama antropoloji, toplumsal tarih ve demografinin "arayüzünde" kendini daha rahat hisseden bir sosyal bilimcinin zengin akademik serüvenine ışık tuttuğu için de dikkat çekiyor.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 153,30 | 153,30 |