Kalbiye

Stok Kodu:
9786259969381
Boyut:
13.5x19.5
Sayfa Sayısı:
216
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%28 indirimli
150,00TL
108,00TL
9786259969381
777954
Kalbiye
Kalbiye
108.00

Kalbiye, sıradan bir kadının intikam alma düşüncesiyle yola çıktığında yaşamları nasıl değiştirebileceğini gerçekçi bir dille anlatıyor. Yaşadığımız çağda kurulan toplumsal düzenin temellerini sarsacak kadar açık sözlü, ironik, yakıcı ifadelerle, güzellik, aşk, evlilik, aldatma ve sadakât kavramlarıyla çağın ahlâk anlayışına ayna tutuyor. Zekiye Yaldız’ın kaleminin ucundaki o sıcak üslupla zaman zaman Kalbiye’yi yersek de onu anlıyor ve hak veriyoruz. Yer yer bir iç dökme gibi okuduğumuz roman, çarpıcı sonuyla çoğumuzun arkadaş toplantılarında gizli kapaklı konuştuğumuz, bazen de kimselere söyleyemediğimiz sırları bizim yerimize deşifre ederek ikiyüzlülüğümüzü tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
“Masanın etrafında Gucciler, Vakkolar, Pradalar, ihtimal- çakma Hermesler oturuyor,  restoranda istenecek ne kadar pahalı yiyecek varsa istenmiş, mültecilere yardım için ne yapılacağı konuşuluyordu. Her biri benden çok daha önce kocası tarafından aldatılmış kadınların bu kadar mutlu görünmelerine hayret edecek takatim yoktu. Bir kalpleri varsa kırılmış olmalıydı. Nasıl onardılar? Eşyayla, yılan zehiriyle, timsah derisi, kaplumbağa kabuğu ile şifalanmışlar, nefes terapiden biraz soluk almışlar ve Mevlevi terapiyle arşa yükselip aile diziniyle anneannelerini bulmuşlar şimdi de bu kutsal görev için Çukurambar’ın lüks restoranına inmişlerdi. Her biri birer Mehdi’ydi. Dünyanın göç sorununu yaprak sarması satarak çözmek üzereydiler.”

Kalbiye, sıradan bir kadının intikam alma düşüncesiyle yola çıktığında yaşamları nasıl değiştirebileceğini gerçekçi bir dille anlatıyor. Yaşadığımız çağda kurulan toplumsal düzenin temellerini sarsacak kadar açık sözlü, ironik, yakıcı ifadelerle, güzellik, aşk, evlilik, aldatma ve sadakât kavramlarıyla çağın ahlâk anlayışına ayna tutuyor. Zekiye Yaldız’ın kaleminin ucundaki o sıcak üslupla zaman zaman Kalbiye’yi yersek de onu anlıyor ve hak veriyoruz. Yer yer bir iç dökme gibi okuduğumuz roman, çarpıcı sonuyla çoğumuzun arkadaş toplantılarında gizli kapaklı konuştuğumuz, bazen de kimselere söyleyemediğimiz sırları bizim yerimize deşifre ederek ikiyüzlülüğümüzü tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
“Masanın etrafında Gucciler, Vakkolar, Pradalar, ihtimal- çakma Hermesler oturuyor,  restoranda istenecek ne kadar pahalı yiyecek varsa istenmiş, mültecilere yardım için ne yapılacağı konuşuluyordu. Her biri benden çok daha önce kocası tarafından aldatılmış kadınların bu kadar mutlu görünmelerine hayret edecek takatim yoktu. Bir kalpleri varsa kırılmış olmalıydı. Nasıl onardılar? Eşyayla, yılan zehiriyle, timsah derisi, kaplumbağa kabuğu ile şifalanmışlar, nefes terapiden biraz soluk almışlar ve Mevlevi terapiyle arşa yükselip aile diziniyle anneannelerini bulmuşlar şimdi de bu kutsal görev için Çukurambar’ın lüks restoranına inmişlerdi. Her biri birer Mehdi’ydi. Dünyanın göç sorununu yaprak sarması satarak çözmek üzereydiler.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat