Winston Churchill'in İkinci Dünya Savaşı'nın en şiddetli günlerinde çalıştığı odasını ziyaret edenlerin her şeyden evvel dikkatlerini duvarları kaplayan çeşitli haritalar çekerdi. Halihazır ve muhtemel savaş sahaları, şehirler ve sanayi bölgelerinin lokasyonlarını, ulaştırma sektörlerinin düzenini gösteren çeşitli haritalar bir ülkenin varlığını koruyabilme çabasında, yeryüzünü, insan ve bunların karşılıklı ilişkilerinin bilinmesi, başka bir deyimle coğrafyanın değerini gösteren açık birer vakıadır.
Churchill örneğinde de görüldüğü gibi, coğrafya ve onun dış politik yansıması jeopolitik olgusu tarihin çok eski dönemlerinden bu yana siyasal toplulukların hayatlarında ve uluslararası ilişkilerin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır ve bu rol aslında bugün de devam etmektedir.
Bu gerçekliği Napoleon Bonaparte 1804'te Prusya kralına gönderdiği bir mektupta "bütün güç politikası kendi coğrafyaları içindedir" şeklinde ifade etmektedir. Bu kitap, coğfrafyanın olgu, olay, durum ve kavramlaşma serüveninde, onun sadece geometrik bir biçim, fiziksel bir madde, zorlayıcı bir etken, uzamsal bir sınır olmadığı; aksine, gerek bireysel, gerek toplumsal gerekse uluslararası düzeylerde zihinsel olarak da var olduğu gerçeğinden hareketle, insan, mekan devlet ve zaman etkileşimini teorik ve tarihsel perspektiften ele alma noktasında bir ön girişim olarak ortaya çıkarılmıştır.
Bu bağlamda kitabın özgün yanını, jeopolitik açısından, coğfrafya insan ilişkisini Türkçe literatürdeki diğer siyasi coğrafya ve jeopolitik kitaplarından farklı olarak, dört unsur (insan, devlet, coğrafya, mekan ve zaman) çerçevesinde analitik hale getirmeye yönelik bir kısım içermesi oluşturmaktadır.
Winston Churchill'in İkinci Dünya Savaşı'nın en şiddetli günlerinde çalıştığı odasını ziyaret edenlerin her şeyden evvel dikkatlerini duvarları kaplayan çeşitli haritalar çekerdi. Halihazır ve muhtemel savaş sahaları, şehirler ve sanayi bölgelerinin lokasyonlarını, ulaştırma sektörlerinin düzenini gösteren çeşitli haritalar bir ülkenin varlığını koruyabilme çabasında, yeryüzünü, insan ve bunların karşılıklı ilişkilerinin bilinmesi, başka bir deyimle coğrafyanın değerini gösteren açık birer vakıadır.
Churchill örneğinde de görüldüğü gibi, coğrafya ve onun dış politik yansıması jeopolitik olgusu tarihin çok eski dönemlerinden bu yana siyasal toplulukların hayatlarında ve uluslararası ilişkilerin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır ve bu rol aslında bugün de devam etmektedir.
Bu gerçekliği Napoleon Bonaparte 1804'te Prusya kralına gönderdiği bir mektupta "bütün güç politikası kendi coğrafyaları içindedir" şeklinde ifade etmektedir. Bu kitap, coğfrafyanın olgu, olay, durum ve kavramlaşma serüveninde, onun sadece geometrik bir biçim, fiziksel bir madde, zorlayıcı bir etken, uzamsal bir sınır olmadığı; aksine, gerek bireysel, gerek toplumsal gerekse uluslararası düzeylerde zihinsel olarak da var olduğu gerçeğinden hareketle, insan, mekan devlet ve zaman etkileşimini teorik ve tarihsel perspektiften ele alma noktasında bir ön girişim olarak ortaya çıkarılmıştır.
Bu bağlamda kitabın özgün yanını, jeopolitik açısından, coğfrafya insan ilişkisini Türkçe literatürdeki diğer siyasi coğrafya ve jeopolitik kitaplarından farklı olarak, dört unsur (insan, devlet, coğrafya, mekan ve zaman) çerçevesinde analitik hale getirmeye yönelik bir kısım içermesi oluşturmaktadır.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 73,70 | 73,70 |