Bu çalışma, Muhyiddîn Mehmed bin Hatîb Kâsım'ın Tuhfetü'l-Uşşâk adlı eseri üzerinedir. Amasyalı bir aileye mensup olan Muhyiddîn Mehemmed, 1460-1534 yıllarında yaşamıştır. Babası gibi o da devrin önde gelen âlimlerinden ve müderrislerindendir. Çoğu hâşiye niteliğinde dokuz mensur eser kaleme almıştır. Kaynaklarda Arapça ve Türkçe kasideler yazdığı belirtilmekle birlikte bugün için elimizde olan tek manzum eseri, Kâsımî mahlasıyla kaleme aldığı Tuhfetü'l-Uşşâk'ıdır.
Tuhfetü'l-Uşşâk, 1202 beyitlik bir mesnevidir. Kâsımî'nin bu eseri, Türk edebiyatında –bilindiği kadarıyla- Halîlî, Hamdullâh Hamdî, Üsküplü Atâ ve Gelibolulu Âlî'nin XV-XVI. yüzyıllarda kaleme aldıkları aynı isimli eserlerinden oluşan Tuhfetü'l-Uşşâk geleneği çerçevesinde yazılmıştır. Kâsımî'nin eseri, bu geleneğe dâhil olup bugün için bilinen ve elimizde bulunan eserler içerisinde Türkçe kaleme alınmış ilk eserdir. Bu eserler genel olarak şekil, amaç, içerik ve yöntem bakımından birbirilerine benzemekle birlikte Halîlî'nin ve Hamdî'nin eserleri, plan, içerik ve yöntem bakımından diğerlerinden ayrılır. Geriye kalan üç eserden Âlî'nin eseri de bütün bölümlerinde aşk konusunun işlenmesiyle ayrışır. Sonuçta Kâsımî ile Atâ'nın eserlerinin, konu başlıkları ve hikâyeleri farklı olmakla birlikte, yöntem bakımından en çok benzeşen iki eser olduğu görülür.
Bu çalışma, Muhyiddîn Mehmed bin Hatîb Kâsım'ın Tuhfetü'l-Uşşâk adlı eseri üzerinedir. Amasyalı bir aileye mensup olan Muhyiddîn Mehemmed, 1460-1534 yıllarında yaşamıştır. Babası gibi o da devrin önde gelen âlimlerinden ve müderrislerindendir. Çoğu hâşiye niteliğinde dokuz mensur eser kaleme almıştır. Kaynaklarda Arapça ve Türkçe kasideler yazdığı belirtilmekle birlikte bugün için elimizde olan tek manzum eseri, Kâsımî mahlasıyla kaleme aldığı Tuhfetü'l-Uşşâk'ıdır.
Tuhfetü'l-Uşşâk, 1202 beyitlik bir mesnevidir. Kâsımî'nin bu eseri, Türk edebiyatında –bilindiği kadarıyla- Halîlî, Hamdullâh Hamdî, Üsküplü Atâ ve Gelibolulu Âlî'nin XV-XVI. yüzyıllarda kaleme aldıkları aynı isimli eserlerinden oluşan Tuhfetü'l-Uşşâk geleneği çerçevesinde yazılmıştır. Kâsımî'nin eseri, bu geleneğe dâhil olup bugün için bilinen ve elimizde bulunan eserler içerisinde Türkçe kaleme alınmış ilk eserdir. Bu eserler genel olarak şekil, amaç, içerik ve yöntem bakımından birbirilerine benzemekle birlikte Halîlî'nin ve Hamdî'nin eserleri, plan, içerik ve yöntem bakımından diğerlerinden ayrılır. Geriye kalan üç eserden Âlî'nin eseri de bütün bölümlerinde aşk konusunun işlenmesiyle ayrışır. Sonuçta Kâsımî ile Atâ'nın eserlerinin, konu başlıkları ve hikâyeleri farklı olmakla birlikte, yöntem bakımından en çok benzeşen iki eser olduğu görülür.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 21,60 | 21,60 |