Kadınlar, kadın oluşlar, feministler, translar, göçebeler, lezbiyenler, geyler, siborglar, ötekilerin ötekileri, hilkat garibeleri, yoldan sapanlar yani kısacası bir-olmayanlar, farklar… Başka bir felsefeyle başka bir feminizm… Rosi Braidotti geldiğimiz noktada, kavramsal yaratıcılığa vebilen özne hakkındaki geleneksel inançlardan nostaljik olmayan, sağlıklı bir kopuşa ihtiyacımız olduğunu iddia ediyor. Bu kitapta yer verdiği üç makalesinde, feminizmi, fark felsefesinin özcü olmayan materyalist neşesiyle okuma fırsatı sunuyor. Yolculuk, '68 Paris'ini tatmış ve o dönemin kadın hareketi ve kuramsal dünyasında yer almış göçebe, melez bir tekilliğin hikâyesiyle başlıyor. Ardından Braidotti, Kadın-Oluş makalesiyle kuramsal bir arayışa ortak ediyor bizi. Cinsel fark kuramını, bedenleşme ve içkinlik üzerinden yeniden ele alıyor. Deleuze ve Irigaray'ı birlikte okuyarak kayıp, başarısızlık, melankoli ve ontolojik eksiklik gibi kedere yüz tutmuş kavramların politik ve kuramsal düzlemdeki egemenliğine karşı oluş, fark, tamlık, neşe, yaratıcılık gibi olumlamaya içkin kavramları önemsiyor. Bunlar, politik mevzilenmede farkın birer kuvveti haline geliyor. Nihayet yolculuk, farkların kapitalizm tarafından nasıl kapıldığını, kuşatıldığını ve etkisizleştirildiğini tartışan bir makaleyle sonlanıyor. Braidotti'ye göre ileri kapitalizm, çoğulcu farkları tüketimcilik adına piyasalaştırıp, ötekilerin, yani tekil farklılıkların varoluş, kültür ve söylemlerinin metalaştırılmasını teşvik ediyor. Ancak her ne olursa olsun, bu canavarımsı, melez, güzel tekil farklar özgür ve etkin oluşlarında kahkahayla gülmeye devam ediyor ve edecektir de.
Kadınlar, kadın oluşlar, feministler, translar, göçebeler, lezbiyenler, geyler, siborglar, ötekilerin ötekileri, hilkat garibeleri, yoldan sapanlar yani kısacası bir-olmayanlar, farklar… Başka bir felsefeyle başka bir feminizm… Rosi Braidotti geldiğimiz noktada, kavramsal yaratıcılığa vebilen özne hakkındaki geleneksel inançlardan nostaljik olmayan, sağlıklı bir kopuşa ihtiyacımız olduğunu iddia ediyor. Bu kitapta yer verdiği üç makalesinde, feminizmi, fark felsefesinin özcü olmayan materyalist neşesiyle okuma fırsatı sunuyor. Yolculuk, '68 Paris'ini tatmış ve o dönemin kadın hareketi ve kuramsal dünyasında yer almış göçebe, melez bir tekilliğin hikâyesiyle başlıyor. Ardından Braidotti, Kadın-Oluş makalesiyle kuramsal bir arayışa ortak ediyor bizi. Cinsel fark kuramını, bedenleşme ve içkinlik üzerinden yeniden ele alıyor. Deleuze ve Irigaray'ı birlikte okuyarak kayıp, başarısızlık, melankoli ve ontolojik eksiklik gibi kedere yüz tutmuş kavramların politik ve kuramsal düzlemdeki egemenliğine karşı oluş, fark, tamlık, neşe, yaratıcılık gibi olumlamaya içkin kavramları önemsiyor. Bunlar, politik mevzilenmede farkın birer kuvveti haline geliyor. Nihayet yolculuk, farkların kapitalizm tarafından nasıl kapıldığını, kuşatıldığını ve etkisizleştirildiğini tartışan bir makaleyle sonlanıyor. Braidotti'ye göre ileri kapitalizm, çoğulcu farkları tüketimcilik adına piyasalaştırıp, ötekilerin, yani tekil farklılıkların varoluş, kültür ve söylemlerinin metalaştırılmasını teşvik ediyor. Ancak her ne olursa olsun, bu canavarımsı, melez, güzel tekil farklar özgür ve etkin oluşlarında kahkahayla gülmeye devam ediyor ve edecektir de.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 291,20 | 291,20 |