Bu çalışmada, kişisel kusur kavramı benzer kavramlarla karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Kamu görevlisinin kişisel kusuru kavramı, Türk idare hukukunda uzun bir süredir tartışılmaktadır. Son dönemlerde hem doktrinde hem de yargı yerleri tarafından kişisel kusur kavramının kullanımı giderek yaygınlık kazandığı görülmüştür.
Kamu görevlisinin kişisel kusuru konusu idare hukukunun en tartışmalı konularından biridir. Zira kamu görevlisinin kişisel kusuru kavramının hem hizmet kusuru ile hem de haksız fiil ile karıştırılması kuvvetle muhtemeldir. Çalışmada kişisel kusur kavramı idare hukukuna özgü bağımsız bir kusur olarak ele alınmıştır. Kavramın doğru tanımlanmasının sorumluluk hukuku bakımından da önemi büyüktür. Dolayısıyla kamu görevlisinin kişisel kusuru hizmet kusuru ile haksız fiilden ayrı bağımsız bir idari kusur olarak tanımlanmasının daha doğru olacağı ifde edilmiştir.
Bilindiği üzere hizmet kusurundan kaynaklanan zararların tamamından idare sorumludur. Bu kusurdan kaynaklanan zararların tazmini davası idari yargıda doğrudan ilgili idareye karşı açılır. Haksız fiilden kaynaklanan zararlardan da kamu görevlisinin kendisi sorumludur. Bu durumda da dava adli yargıda ilgili kişiye karşı açılır. Kişisel kusurdan kaynaklanan zararların tazmini için ise dava öncelikli olarak idari yargıda ilgili idareye karşı açılır. İdare zararları tazmin eder ve devamında da ödediği zararlar için, kamu görevlisinin kişisel kusuru oranında, ilgili kamu görevlisine rücu eder. Görüldüğü üzere hizmet kusuru ile kişisel kusur arasındaki temel farklardan biri rücu edilebilirliktir.
Bu çalışmada, kişisel kusur kavramı benzer kavramlarla karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Kamu görevlisinin kişisel kusuru kavramı, Türk idare hukukunda uzun bir süredir tartışılmaktadır. Son dönemlerde hem doktrinde hem de yargı yerleri tarafından kişisel kusur kavramının kullanımı giderek yaygınlık kazandığı görülmüştür.
Kamu görevlisinin kişisel kusuru konusu idare hukukunun en tartışmalı konularından biridir. Zira kamu görevlisinin kişisel kusuru kavramının hem hizmet kusuru ile hem de haksız fiil ile karıştırılması kuvvetle muhtemeldir. Çalışmada kişisel kusur kavramı idare hukukuna özgü bağımsız bir kusur olarak ele alınmıştır. Kavramın doğru tanımlanmasının sorumluluk hukuku bakımından da önemi büyüktür. Dolayısıyla kamu görevlisinin kişisel kusuru hizmet kusuru ile haksız fiilden ayrı bağımsız bir idari kusur olarak tanımlanmasının daha doğru olacağı ifde edilmiştir.
Bilindiği üzere hizmet kusurundan kaynaklanan zararların tamamından idare sorumludur. Bu kusurdan kaynaklanan zararların tazmini davası idari yargıda doğrudan ilgili idareye karşı açılır. Haksız fiilden kaynaklanan zararlardan da kamu görevlisinin kendisi sorumludur. Bu durumda da dava adli yargıda ilgili kişiye karşı açılır. Kişisel kusurdan kaynaklanan zararların tazmini için ise dava öncelikli olarak idari yargıda ilgili idareye karşı açılır. İdare zararları tazmin eder ve devamında da ödediği zararlar için, kamu görevlisinin kişisel kusuru oranında, ilgili kamu görevlisine rücu eder. Görüldüğü üzere hizmet kusuru ile kişisel kusur arasındaki temel farklardan biri rücu edilebilirliktir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 231,30 | 231,30 |