Sula Bozis'in İstanbul Rumlarından Yemek Tarifleri - Masal Yıllarının Mutfağı kitabı sadece yemek tariflerini içermiyor, aynı zamanda 20. yüzyılın ikinci yarısından küçük bir İstanbul panoraması. "Üç kıta arasında gelişen ticari ve kültürel alışverişlerin kavşak noktasında bulunan İstanbul kentindeki 'Yok yok' deyişine tam olarak uyan, zengin besin maddeleriyle donanmış çarşı ve pazarlar, zaman içinde, sayısız lezzet içeren bir mutfağın yaratılmasına yol açmıştır. Rum evlerinin mutfak kültürünü araştırdığımızda, bu bereketin en iyi biçimde kullanıldığını görürüz. Deniz ürünlerinden tuzlu balık çeşitlemesine, sebze, balık veya sakatatla hazırlanan zeytinyağlı mezelik dolmalara ve sarmalara, dört mevsim etli veya zeytinyağlı tencere yemekleri çeşitlemesine değin Rum mutfağı, ünlü yazar Skarlatos Vizantios'un 3 ciltlik Konstantinopolis (1851-69) yapıtında belirttiği gibi, Asya ile Avrupa mutfak kültürlerinin bileşkesinden türeyen, eklektik bir gastronominin ürünüdür. 'Pilav ile tartalet ve pastanın, tavuk göğsü ile pudingin, sarma ile kotletin bir arada hazırlandığı' kentsoylu, kozmopolit bir ev mutfağı geliştiren İstanbullu Rum ailelerin yemek kültürü, sözlü geleneğe dayanan bir süreklilikle günümüze dek ulaşır."
Sula Bozis'in İstanbul Rumlarından Yemek Tarifleri - Masal Yıllarının Mutfağı kitabı sadece yemek tariflerini içermiyor, aynı zamanda 20. yüzyılın ikinci yarısından küçük bir İstanbul panoraması. "Üç kıta arasında gelişen ticari ve kültürel alışverişlerin kavşak noktasında bulunan İstanbul kentindeki 'Yok yok' deyişine tam olarak uyan, zengin besin maddeleriyle donanmış çarşı ve pazarlar, zaman içinde, sayısız lezzet içeren bir mutfağın yaratılmasına yol açmıştır. Rum evlerinin mutfak kültürünü araştırdığımızda, bu bereketin en iyi biçimde kullanıldığını görürüz. Deniz ürünlerinden tuzlu balık çeşitlemesine, sebze, balık veya sakatatla hazırlanan zeytinyağlı mezelik dolmalara ve sarmalara, dört mevsim etli veya zeytinyağlı tencere yemekleri çeşitlemesine değin Rum mutfağı, ünlü yazar Skarlatos Vizantios'un 3 ciltlik Konstantinopolis (1851-69) yapıtında belirttiği gibi, Asya ile Avrupa mutfak kültürlerinin bileşkesinden türeyen, eklektik bir gastronominin ürünüdür. 'Pilav ile tartalet ve pastanın, tavuk göğsü ile pudingin, sarma ile kotletin bir arada hazırlandığı' kentsoylu, kozmopolit bir ev mutfağı geliştiren İstanbullu Rum ailelerin yemek kültürü, sözlü geleneğe dayanan bir süreklilikle günümüze dek ulaşır."
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 22,75 | 22,75 |