İsnâaşeriyye/İmâmiyye/Câferiyye mezhebini Ehl-i Sünnet’ten ayıran en temel ve en belirgin özellik imâmet teorisidir. Bu mezhebin müntesiplerine göre Resûl-i Ekrem’den (s.a.s.) sonra imâmet/halîfelik, Hz. Ali’nin hakkıdır ve bu, âyetlerde belirtilmiştir. Ayrıca imâmet kurumunun ondan sonra onun soyundan gelen on bir imamla devam etmesi gerekir. Dolayısıyla Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın halîfeliği onlara göre geçersizdir. İsnâaşeriyye’nin on ikinci imamı, şu an gaybete ermiş olan ancak kıyâmete yakın bir dönemde ortaya çıkması beklenen Muhammed Mehdî el-Muntazar’dır. İsnâaşeriyye mezhebinin Ahbâriyye ve Usûliyye şeklinde iki düşünce ekolü vardır. Şer‘î hüküm istinbat etmede bunlar arasında görüş birliği yoktur. Ahbârîler hüküm istinbat etmede sadece Kitap ve imamların ahbârını delil belirlemişken Usûlîler bunların yanında kendi mezheplerindeki ulemânın bir konu hakkındaki icmâ‘ını ve aklı delil olarak kabul etmektedirler. Bununla beraber her iki ekolde imâmetin Kur’an’la sâbit olduğu temel bir inançtır. Ancak Kur’ân’ı imâmete referans olarak gösterirlerken iki ekol arasında değişik açılardan detayda farklılıklar vardır ki, bu çalışma bunları tafsilatlı bir şekilde ortaya koymaya çalışmıştır
İsnâaşeriyye/İmâmiyye/Câferiyye mezhebini Ehl-i Sünnet’ten ayıran en temel ve en belirgin özellik imâmet teorisidir. Bu mezhebin müntesiplerine göre Resûl-i Ekrem’den (s.a.s.) sonra imâmet/halîfelik, Hz. Ali’nin hakkıdır ve bu, âyetlerde belirtilmiştir. Ayrıca imâmet kurumunun ondan sonra onun soyundan gelen on bir imamla devam etmesi gerekir. Dolayısıyla Hz. Ebû Bekr, Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın halîfeliği onlara göre geçersizdir. İsnâaşeriyye’nin on ikinci imamı, şu an gaybete ermiş olan ancak kıyâmete yakın bir dönemde ortaya çıkması beklenen Muhammed Mehdî el-Muntazar’dır. İsnâaşeriyye mezhebinin Ahbâriyye ve Usûliyye şeklinde iki düşünce ekolü vardır. Şer‘î hüküm istinbat etmede bunlar arasında görüş birliği yoktur. Ahbârîler hüküm istinbat etmede sadece Kitap ve imamların ahbârını delil belirlemişken Usûlîler bunların yanında kendi mezheplerindeki ulemânın bir konu hakkındaki icmâ‘ını ve aklı delil olarak kabul etmektedirler. Bununla beraber her iki ekolde imâmetin Kur’an’la sâbit olduğu temel bir inançtır. Ancak Kur’ân’ı imâmete referans olarak gösterirlerken iki ekol arasında değişik açılardan detayda farklılıklar vardır ki, bu çalışma bunları tafsilatlı bir şekilde ortaya koymaya çalışmıştır
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 226,80 | 226,80 |