“Almanca Humor (mizah) sözcüğü komedi ya da kıvrak zekânın değil, hayatın kusurlarına boyun eğmişliğin bir göstergesi“ ise eğer, yazı, hayatın kusurlarını gören/çözen göz için dile getirdikçe sessiz ve incelikli bir başkaldırıya da dönüşür. İnandırıcılığı, kusurları anlatmaya soyunan yazarın kendi kusurlu insan varlığını unutmamasından, “bu resmin bir köşesinde yer almak“ istemesinden gelir.
Altıkırkbeş kitapları arasından çıkan “Katli Vacip Kitap“, kahkahasını, bu humor potasının içindeki yazarların kahkahasına katmak istiyor. Hazır bir aydınlık sunmak için değil fakat aydınlığı sabırla ve tevazuuyla birlikte kurmak için bir edebiyat çağrısı olan “Katli Vacip Kitap“ın okuruna vaat ettiği, tam da sözcüğün kendisi: vaat.
“Solanj için artık dün yoktur, geçmiş içinde barındırdığı tüm kadınca yanlışlarıyla birlikte geçmişte kalmıştır. Şimdi bugünü düşünmeli ve kendi cinsel hayatını ilgilendiren kararları bizzat kendisi vermelidir ya da almalıdır. Yıllarca salak sahibi yüzünden organı olmayan kadın imajını benimsemiştir yok yere. Hem içgüdülerinden hem de kadın kimliğinden zorla ve mümkün mertebe uzak durmaya çalışmıştır. Çünkü bunu bir erdem sanmıştır. Çünkü küçükken ona öyle belletilmiştir. Oysa şimdi, asosyal, acinsel, apolitik ve azavallı bir tavırdır bu. (...) Evet, tam da böyle hissediyor ve düşünüyordur, ’taviz vermeye bir son!’ diyen bir iç sesle uyanır. O salak sahibinin masalları olmamış olsaydı eğer ve kendisi de ağzı açık ayran kedisi gibi bu saptırıcı öyküleri gerçek sanmamış olsaydı, geçen bahar arabının küçük pembe organını abartmamış, yersiz korkulara, dehşetengiz duygulara kapılmamış olacak ve şimdi ruhunu bunaltan bu iç hesaplaşmalara hiç lüzum kalmayacaktı. Ve acı gerçek uzakta değil, hâlâ durduğu yerde, bacaklarının arasındadır. Ama artık erkek seçecek yaşta değildir ne yazık ki, bu lüks yaşantı tarzı onun için bir gençlik anısından farksızdır.“
“Almanca Humor (mizah) sözcüğü komedi ya da kıvrak zekânın değil, hayatın kusurlarına boyun eğmişliğin bir göstergesi“ ise eğer, yazı, hayatın kusurlarını gören/çözen göz için dile getirdikçe sessiz ve incelikli bir başkaldırıya da dönüşür. İnandırıcılığı, kusurları anlatmaya soyunan yazarın kendi kusurlu insan varlığını unutmamasından, “bu resmin bir köşesinde yer almak“ istemesinden gelir.
Altıkırkbeş kitapları arasından çıkan “Katli Vacip Kitap“, kahkahasını, bu humor potasının içindeki yazarların kahkahasına katmak istiyor. Hazır bir aydınlık sunmak için değil fakat aydınlığı sabırla ve tevazuuyla birlikte kurmak için bir edebiyat çağrısı olan “Katli Vacip Kitap“ın okuruna vaat ettiği, tam da sözcüğün kendisi: vaat.
“Solanj için artık dün yoktur, geçmiş içinde barındırdığı tüm kadınca yanlışlarıyla birlikte geçmişte kalmıştır. Şimdi bugünü düşünmeli ve kendi cinsel hayatını ilgilendiren kararları bizzat kendisi vermelidir ya da almalıdır. Yıllarca salak sahibi yüzünden organı olmayan kadın imajını benimsemiştir yok yere. Hem içgüdülerinden hem de kadın kimliğinden zorla ve mümkün mertebe uzak durmaya çalışmıştır. Çünkü bunu bir erdem sanmıştır. Çünkü küçükken ona öyle belletilmiştir. Oysa şimdi, asosyal, acinsel, apolitik ve azavallı bir tavırdır bu. (...) Evet, tam da böyle hissediyor ve düşünüyordur, ’taviz vermeye bir son!’ diyen bir iç sesle uyanır. O salak sahibinin masalları olmamış olsaydı eğer ve kendisi de ağzı açık ayran kedisi gibi bu saptırıcı öyküleri gerçek sanmamış olsaydı, geçen bahar arabının küçük pembe organını abartmamış, yersiz korkulara, dehşetengiz duygulara kapılmamış olacak ve şimdi ruhunu bunaltan bu iç hesaplaşmalara hiç lüzum kalmayacaktı. Ve acı gerçek uzakta değil, hâlâ durduğu yerde, bacaklarının arasındadır. Ama artık erkek seçecek yaşta değildir ne yazık ki, bu lüks yaşantı tarzı onun için bir gençlik anısından farksızdır.“
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 4,03 | 4,03 |